Rock starlığı üstümüze giymiyoruz Biz böyleyiz

‘My Way’ şarkısını cover’lamaya nasıl karar verdiniz?
GÖKHAN ÖZOĞUZ: Bu proje müziğe büyük yatırım yapan Coca Cola’nın fikriydi. Şarkının bundan evvel birçok cover’ını dinledik. Çok seveni olduğu için biraz riskli bir şarkıydı. Yapacağınız en ufak yanlış bir hareket tepkiye yola açabilirdi. Son dakikaya kadar yapsak mı yapmasak mı diye düşündük.

Yapmaya karar vermenizi ne sağladı?
GÖKHAN: İlk okuduğumuzda aramızda bir sessizlik oldu ve ‘güzel’ diye düşündük. Önemli olan önce kendimizin beğenmesiydi.

Var olan bir besteye söz yazmak mı yoksa sıfır bir şarkı yaratmak mı daha zor?
GÖKHAN: Böyle bir klasikte Türkçe nasıl söylenir diye düşünüyorsunuz. Ses ve anlam bütünlüğü gerekiyor. Ama kendi şarkınızı yazarken kafanızdaki hikayeyle bütün dünyayı yazabilirsiniz.

Sözlerde kendi bildiğimiz yolda gitmemizi öneriyorsunuz. Hayatta hep öyle mi yaptınız?
GÖKHAN: Estağfurullah, kimseye tavsiyede buluncak bir halimiz yok. Kendi yolunda derken körü körüne inadı kast etmiyoruz. İnandığının peşinden gideceksin. Hepimizin hayatta yanlışları, doğruları var. Dil yanmadan öğrenmiyorsun. Herkes doğrularını karşısına koyduğunda vicdanıyla baş başa kalır. Göz yaşartan ânlar hayatınızı yara gibi sarmamalı, pozitif anlamda beslenmek lazım.

Sizin gözünüzü en son ne yaşarttı?
GÖKHAN: Babamızı yedi sene önce kaybettik. Her şeyimizdi, çok ağladık.

TÜRKİYE’NİN ÜZERİNDE BİR PERDE VAR

Pis albümü öncesi dört yıl Londra’daydınız. Temelli döndünüz mü?
HAKAN ÖZOĞUZ: Bir ayağımız Londra’da. Bir ara müzik yapmaktan, konser vermekten, kendi aramızdaki fikir ayrılıklarından çok yorulduk ve biraz durmak istedik. ‘Pis’, dinlenmiş bir kafayla kendini ifade eden bir ruh halinin örneği. Zaten arka arkaya albüm çıkaran isimlerin müziklerinde tat kaçıyor.

Birçok isim yabancı albüm hazırladığını söylüyor. Bunlar ya çıkmıyor ya da bekleneni vermiyor. Sizin projeniz ne durumda?
HAKAN: Biz ‘tamam budur’ dediğimizde olacak. Ama gerçekten yabancı bir albüm hazırlamak çok zor. İlk kez yurt dışında bu kadar uzun kaldık ve dünyayı seyretmeye başladık. Ülkemizi koca bir resim olarak gördük. Sonra farklı düşünmeye başladık ve ‘Pis’ çıktı. Ama oradaki insanlarla buradaki armoniyi paylaşmak istiyoruz ve kasmıyoruz.

Türkiye’yi dışarıdan nasıl gördünüz?
GÖKHAN: Ülkemiz eşsiz ama üzerimizde bir perde var. O perde bir kalksa, buradaki sanatçılar dünya çapında hareket edebilecek.

Bu perdeyle siyaseti mi kastediyorsunuz?
GÖKHAN: Bu konulara politika olarak bakamıyorum. Politika büyük bir oyun ve düşünceler çok fazla oynak. Bana inandırıcı da gelmediği için bu konuya girmiyorum. Ama bu perdenin kalkmasına biraz zaman var.

Gün gelir tek başınıza bir şeyler yapar mısınız?
GÖKHAN: İkimizin kendi tadı var. Yapacağız büyük ihtimalle ama şimdi değil.

AŞK İNSANI HAYATA BAĞLIYOR

30 yaşını geçtikten sonra hayat nasıl şekillendi?
GÖKHAN: 30 yaş sonrası ergenliği üzerimizden attık. Artık daha çok istediklerimizi yapıyor ve daha mutlu oluyoruz.

Aranızdaki ilişki dışarıdan göründüğü gibi güllük gülistanlık mı?
GÖKHAN: Özellikle 20’lerin ikinci yarısından itibaren herkes kendi kafasındaki ortaya koymak isterdi. Tartışmalar çıkardı. Birbirimizi dengeliyoruz. Hakan daha sakin. Ben alevi yakıyorum o düzeltiyor. İkiziz ve anlatması zor bağlarımız var.

Biriniz acı çekince diğeri de hissediyor mu?
HAKAN: Yok öyle bir şey...

Aşk hayatın neresinde?
GÖKHAN: Aşk olmazsa olmaz. İnsanı hayata bağlayan bir unsur. Çok anlatılacak bir şey de değil. Kadınlar erkekler için dünyanın en komplike şeyi.

Hayatınızda biri var mı?
HAKAN: Kendi adıma yok diyebilirim! (Kardeşine bakıyor. Gökhan gülmekle yetiniyor).

Birinizin hayatına giren kadın diğerinin onayını almalı?
GÖKHAN: “Hakan ağabeyinden bir izin al” diyorum. Tabii öyle şeyler yok. Zaten öyle aykırı kadınlar da hayatımıza girmiyor.

Evlenmeyi düşünüyor musunuz?
GÖKHAN: Ve rövaşata soru geldi! Hadi topu birbirimize atalım (Gülüyor).

Magazinde olmamak özel bir tercih mi?
GÖKHAN: Gece hayatımız çok yok. Zamanla farklı şeylerden keyif almaya başlıyorsunuz. Biraz ağız tadı değişikliği gibi. Aynı şeyleri yemekten hoşlanmıyoruz.

Kızıl olmak ve çiller hayatınızı nasıl etkiledi?
GÖKHAN: Onlarla hiç sorunum olmadı. Kızıl olmanın oldukça güzel bir hediye olduğunu düşünüyorum.