Çelik: Bu bir acemiliktir

Güncelleme Tarihi:

Çelik: Bu bir acemiliktir
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2011 16:38

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, YGS’de şifre iddialarına ilişkin değerlendirmesinde yaşananların hiçbir öğrenciyi mağdur etmediğini ancak bir acemilik, yanlışlık olduğunu söyledi. Eski ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan’ın "korkumdan konuşamıyorum" açıklamalarına da tepki gösteren Çelik, “Sayın Yarımağan bir kopya skandalından sonra görevden alınmıştır” hatırlatmasını yaptı.

Genel Başkan Yardımcısı Çelik, AKP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. YGS’deki şifre skandalına ilişkin konuşan Çelik, geçtiğimiz yıl yaşanan KPSS’deki kopya skandalını hatırlattı. Bu olayın ardından yönetim değişikliğine gidildiğini ve daha güvenli bir sisteme geçildiğini kaydeden Çelik, “Bu YGS sınavında en ufak güvenliği ihlal eden herhangi bir olay yaşanmamıştır. Bir toplu kopya olayına rastlanmamıştır. Bireysel kopya teşebbüsüne rastlanmamıştır. Bu manada sınavla ilgili olarak herhangi bir şaibe söz konusu olmamıştır” dedi. Sınava giren her bir adaya özgü soru kitapçığı dağıtılmasının ilk defa gerçekleştirildiğini kaydeden Çelik, yapılan hataya ilişkin kendisinin de ÖSYM’yi eleştirdiğini ancak bunun bir yanlışlık olduğunu kaydetti. Çelik şöyle devam etti:

“1 milyon 700 bin öğrenci sınava giriyorsa, 1 milyon 700 bin öğrencinin soruları aynı olmakla birlikte uygulanan algoritmadan dolayı hiçbir kitapçık dizaynı itibariyle soruların sıralanması itibariyle, şıkların sıralanması itibariyle birbirinin aynısını değildir. Bu ilk defa uygulanmıştır. Bir öğrencinin yanındakine, önündekine, arkasındakine bakması mümkün değildir. Toplu kopya meselesi bununla birlikte halledilmiştir. Bu kadar başarılı bir uygulama yapılmış olmasına rağmen maalesef ÖSYM ana kitapçığın değiştirilerek medyaya verilen kopyasında doğru şıklar sabit bırakılmış, yanlış şıklar serpiştirilmiş, değiştirilmiştir. Bütün medyaya verilen bu kitapçık tek tip olduğu için öngörülemeyen bazı tartışmalar meydana gelmiştir. Bu bir acemiliktir, bu bir yanlışlıktır. Bu yanlışlığı savunmak mümkün değildir. Ancak defalarca sayın ÖSYM Başkanı’nın açıklamalarında hepimizin duyduğu bir tek öğrenci ile ilgili böyle bir yansıma yoktur. Adana’daki kitapçıklar incelenmiştir. Birisi hiç işaretlenmemiş. Öğrenci ya sınava girmemiş veya girdiği halde sorulara cevap vermemiştir. Diğerinde de 12 soruya doğru cevap verilmiştir. Bir öğrenciye şifre vermekle cevap anahtarını vermek arasında hiçbir fark yoktur. Öğrenci doğru cevabı bilirse 1 milyon 700 bin kitap internete konuyor. Hepsini incelediğiniz zaman eğer doğru cevapları bilirseniz kendinize göre şifreler bulabilirsiniz.”

"YARIMAĞAN DA SKANDALLA GÖREVİNİ BIRAKTI"

Eski ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan’ın açıklamalarına da tepki gösteren Çelik, kendisinin de KPSS skandalının ardından yapılan yönetim değişikliği ile görevini bıraktığını, soruşturmanın da halen devam ettiğini hatırlattı. Çelik, “Eski başkan sayın Ünal Yarımağan hoca dün bazı basın yayın organlarına yaptığı açıklamada maalesef kendisine yakışmayacak bizi de herkesi üzecek açıklamalar yaptı. Korkusundan konuşamadığını ifade ediyor ama bu nasıl konuşamamaksa sözleri büyük bir gazetede çok rahatlıkla manşet olabiliyor. Unutmayalım Sayın Yarımağan bir skandaldan sonra görevi bırakmak zorunda kalmıştır. Sayın Yarımağan AK Parti iktidara geldikten sonra da ÖSYM’yi yönetmeyle devam etmiştir. Görevden alınmamıştır. Bugün ki YÖK yönetimi 3 yıl önce atanmış olmasına rağmen Sayın Ünal Yarımağan görevinde kalmıştır. Esas kadrolaşmadan söz edecek olursak ÖSYM’de başka türlü bir kadrolaşmanın olduğu maalesef gün gibi aşikardır ve ortadadır” diye konuştu.

"MEDYANIN 20 MİLYONU TEDİRGİN ETME HAKKI OLMAMALI"

Çelik, medyaya dağıtılan kitapçığın ardından şifrenin ortaya çıkmasıyla birlikte olayların patlak vermesi konusunda ise medyayı suçladı. Öğrencilerin aileleri ve sevenleri ile birlikte yaklaşık 20 milyon insanın tedirgin olduğunu kaydeden Çelik “20 milyon insanı elde ciddi veriler olmadan tedirgin etmek medyamızın hakkı olmamalı. “Derhal sınav iptal edilmelidir”, “Bu sınav şaibelidir” şeklinde insanların kafasını niçin karıştırıyoruz. 18 Haziran’da ikinci sınav yapılacak. Gençlerimizin hayalleri ile niçin oynuyoruz. Onları niçin sıkıntıya sokuyoruz. Ülkenin Cumhurbaşkanı, Hükümet Sözcüsü, Milli Eğitim Bakanı bu konuyla ilgili gerekli açıklamaları yapıyor. Bu da medyamız bakımından ‘savcıya yapacak bir şey kalmadı’ diye değerlendiriliyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nın tatmin olmuş olması, hükümet sözcüsünün tatmin olmuş olması, Milli Eğitim Bakanı’nın veya benim tatmin olmuş olmam sayın savcının görevini yapmayacağı veya yapamayacağı anlamına mı gelir? Böyle bir şey olabilir mi? Savcı meseleye el koymuştur. İşin hassasiyeti vardır. Eminim ki işin tabiatı gereği Cumhuriyet savcılığı da buradan özellikle ricada bulunuyoruz. Eminim ki bu işi hızlandıracaktır ve birkaç gün içerisinde sonuç alacaktır” diye konuştu.

LİNÇ KAMPANYASI’NA DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR

Şifre olayının ortaya çıkmasının ardından olayın muhalefet partileri tarafından kullanıldığını da sözlerine ekleyerek, “Bazı muhalefet partileri ve onlar adına kalem oynatan bazı yazarlar tarafından bu hükümete yönelik bir linç kampanyasına dönüştürülmüştür. Hükümete yönelik seçimden önce muhalefet adına bir operasyona dönüştürülmüştür. Buradan ben halkımıza sesleniyorum. Bu bir tezgahtır. Medyamızın da bu tezgahın içinde olmaması gerekiyor” dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!