Promosyon diye başlayıp marka olan kolonya Eyüp Sabri Tuncer

RAMAZAN kolonya mevsimidir. Ramazan'dan bir ay önce yükselen satışlar Şeker ve Kurban Bayramı sırasında yıllık zirveye dayanır. Kolonyada yıllık satışların üçte ikisi bu dört aya sığar.

Eyüp Sabri Tuncer (EST) kolonyalarının ikinci kuşak patronu Sabahattin Tuncer Cumhuriyet'le yaşıt. Hem de doğum günü Cumhuriyet'le aynı!

29 Ekim 1923 doğumlu Sabahattin Bey, Ankara-Samsun yolunun 25'inci kilometresine düşen fabrikasına tepeden bakan müstakil evinde yaşıyor. Bahçesinde sebze-meyve yetiştirip Çocuk Esirgeme Kurumu'na yolluyor, ekmek çeşitleri deniyor, göleti için ısmarladığı ördekleri sabırsızca bekliyor. Ne var ki bu tarife aldanıp 80'inde emekli oldu sanmayın. Hálá gününü fabrikada geçiriyor.

BOSNA-BURSA-ANKARAHATTINDA BİR YETİM

Tuncer ailesinin Bosna'dan başlayan serüveninde ilk durak Bursa'ydı.

Eyüp Sabri'nin babası Karahasanoğlu Ailesi'nden Süleyman Bey Bursa'yı biraz daha pahalı bulunca ilçesi İnegöl'e yerleşti. Önce çiftçiliği ardından bakkallığı denedi, başarısız oldu. Zamansız vefatıyla Eyüp Sabri'yi 10 yaşında yetim bıraktı. Eyüp Sabri Bey 8 yıl boyunca tezgahtarlık yaptı, ticareti erbabından ve çekirdekten öğrendi. 18 yaşındayken 6 arkadaşıyla askere yazıldı, İstiklal Savaşı'na katıldı.

Savaştan sonra İnegöl artık Eyüp Sabri ve arkadaşlarına dar geldi. İnegöl-Bursa arasını birbuçuk günde alabilen bir yayla arabası bulup civar ilçe ve illere mal satmaya başladı. İğneden ipliğe, gömlekten çoraba kadar geniş yelpazede satışlarla Kütahya, Eskişehir ve Ankara'ya uzandılar.

Ankara'da ilk işyerini 1920'lerin hemen başında açtı, ama Sabahattin Tuncer, işe başlama tarihini 1923 yılı olarak ilan etmeyi yeğliyor.

GÖMLEĞİN, KASKETİN PROMOSYONU KOLONYA

Eyüp Sabri Bey Anafartalar Caddesi'nde Nuri Conker Paşa'nın yeni apartmanında bonmarşe açtığında çağına göre devrim yaratacak bir promosyon kampanyası düzenledi. Mağazadaki her kalemi listeledi, karşılarına kuruş cinsinden fiyatlarını yazdı, broşür haline getirdi. Broşürün arka kapağına da bir kupon ekledi. Bu kuponla mağazaya gelene bedava esans ve kolonya vaat etti. Sabahattin Bey 1936 sonbaharına rastlayan o günleri gülerek, ‘‘Belki de Türkiye'nin ilk promosyonu idi’’ diye anıyor, ardından ekliyor: ‘‘Zaten bizim ilk ve son reklamımızdı. Bugüne kadar bir daha reklama ihtiyaç duymadık.’’

Sabahattin Tuncer, Ticaret Lisesi'ni İkinci Dünya Savaşı'nın sancılı günlerinde bitirdi. Baba dükkanına girmek yerine şansını devlet kapısında denedi. Ziraat Fakültesi'nde asistanlık yaptı.

1950'lerde Demokrat Parti'nin enflasyonist politikası piyasayı yeniden canlandırınca Sabahattin Bey babası ve kardeşi Süleyman Tuncer'le ortak oldu. 1957 yılında kolektif şirkete dönüşen Eyüp Sabri Tuncer'de kolonya üretiminin ön plana çıkması Sabahattin Bey dönemine rastladı.

Sabahattin Tuncer o tarihe kadar hem hammaddesi hem de kompozisyonu yani koku özü yurt dışından getirilen kolonyada yerli imalatı denedi.

Okudu, formüller buldu, yurtdışına sipariş etti... Sonunda maliyeti altıda birine indirmenin yolunu buldu.

Eyüp Sabri Tuncer markası bu sayede satışları katladı, cirosunun yüzde 90'ını kolonyadan sağlamaya başladı.

Üç albayın emriyle Ordu Pazarı'na girdi

Bugünkü kuşak Ankaralı belki hatırlamaz ama daha 30 yıl öncesine kadar sadece Eyüp Sabri Tuncer kolonyası satan bayiler/dükkanlar vardı. Kolonya şişeleri atılmaz, bu mağazalarda el pompasıyla yeniden doldurulurdu.

Eyüp Sabri Tuncer ailesinin üçüncü kuşağı Engin Tuncer artık bayilik teşkilatının kalmadığını ama Türkiye'nin her yerinde bulunan marka haline geldiklerini vurguluyor. Babası Sabahattin Tuncer söze karışarak Eyüp Sabri Tuncer'in pazarlama macerasındaki ilginç bir kavşağı anlatıyor: ‘‘1960'a kadar kolonyayı sadece kendi mağazamızda sattık. Çok öneren oldu ama toptan satış yapmadık. 1960 ihtilalinden sonra Ordu Pazarları kuruldu, bize toptan satış yapın dediler. Önce kabul etmedik, ardından dükkana üç albay geldi, biz de ikna olduk.’’

Bugün kayıtlı kolonya pazarı yıllık 2 milyon litre. Merdiven altı tabir edilen kayıtsız üretimin miktarını kestirmek zor. Pazarda Eyüp Sabri Tuncer, Duru, Selin, Boğaziçi ve Hacı Şakir kolonyaları yüzde 10-25 pazar payı ile yarışıyor.

Kayıp müşteri fişinin parasını cebinden öderdi

Eyüp Sabri Tuncer muhasebeyi geç öğrendi ama iyi kavradı, dahası oğullarına, torunlarına miras bıraktı. Sabahattin Bey, ‘‘Muhasebe şirketin pusulasıdır, pusulasız nasıl yol bulunmazsa, muhasebesiz şirket yönetilmez’’ diyor.

Eyüp Sabri Bey'in muhasebe tutkusu sadece şirketiyle sınırlı değildi. Kişisel her harcamasını da 50 yıl boyunca günlük gibi tuttuğu küçük defterlere işledi, aldığı her yumurtanın, ekmeğin, tezgahın hesabını bildi.

Bu defterlerde sıkça geçen ‘‘müşterinin kayıp fişi’’ maddesinin sırrını Sabahattin Bey anlatıyor: ‘‘Muhasebeye çok inandığı için kimse bilmezken reyon fişi uygulamasını başlattı. Yani her müşteri aldığı malla birlikte bir fişi kasaya götürüp ödeme yapıyor. Kasada da Eyüp Sabri Bey var. Eğer müşteri ödeme yapmadan kaçarsa akşam reyon fişinin karşılığından kaçak anlaşılıyor. İşte o zaman Eyüp Sabri Bey o fişin karşılığını cebinden ödüyor, kasaya koyuyor.’’
Yazarın Tüm Yazıları