Hafta içi döpiyes hafta sonu maraton kıyafeti

Güncelleme Tarihi:

Hafta içi döpiyes hafta sonu maraton kıyafeti
Oluşturulma Tarihi: Nisan 09, 2011 00:00

Sezin Kutlu uzun yıllar ABD’deki otellerde çalıştı. Şu anda The Rizt Carlton İstanbul’un gelirler direktörü. Hem hırslı bir iş kadını hem de hırslı bir maratoncu. Ünlü maratonlarda belki dereceye giremiyor ama bitiş çizgisini tamamlamayı başarıyor. Kutlu kısa bir süre önce Abu Dabi Triatlonu’na katıldı. Yüzdü, koştu, bisiklete bindi ve 143 kişi arasından 24’üncü oldu

Sezin Kutlu sempatik genç bir kadın. 35 yaşında. Mesleği otelcilik. Yaptığı iş, çalıştığı otellerin gelirini artırmaya odaklı. Rakipleri otellerin müşterilerini kapma yarışında tüm gün. Zaten otelciliğin içinde doğmuş. Çünkü babasının 40 yıldır Bandırma’da işlettiği 50 odalı bir oteli var. Otelin yanındaki evde doğmuş, otelde emeklemeye başlamış, otelin koridorlarında koşuşturmuş. Yaz tatillerinde de otelde çalışmış. Şimdi İstanbul’da The Ritz Carlton Oteli’nde çalışıyor.

OKU VE OTELİN BAŞINA GEÇ

Üniversitede turizm okumak için Kıbrıs Akdeniz Üniversitesi’ne gitmiş. Burada turizm işletmeciğini bölümünü bitirmiş. Sonrasını şöyle anlatıyor: “Babam eğitimini al, otelin başına geç dedi ama benim hedeflerim çok büyüktü. Uluslararası otellerdeki işlerin başına geçmeyi hayat ettim hep. Bu nedenle de babamdan izin
/images/100/0x0/55ea7684f018fbb8f88196b5
isteyip ‘ver elini yeni dünya’ diyerek ABD’ye gittim. Cornell Üniversitesi’nde Gelirler Yönetimi Sertifika programlarına katıldım. Sonra da toplam 12 yıl boyunca Amerika’da Chicago ve Philadelphia’da Four Seasons Hotel zincirinde çalıştım. 10 ay önce de İstanbul’dan teklif gelince hiç düşünmeden The Rizt Carlton İstanbul’da gelirler direktörü olarak yeni görevime başladım.

HER ALANDA HIRSLIYIM

İş hayatında başarılı olabilmek için sakin bir ruh haline gerek var. Ben bu sakin ruh haline sporla kavuştum. Çünkü işimde de özel hayatımda da çok hırslıyım. Doğal olarak yaptığım sporda da... Tek başına yapılan sporlar bana göre değil. Ben rakiplerimin olmasını, onlarla yarışmayı ve geçmeyi, geçilince veya yenilince daha da hırs yapıp daha fazla çalışmayı seviyorum. Bu nedenle de Amerika yıllarımda haftanın dört günü koşardım. Baktım ki, zaman içinde sıkı koşmaya başladım. Tempomu arttırdım. Profesyonel atletlerle tanıştım. Onların antrenman bilgilerinden faydalandım. Pek çok defa da onlarla antrenmana çıktım. Sonra ‘bu iş tamam’ diyerek ‘ben maratonlarda koşacağım’ dedim kendi kendime.”

KOSH SEZİN KOSH

İlk maraton denemesinin Chicago’da yapmış: “2006 Ağustosuydu. Binlerce kişi katılıyordu. Ben de tişörtümün önüne ve arkasına ‘Kosh Sezin Kosh’ diye yazdırdım. Üzerimde yazılanları bana okurlarsa daha fazla motive olurum dedim. Çünkü yol kenarlarında tezahürat yapanlardan çok etkileniyorsunuz. Onların verdiği gazla adımlarınız daha güçleniyor. Birkaç kişi önlerinden geçerken ‘Aaa, kız Türk’müş, daha hızlı koş Sezin koş’ diye bağırdı ve bunu hiç unutamadım. O moralle bitiş çizgisine geldiğimde dereceye girememiştim ama bitirdiğim için sevinçten ağlamıştım. Bir yıl sonra yine aynı maratona katıldım. O yıl o maratona 40 bin kişi katılmıştı. 42 kilometrelik parkuru 4,5 saatte bitirdiğimde, kendime güvenim gelmişti.”

AVRASYA’DAN ABU DABİ’YE

Geçen yıl Avrasya Maratonuna katıldım. Bu maratonda destekçilerim vardı. Ailem ve arkadaşlarım yol kenarından tezahürat yaptı. Kısa bir süre önce de Abu Dabi’deki Uluslararası Triatlon Yarışmaları’na katıldım. Yalnız triatlonda bir fark var; koşmanın yanı sıra yüzme ve bisiklet etapları da bulunuyor. Yarış öncesinde bir bisiklet alıp antrenmanlara başladım. Yarışta 143 kadın atlet vardı, 24’üncü tamamladım. 750 yüzmeyi metreyi 17 dakikada, 50 kilometre bisikleti 1 saat 40 dakikada ve 5 kilometre koşuyu 30 dakikada bitirdim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!