KIM KARDASHIAN'I TANITMAM ZAMAN ALDI

Güncelleme Tarihi:

KIM KARDASHIANI TANITMAM ZAMAN ALDI
Oluşturulma Tarihi: Haziran 12, 2011 00:00

Alişan’la konuşacağımız çok şey birikmiş. 15 ayın acısını çıkardık. Doya doya sohbet ettik. Esprileriyle yine güldürdü. Askerlik anılarını Alişan’dan dinlemek de ayrı bir keyifti!

Haberin Devamı

ÜNLÜLER ASKERLİĞİNİ NEREDE YAPTI

Hoş geldin Alişan.  

Hoş bulduk. Röportaj yapmayı ve sahneyi çok özledim. Askerde bol bol sahneye çıktım ama sadece kamuflaj giyen erkeklere şarkı söyledim. Bir de ayağımda hep bot olduğu için halıya basmayı özledim!

Ben sormadan sen özlemlerini sıraladın. Ayağında nasır oluştu mu?

Yok. Konforluydum, alt tabanlık aldım kendime (gülüyor). Ama acemilikte sıkıntı yaşadım, ayağım su topladı. Kulağımın arkası yandı. Bu arada herkes acemiliğimi Gaziemir’de yaptım zannediyor ama Manisa Alaşehir’de yaptım. Orada çok yoğun bir eğitim aldık. Şu anda bir G3 tüfeğini ya da kalaşnikofu iki dakikada söküp takabilirim.

Askerde atışlarla ilgili ödüllerin var mı?

Bin 500 kişi arasında 25 metrede en iyi atışı ben yaptım. Dokuz merminin dokuzu da hedefteydi. Komutanların tam istediği gibi oldu. Bana bir de ödül verdiler.

Haberin Devamı

Neydi ödül? 

Dolmakalem. Yarbay ve albaydan da takdir aldım.

Askerliğe başladığın ilk gün, neyi unutamıyorsun?

İlk geceyi unutamıyorum. Sabah kalktım evi aradım. Telefonu babam açtı, “Oğlum” dedi ve ağladı. Ben de hüngür hüngür ağlamamak için telefonu yüzüne kapattım. Sonra düşündüm, “Daha önümde 459 gün var. O rakamı saymaya kalksam 15-20 dakika sürer. Ben nereye geldim? Burası neresi?” dedim. Çok acayip bir psikoloji, askerlik yapanlar beni anlayacaktır. Gelecek sene o zamanları düşünüyorum, hâlâ askerim, sonrasında da askerim. Bir de ben 34 yaşında gittim, diğer askerler benden hep küçüktü. Hayat tecrübeleri yok. Acemi birliğinde o kadar değişik insanlarla tanıştım ki, tuvaletten çıktıktan sonra, “Ağabey sen tuvalete gidiyor musun?” diye soru soran oldu.

Hadi canım.

Tabii canım. Hatta “Bülent Ersoy da tuvalete gidiyor mu?” diye sordular. Sanatçı robot değil ki, hepimiz tuvalete gidiyoruz.

Çok acayip olaylar yaşamışsın.

İlk gece beni 10 kişilik bir koğuşa aldılar. Yanımda dört tane üniversite mezunu arkadaş vardı. Onlar bana resmen o gece bodyguard’lık yaptılar (gülüyor). Fotoğraf çekmek yasak olsa da, imza almak ve görebilmek için bütün askerler yanıma geldi. Perde de yok. Benim ranza pencerenin kenarındaydı. Sabah, “Koğuş kalk!” sesiyle uyandım. Cama bir baktım; 50 kişi cama yapışmış beni izliyor. Akvaryumda balık seyreder gibiydiler. Sonra komutan geldi dağıttı hepsini (kahkahalar).

Haberin Devamı

Kendinle baş başa kalıp ağladığın geceler olmadı mı?

Hiç olmadı. Kendimi hep tuttum. Kimsenin görmesini istemedim. Çünkü orada benden çok daha kötü durumda olan insanlar vardı. Onlara destek olmam gerekiyordu. Beni öyle görmeleri olmazdı.

Kimsenin görmediği bir yerde ağlayıp, rahatlayamaz mıydın?

Orada kimsenin görmediği bir yer yok. Her an her yerden biri çıkabiliyor (gülüyor).

Askerliği meslek olarak devam ettirmek ister miydin?

Her Türk genci askerlik yapmak zorundadır. Ama bence süre çok uzun. Eğer Başbakan’ımızı birebir görürsem bunu kendisine de söyleyeceğim. Yanlış anlaşılmasın ama dokuz aydan fazla olmamalı. Üniversite mezunları ve olmayanlar arasında da dokuz aylık bir uçurum var.

Haberin Devamı

Komik şeyler de yaşandı mı?

Henüz bir aylık askerken Başbakan’ımızın ağzından şöyle bir açıklama duydum; “Bedelli askerlik istiyorum, yarın Genelkurmay Başkanı’mızla görüşeceğim.” Kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. Ertesi gün komutandan izin aldım, Başbakan’ın açıklaması için ekrana yapıştım. Allah’tan, Genelkurmay Başkanı’mız, “Bedelli olmaz” dedi. İki ay sonra, Milli Savunma Bakanı “Askerlik kısalacak” dedi. O nasıl bir sevinçti anlatamam, bütün askerler halay çektik.

Sonra...

(Gülüyor) Sonra bir sene de bunu bekledik, bu da olmadı. Bekleye bekleye zaten askerlik bitti. Bir de askerlikte şöyle bir efsane var; o dönem kim başbakansa, Anneler Günü’nde, annelere bir sürpriz yapıp, askerliği kısaltırmış. Ben iki Anneler Günü gördüm. Hiç böyle bir şey olmadı (kahkahalar).

Haberin Devamı

Asker arkadaşların sana ünlüleri soruyor muydu?

Gazeteden fotoğrafı koparan geliyordu, “Ağabey bunu tanıyor musun? Telefonu var mı bir arayalım” (gülüyor)... Askerin bir günlüğü var, içinde de kadın resimleri dolu. Bir baktım Demet’in fotoğrafı. Bir çocuk, “Ağabey, imza atar mısın? dedi. Fotoğrafı kopardım attım. Arkadaşlarımın resimlerini topluyordum. “Bakmayın oğlum” diyordum.

Arkadaşlarını da koruyorsun.

Her zaman. Ama onlar da asker sonuçta. Adam magazin sayfasını alıp fotoğraflara bakıyor. Böyle de bir gerçek var. Ama ben gazetedeki hiçbir kadın sanatçıyı tam göremedim.

Neden?

Fotoğrafın ya bacağı kopuk ya gövdesi. Gazete sineklik gibi oluyordu (gülüyor).

Haberin Devamı

En çok kimin fotoğrafına rağbet vardı?

Kim Kardashian’ın. Hatta çocuğun biri sordu. “Kim bu ağabey?” dedi. “Kim Kardashian” dedim. “Kim?” dedi. Anlatmam biraz zaman aldı (gülüyor). Türk olarak da Hadise çok revaçta, bir de son dönem çıkış yakalayan Atiye. En son Hülya Avşar’ın photoshop’lu fotoğrafları da çok ilgi gördü. Ben resmi tam göremedim. Çok parçalanmıştı.

Peki senin de bakış açın değişti mi? Her zaman gördüğün dekolteye, bacağa farklı bakmaya başladın mı?

Bakmaz olur muyum, bakıyordum (kahkahalar). Askersin sonuçta. Ama hiç fotoğraf koparmadım. Mesela bir resim görüp, “Bu kız bu kadar güzel miydi?” oluyorsun (gülüyor). Asker psikolojisiyle bir kadın resmi yetiyor. Güzellik- çirkinlik çok önemli değil. Vücut hatları yetiyor (kahkahalar). Ben askerliğin 10’uncu ayında önceki hayatımı unuttum. Asker doğdum ve oradan hiç çıkamayacakmışım gibime geliyordu.

Seni aramasını beklediğin isimler oldu mu?

Oldu tabii. Demet’ten (Akalın) çok bekledim. Sadece bir kez geldi, doğum günümde ve ağustosta telefonla aradı, o kadar. Çok kızmıştım. Ama döndüğümde, benim için güzel şeyler söyledi ve barıştık.

Neden aramadığını sordun mu?

Sıkıntılı olduğu zamanlardı galiba. Boşandı, başka biriyle beraber oldu. Sonra tekrar Önder’le (Bekensir) barıştı. Belki o döneme denk geldi.

Askerden dönünce, hemen aradı mı?

Önder aradı beni. Yemeğe davet etti. Ben de, “Geldiğim günden beri Demet bana ‘hoşgeldin’ bile demedi. Beni arayacak” dedim. Sonra aradı. Sitem ettim, ağzıma ne geliyorsa söyledim. O da, “Haklısın” dedi, güldü ve eve yemeğe davet etti. Gittim, birbirimizi gördük ve barıştık.

    

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!