Eve langırt masası mı? Olur!

OKUMAKTAN en çok zevk aldığım gazete Hürriyet Pazar oluyor. Pazar günleri çıkan Hürriyet'ten bahsetmiyorum, dikkatinizi çekerim.

Benim bahsettiğim Hürriyet Pazar. Ayşe'nin röportajı, Huysuz'un köşesi diye girip, en küçük habere kadar okuyorum.

Hafta içinde Hürriyet Pazar'da yer alacak haber ve röportajları üç aşağı beş yukarı bilsem de; bilgisayardan veya proof'lardan yazıları okuma şansım olsa da, pazar zevkimi mahvetmemek için bunları yapmıyorum.

Son zamanlarda Milliyet'in popüler kültür ilavesine de vakit ayırmaya başladım. Onda da şahane yazılar oluyor.

Fakat en çok vakit ayırdığım gazete ayrı. Özellikle son iki yıldır her sayısını evire çevire, bir haftaya yayarak filan okuduğum bu gazete, geçen hafta 8 yaşına bastı.

Aman böyle okuyucuyu merak ettiriyormuş havasına girip cümleyi uzattıkça uzatan tiplerden sıkılırım. Ben de öyle oldum. Gazetenin adı: Tüketici Gazetesi.

Haftada bir cuma günleri çıkan ve 1,5 milyon liraya satılan bu gazete, gözümüzde kült mertebesine erişmiş bir yayın organı.

Tüketici, ücretsiz seri ilanlar yayınlıyor. Aklınıza gelebilecek her konuda ilan var. Ücretli yayınlanan ilanlar da var tabii ki. Tüketici konumunda değilken ticari amaçlı bir ilan veriyorsanız parasını ödüyorsunuz.

Şimdi bir ilan gazetesinde bir hafta boyunca ne okunabilir ki diyor olabilirsiniz. Ben de o zaman siz bu gazeteyi görmemişsiniz derim.

Bir kere her sayıda dalak yarıcı 10-15 adet ilan oluyor. Kıbrıs eşeği satmaya çalışandan tutun da, ördek düdüğüne kadar canım memleketimde her şeyin bir satıcısı ve her şeyin bir alıcısı çıkıyor.

Benim en sevdiğim bölüm ‘‘Arkadaş Arayanlar’’ bölümü. Bu bölümü okuduğum zaman kendimi herkesin uzun boylu, herkesin ela gözlü ve çekici olduğu bir ülkede hissediyorum.

‘‘Arkadaş Arayanlar’’ bölümünde en sevdiğim klişe ‘‘mantık çerçevesinde hareket edebilen...’’ Böyle ilan verenler belli ki daha önce fena deneyimler yaşamış diye düşünüyor insan.

Biriyle ilan yoluyla tanışıyorsunuz, sözleşip buluşuyorsunuz. Her şey gayet iyi giderken buluştuğunuz kişi kulak memelerinizi sıkıp, kendi etrafında dönmeye ve bu esnada Çelik'in bir şarkısını söylüyor. Bu mantık dışı hareket etmek oluyor.

Bu devirde Mr. Spock kolay bulunmuyor.

Param olmamasına rağmen ev ilanlarına bakıyorum, antika meraklısı değilim ama onları da okuyorum. Kendimi gaza getirip eve langırt masası almaya karar veriyorum. Korkarım bunu yapacağım, şimdi fiyatları karşılaştırıyorum.

Size de tavsiye ediyorum bu güzel gazeteyi. Bu vesileyle 8'inci yaşını da kutluyorum.


Elveda uykulu geceler


NBA sezonu başladı. Elveda uykulu geceler, güzel rüyalar. NBA TV ile kan davamız var fakat, bu NTV aracılığıyla NBA seyretmeyeceğiz manasına gelmiyor.

Yine geceyarıları saat kurarak uyanmalar. Yine sabaha karşı üçte kola ve cipsle beslenmeler...

Şikayet ettiğimi düşünmeyin. Bu yolu kendim seçtim. 1980'lerde, ‘‘All Star Game’’in video kasetine aylar sonra ulaşıp 50 kere seyretmeden bırakmazdık.

Şimdi NBA canlı olarak evimize geliyor, televizyonu açmamak olmaz.

Bu arada bu işin Kaan Kural'ı var Murat Kosova'sı var.

Yeni sezonda hem bu iki kıymetli insana, hem de basketbolseverlere bol heyecanlı günler dilerim.

New York maçları yok ama olsun...

Hazzetmesek de Lakers filan seyrederiz.
Yazarın Tüm Yazıları