PKK’yı hep kınadık

Güncelleme Tarihi:

PKK’yı hep kınadık
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 17, 2011 00:00

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Türkiye’den çeşitli üniversite, sivil toplum örgütleri, genç kadın ve erkek yatırımcılarla, CNN TÜRK’te bir araya geldi.

Clinton, ilk kez seyircilerden soru alınan formattaki bir yayına katılmış oldu. Terörle mücadeleden Suriye’ye dek birçok konuda açıklamalarda bulunan Clinton’ın ifadeleri özetle şöyle:

İstihbarat işbirliği sürüyor

- ABD ordusu ve istihbarat servisleri ile Türk ordusu ve istihbarat servisleri, Irak’ta çok yakın bir şekilde işbirliği yaptı. Ne zaman elimize istihbarat geçerse Türk tarafına sağlamayı sürdüreceğiz. Türk yetkililerinin Ankara’daki Amerikan hedeflerine yönelik bir saldırı planını birkaç gün önce engellemesinden büyük şükran duyuyoruz. Sürekli iletişim içindeyiz.

PKK terör listemizde

- ABD, PKK’yı terör listesine koymuştur. Bu PKK’yı kınamamızın en halka açık yoludur. PKK’yı hiçbir zaman desteklemedik, hep kınadık. Ancak (bu meselelerde) iki ülke arasında yeterince iletişimin olmadığı hissine ben de bazen kapılıyorum. Türk halkının (ABD’nin PKK’yı el altından desteklediği yolunda) bir takım inanç ve kanaatleri var ki bunlar doğru değil.

Kuzey Irak’tan çekilince

- (Türkiye’nin önümüzdeki günlerde Kuzey Irak’ta PKK’ya karşı yeni bir sınırötesi harekat başlatması halinde ABD’nin olası tepkisi sorulduğunda) PKK teröristlerini takip etme konusunda (sıcak takip) Türk ordusunu geçmişte destekledik. Bu desteğimiz sürecek. Terörizmin ne kadar tehlikeli olduğunun farkındayız. Türk hükümetiyle konuştuğumuz konulardan biri de şu: Bildiğiniz gibi ABD’nin Irak’ta hâlâ askeri güçleri var. Bu güçlerin bir kısmının kalması yönünde bir karar olsa da, olmasa da, bunların büyük bölümünü geri çekiyoruz. Bu güçlerin, Türk hükümetiyle işbirliği içinde, Türkiye’nin PKK’ya karşı çabalarına destek vermek için. Irak’tan çekildikten sonra bu desteği vermek için neler yapabileceğimiz konusunda çalışıyoruz.

- (Kürt meselesinde) Barışçı protestolarla şiddeti ayırt etmek çok önemli. Terörle mücadelede ne zaman elimize istihbarat geçerse hemen Ankara’ya iletiyoruz.

Türkiye bölgesel güç

- Son seçim, hükümete güçlü bir onay verdi. Demokrasinizin canlılığını gösterdi. Ancak tarafların birbirini kontrol altında tutması için güçlü bir muhalefet de lazım. Başka ülkeler bize bakınca “ABD’de hükümet ne zor işliyor, ne zor karar alıyorlar” diyor. Oysa bu demokrasinin gücüne işaret. Çeşitliliklerin inkar edilmediğine delil.

Doğu’ya kayma sorunu yok

- Türkiye’nin Doğu’ya kayması gibi bir sorun yok. Çünkü iki kıta arasında ayakları yere sağlam basan bir ülke. Hem Batı’ya, hem de Doğu’ya hitap edebilir. Siz zihniyet yapınızla da iki tarafa birden bakabiliyorsunuz ve bu inanılmaz bir avantaj. Türkiye hem küresel, hem bölgesel bir güç.

Heyecan verici ülkesiniz

- Türkiye’nin ekonomik büyüme oranı Çin’den bile yüksek. Fenomen sayılacak bir oran. Türkiye’nin iç ve dış büyümesi, benzerlerine kıyasla daha sağlam temellere dayanıyor. Türkiye’yi dünyanın en heyecan verici ülkelerinden biri olarak görüyorum. İlk olarak 90’larda first lady olarak geldim. Ekonomik büyümesine kendi gözlerimle tanık oldum. Geleceğe olan güveniniz var.

Diğer ülkelere örnek

- Arap Baharı bizim için de sürpriz oldu. Bu ülkelerde halk hareketleri kendi yollarını çiziyor. Biz ancak yardım edebiliriz. Örneğin mali açıdan, uzmanlık açısından. Etkimiz inandığımızı söylemekten fazlası değil. Türkiye’nin Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da hakikaten çok önemli bir örnek olması için de biz elimizden geleni yapıyoruz. Gerçekten diğer ülkelerin Türkiye’den öğreneceği pek çok şey var.

Endişem ifade özgürlüğü

- Türkiye’de atılan adımlar konusunda kaygı duyduğum bir nokta varsa, ifade özgürlüğü ve medya özgürlüğüdür. Gazetecilerin, blogcuların, internetin üzerine gitmek Türkiye’nin yararına değil. Aslında Türkiye’nin katettiği bütün aşamaların tam tersi bu. Yani dışarıdan bakan birisi bunu anlamakta zorluk çekiyor. Ben de zorluk çekiyorum. Ben Türk hükümetinde olsaydım, ifade özgürlüğünden, gazetecilere özgürlükten yana olurdum. Bunu Başbakan Erdoğan’a da ilettim. Ama ben iki gün için gelip gidiyorum. Önemli olan Türk vatandaşlarının sesini yükseltmesi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!