Baydemir, ‘iki bayrak’ mesajı verdi, yatırımcı Diyarbakır’dan vazgeçti

TÜRKİYE’nin batısındaki şirin kentlerimizden birinde büyümüş, bazı illerde yatırımı olan işadamı, Diyarbakır’ı da yatırım adresleri arasına almayı planladı. Bu amaçla bir süre önce Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’i ziyaret etti.

Baydemir, işadamını çok sıcak karşıladı, yatırıma kapı açmak için elinden gelen her türlü yardımı yapacağını belirtti. Baydemir’in yakın ilgisini gören işadamı fırsatı bulmuşken sordu:
- Sayın Başkan, zaman zaman sert demeçleriniz havayı geriyor. Bu tür demeçler vermeseniz.
- Ben o demeçleri bölgedeki vatandaşlarımızın gazını almak için veriyorum. O konuşmaları yapmasam, bölgede gerilim daha fazla olur.
İşadamı, bu sohbetin ardından Baydemir’in yanından ayrıldı. Yatırımla ilgili hazırlıklarını sürdürdü. Artık düğmeye basma aşamasına yaklaşınca bir kez daha Diyarbakır’a uçtu, Osman Baydemir’le görüşmeye gitti. Yanında bu kez işlerin başında bulunan oğlu da vardı.
Yatırımla ilgili son ayrıntılar üzerinde durdular. İşadamı Baydemir’in yatırıma davetkar tutumundan memnun, yine aynı konuyu açtı:
- Sayın Başkan, sözlerinizi, tutumunuzu biraz yumuşatsanız.
- Beyefendi, belediye binamızın önündeki gönderde Türk Bayrağı’nın yanında bir de Kürt bayrağı olsa kıyamet mi kopar.
İşadamı ne söyleyeceğini düşünürken, sinirden mosmor olan oğlu, “Artık gidelim” işareti yaptı. İşadamı, bu işaret üzerine izin istedi:
- Sayın Başkan, bize müsade...
İşadamı, oğluyla birlikte dışarı çıktı. Daha belediye binasının önündeyken oğlu babasına yüklenmeye başladı:
- Benim babam bu adamın önünde saygılı bir şekilde, süklüm püklüm havasında neden oturur?
- Evladım, karşımdaki bir belediye başkanı. Ben devlet görevlilerinin karşısında hep böyle otururum. Asla bacak bacak üstüne atmam. Rahmetli Vehbi Koç da öyle yapardı. Belediye Başkanı da benim açımdan kamuyu, o şehri temsil eden kişidir. Benim saygım onun makamına.
- Ben anlamam baba... Bir de adama sürekli, “Efendim” diye hitap ettin.
- Dedim ya oğlum. Belediye başkanlığı makamına saygımdan öyle davrandım.
- Bırak baba ya, iki bayraktan söz eden adama bu saygıyı göstermen de fazla. Kanıma dokundu. Ben Diyarbakır’a yatırım yapma taraftarı değilim. Benim için bu yatırım iptal olmuştur. Sen istersen tek başına yaparsın.
- Evladım, sen yoksan ben nasıl yatırım yapabilirim ki. Tamam, Diyarbakır’a yatırım kararından vazgeçtik.
Baydemir’in
, “İki bayrağı yan yana çekelim” sözü, batılı yatırımcıyı ürkütmüş, Diyarbakırlı işsizlee açılacak kapı bir anda iptal olmuştu.
BDP’nin yemin etmeyip toplantılarını Diyarbakır’da yapması, bana söz konusu işadamıyla yaptığım sohbeti anımsattı.
Diyarbakır’ın önemli bir yatırımı kaçırmasına üzüldüm. Oysa, bundan 4-5 yıl önce Diyarbakır’da Başkan Osman Baydemir’le buluştuğumuzda şu mesajı almıştım:
- Diyarbakır’a yatırım çekmek için her türlü yardıma hazırız.
Geçen süre içinde kentte gerçekleşen bazı yatırımlar oldu... Ancak, Diyarbakır hakettiği yatırımı çekmekte zorlandı...
BDP’nin Hatip Dicle örneğinden yola çıkarak yürüttüğü mücadeleyi anlamak gerekiyor...
Ama bu mücadelenin yarattığı gerginliğin bölgeye ekonomik açıdan verdiği zararı da onların görmesinde yarar var...

Tiryakiliğe veda etti, sigara faturasının 80 bin lira olduğunu gördü

LC WAIKIKI markasıyla bilinen Tema Mağazacılık Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, bu yılki hedefleri 2 milyar dolarlık ciroya doğru kararlı adımlarla yol alırlarken, personele dönük bir çalışma başlattı:
- Sigarayı bırakmak isteyen personelimize eğitim desteği veriyoruz.
- Yararı oluyor mu?
- Şu ana kadar 100 kadar personelimiz sigarayı bıraktı.
- Zorlama var mı?
O sırada yanımızda bulunan Kenan Işık araya girdi:
- Sigara içenlerin de haklarına saygı göstermek gerekmez mi?
Vahap Küçük, yanıtlayıp sürdürdü:
- Kimseyi sigarayı bıraksın diye zorlamıyoruz. Şu ana kadar sigarayı bırakan arkadaşlarımızın ailesi bu işten son derece memnun. Çok hayır duası alıyoruz.
Bir de hesap ortaya koydu:
- Sigarayı bırakan bir personelimiz oturup hesap yapmış. 15-20 yıllık sigara faturasının 80 bin lirayı bulduğunu farketmiş.
Konuyu sigaradan Tema Mağazacılık’ın büyüme planlarına taşıdık:
- Kaç mağazanız var?
- Şu anda 350 dolayında. Bu yıl 380 olacak. Mağazalarımızın toplam alanı da 450 bin metrekareye ulaşıyor.
- Kârlılık düzeyi nasıl?
- Kurumlar vergisi sıralamasında 22’nci olduk. Ortalama yüzde 22 kârlılığımız var.
- Kârınız arttıkça, giydirdiğiniz, burs verdiğiniz öğrenci sayısı da artıyor değil mi?
- Kârımızın yüzde 10’unu her yıl öğrencileri giydirmeye, bursa ayırıyoruz. 2010’da bu amaçla 35 milyon lira harcadık. Bunun yarısı nakit, yarısı da giyim eşyasıydı. 10 bin çocuğa el uzatmış olduk.
Tema Mağazacılık’ın cirosu bu yıl 2 milyar dolara çıkarsa, kâr rakamı da ona göre büyüyecek...
Bursla, giyim eşyasıyla sevinecek yoksul çocuk sayısı daha da artacak...

Bir ‘Konukevi’ de Uludağ Tıp Fakültesi’nin yanında yükseldi

BURSA’daki Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin yanıbaşında nisan ayında devreye giren Konukevi sorumlusu Ömer Kızılaslan’dan bir mesaj geldi:
- İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Turgut Özal Tıp Merkezi’nin yanına yapılan Konukevi’nin işadamlarının 3.6 milyon liralık desteğiyle tamamlandığını yazmışsınız. Benzeri bir durum bizim Konukevi için de geçerli.
Kızılaslan,
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tedavi gören lösemili çocukların yakınlarına hizmet veren Konukevi’nin kısa öyküsünü mesajına eklemiş:
- Bina hayırsever işadamı Sabahattin Gazioğlu tarafından yapıldı. 4 katlı, 18 odalı Kokunevi için Bursa Valimiz Şahabettin Harput ile Lösemili Çocuklar Derneği (LÖDER) önemli katkıda bulundu. Açılışı da 12 Nisan 2011’de gerçekleşti.
Ardından Konukevi’nin işletmesine dönük bilgi aktarmış:
- Personel ve genel giderler Bursa Valiliği tarafından karşılanıyor. Sabah kahvaltısı ve bazı küçük giderleri LÖDER karşılıyor.
Sonra da bazı beklentilerini sıralamış:
- Böylesi güzel bir hizmetin mükemmel hale gelmesi için odalarımıza 18 adet TV ve mini buzdolabı gerekiyor. Bir adet de faks cihazına ihtiyacımız var. Ayrıca, bir hayırseverin de akşam yemeklerini üstlenmesi çok iyi olur.
Bursa’daki Konukevi’nin eksiklerini aktardım. Belki bir el uzatan çıkar...
Yazarın Tüm Yazıları