Suriye’nin sökülen ses telleri

EY Beşar! Ey yalancı!

Haberin Devamı

Sana da söylevlerine de lanet olsun!
Özgürlük geldi kapıya dayandı.
Haydi Beşar, haydi ikile!

Bir süredir Suriye’nin en popüler ve en tehlikeli şarkısının sözlerinin bir bölümü böyle.
Kendi halkını katleden Beşar Esad’ın ve katil sürüsünün duymaya katlanamadığı bir şarkı bu.
Geçen ay Hama yakınlarında cesedi bulunan İbrahim Quashush (Kaşuş) kimilerine göre bu şarkıyı meşhur eden yazan kişiydi, kimilerine göre sıradan bir genç adam.
Eğer İbrahim’in Asi Nehri kıyısında bulunan cansız bedenine bakacak cesareti toplayabilirseniz, gırtlağının kesildiğini göreceksiniz.
Esad’ın katilleri “Haydi Beşar, haydi ikile”yi söylediği için kaçırıp işkence edip, ses tellerini kesip çıkararak öldürmüştü genç adamı.
Beyaz sayfa açmasına izin verilen Esad, o beyaz sayfayı İbrahim gibi yüzlerce vatandaşının kanıyla boyadı.
Durdu insanlık, süre tanıdı, “Reform yapacakmış canım” diyerek kafasını başka yere çevirdi.
Ramazan öncesi Hama’da ağır silahlarla katliama girişince “Bu kadar da olmaz ama canııım!” demeçleri geldi.
Aman ne cesur demeçler!
Aman ne korkmuştur Esad ve onun katiller sürüsü.

Haberin Devamı

Burnumuzun dibinde komşumuzun ses telleri vahşice sökülürken sustuk bölgemizin lideri ve dünyanın yeni abisi olarak.
Ramazan öncesine denk gelen katliama kadar geçiştirdik, kafamızı kuma gömdük, egemenler korosunda yancı vokalist rolünü kabul ettik.
Kaldı ki, şartlar müsait olduğunda, yani “icabında” mangalda kül bırakmayız demeç üfürürken.
Sorun bakalım İbrahim’e “Samimiyetimizi görüyorsun di mi?” diye, bakalım cevap verebilecek mi sökülmüş ses telleriyle.
Bu ayıp da insan olana yeter.
Egemenlerin “çıkarımıza uygun besteler” seslendiren korosu yerine “Haydi Beşar, ikile!” diyen koroya katılmalıydık.
Artık İbrahim affetsin bizi, insanlığı...

Geline ‘beşibiyerde’ mayın

MAGAZİN figürleri Ece Erken ve Davut Güloğlu nişanlanmışlar, hayırlı olsun.
Nişan haberi medyaya “Nişan hediyesi mermi” olarak yansıdı.
Habere göre Güloğlu, memleketi Rize’de akrabalarına tanıştırdığı sevgilisine nişan hediyesi olarak bir adet mermi hediye etmiş.
Ece Erken, Kurtlar Vadisi sembolizminin dalağını yaran bu hediye merasimini şöyle aktarmış:
“Davut bana Rize’de bir mermi verdi. Bunun anlamı ya öleceğim ya da sonsuza kadar onunlayım demek. İnşallah sonsuza kadar beraber oluruz. Ben de mermiyi ona geri verdim...”

Haberin Devamı

İnşallah mutlu olurlar tabii ama böyle bir âdet var mıdır?
Varsa da nasıl bir âdettir bu?
Düğünde ne yapacaksın “beşibiyerde mayın” mı asacaksınız geline?
Evden almaya tankla mı gideceksiniz?
Havai fişek yerine lav atışı mı yapacaksınız?
Balayını komando kampında mı geçireceksiniz?
Davetlilere nikâh şekeri yerine mühimmat mı dağıtacaksınız?
Damatlık yerine kamuflaj, gelinlik
yerine kar komandosu kıyafeti mi giyeceksiniz?
Kadına yönelik şiddette kendi rekorunu kıran bir memlekete dönmüşüz, evlilik mesajınızı böyle mi vereceksiniz genç insanlara?
Mutluluğun yanı sıra akıl/fikir de dilerim...

Yazarın Tüm Yazıları