Pencere önü yeşilleri

Bahar geldi. Sadık yar ile cilveleşme zamanı. Cemreler düştü, gün geceden uzun artık. Bu ay belli başlı yeşillikleri bahçemize ve saksılara ekme vaktidir. Mart ayı çıkmadan maydanozu ekmemekte fayda var. Diğerlerini de en geç Nisan 15’e kadar... Fide alma alışkanlığınız varsa yavaş yavaş hazırlıklara başlamalı

Kimileri şöyle diyebilir, “Ben de çok isterdim salatanın üstüne iki yaprak taze fesleğen atabilmeyi, bir dal biberiye ve sarmısakla harika bir et yapabilmeyi. Ancak evdeki çiçeklerimi bile öldürmeyi başarıyorum, bu yeşilliklere bakamam!” Hemen bu düşünceyi aklınızdan çıkarın. Yeşillik bakmak çiçek bakmaktan kat be kat daha kolay ve çok daha ödüllendirici. Dikili bir ağacınız olmasa da yetiştirdiğiniz bir sürü naneniz, kekiğiniz olabilir.
Biz de atölyemizin balkonuna koca koca saksılar aldık. Bu hafta hummalı bir şekilde pek çok tohum ekiyor olacağız. 6. kata 50 torba toprak, torf ve çakıl çıkardık. Yemekleri taze kekikle yapıp güzel zeytinyağını kullanınca geriye zaten çok büyük sorumluluklar kalmıyor.
Yemeklerde taze yeşillik kullanmak en önemli mutfak sırlarından biri. Bu yeşillik ne kadar tazeyse tadı da o kadar artıyor. Bu tarz yeşilliklerin arsız bir şekilde yetişmesi için her olanağa sahip bir iklim ve toprağa sahibiz. Evrenin kıymetini bilene ve görene verdiği tatlı güzellikler bunlar.

PENCERE ÖNÜNÜ YEŞERTMEK İÇİN İHTİYAÇLAR

Adım adım başlayalım. Önce güzel bir toprak. Toprağın rengi koyulaştıkça genelde daha zengin bir toprak oluyor. Bir de güzel kırmızı bir toprak var, bakır bakımından zengin ama onu bulmak zor. Toprağımızın içinde çok fazla büyük taş ve kum olmamalı. Ekim yapacağınız gün toprağınız çok yağmur almış ve yapışmış olmamalı.

TORF: Nemli ve çok yağış alan, yazın sıcaklığın düşük olduğu yörelerde suyun altında kalan bitki ve köklerin dibe çöküp kısmen çürüyüp dönüşmesiyle oluşan organik bir toprak türüdür. Besin değeri pek yoktur ancak toprak ve gübreden besinlerin emilmesi için gereklidir. Torf uzun vadede azar azar hümik asit salgılayarak suyu asidik hale getirir. Düşük pH değerlerinde bitkiler sudaki makro elementleri daha kolay kullanır. Torf ayrıca toprağa göre çok daha fazla su emer, dolayısıyla nemi toprakta daha uzun tutar. Toprağın bitkinin arasına girebilecek şekilde gevşek kalmasını sağlar.

GÜBRE: En güzel gübre tabii kuşlarınki. Hatta Ürgüp göremeye gidenler bilir, peribacalarının arasında bu gübreyi toplamak için özel oyuklar vardır. Tabii bu gübreye ulaşmak pek kolay değil. Koyun gübresine daha kolay ulaşılır. Ben çocukken kamyonla sokaklardan ‘gübre’ diye geçerlerdi. Şimdi de tek tük görüyorum, eski sıklığı yok. Annem işten dönünce ona bahçede yardım ederdim, bana da bir şeyler ektirirdi. Toprakta zeytin çekirdekleri var zannederdim. Annem de sanırım korkmayayım diye, koyun gübresi olduğunu uzun süre söylememişti bana. Şimdilerde yurt dışından gelen paketli gübreler satılıyor. Bunların yerine memleketimizde üretilen gübreleri fidanlıklar ve bostanlardan alabilirsiniz. Toprak ve gübre ithal eden bir ülke olmak, Türkiye için ciddi anlamda gurur kırıcı bir durum gibi geliyor bana.

ÇAKIL TAŞI: Bulabildiğiniz her türlü taş olabilir. Bu saksının altından suyun yoğun yağmur yağışlarında rahat akıp gidebilmesine saksının deliklerinin tıkanmasını engellemesi yeter.

SAKSI: Ekeceğiniz bitkinin kökünün derinliğine göre saksı seçin. Maydanoz, nane, kişniş ve kekik gibi yüzeyde yetişen yeşillikler için; yüzey alanı büyük derinliği az saksılar gerekir. Domates ve salatalık gibi meyve verecek yeşillikler için bunları taşıyacak kökleri derine gidebilmesi için derin ve geniş saksılara ihtiyacınız var. Bir de saksıların altına tabak koyun. Bu hem akan suyun çamurunun etrafa dağılmaması hem de altta kalan suyun az olduğu zamanlarda alttan çekilmesini sağlayacak.

ÇİVİ VE ÇEKİÇ: Birçok saksının altı delik olmuyor, bunun için güzel bir çivi ve çekice ihtiyacımız var.

TOHUM VE FİDE: İyi tohum bulmak her geçen gün zorlaşıyor. En güzel ahlaklı üreticilerle tohum paylaşmak. Ancak bizim gibi topraktan uzak yaşayan şehir insanları için büyük marketlerde dahi tohum satın alma imkanı var. Ben İstanbul’da genellikle Mısır Çarşısı’ndan alıyorum. Tohumların bir kısmında fosforlu pembe veya sarı boyalar göreceksiniz. Bunlar ilaçlı tohumlar. Haşereler ve başka birçok şeye karşı kullanılıyor. Ancak biz saksılarda yetiştireceğimiz için bu tohumlara meyletmeyin. En sade en basit tohumla en güzelleri.
Yemek için aldığınız ve beğendiğiniz meyve ve sebzelerin çekirdeklerini tohum olarak kullanabilirsiniz. Bir gazete kağıdının üzerine serip, sıcak bir yerde bir iki gün kurutup kullanabilirsiniz. Bir de bitkilerinizin birkaçını tohuma bırakın. Örneğin reyhan tohuma gittiğinde nefis çiçekler açar, sonra da tohum olur. Bu görüntü hem çok güzeldir hem de bu şekilde sevdiğiniz yeşilliklerin katkısız bildiğiniz tohumlarına ulaşabilirsiniz.

TOHUM VE FİDE DİKMENİN ADABI

Ola ki bu önümüzdeki iki üç hafta vaktiniz pek yok ya da vakti geçirdiniz. O zaman da fide dikebilirsiniz. Fide dikerken dikkat etmeniz gereken hususlar var, onu da tohum ekmenin adımlarını anlattıktan sonra paylaşmak istiyorum.
1) Saksılarınızın altına bir çiviyle iki-üç delik açın.
2) Çakıl taşlarıyla iki parmak yükseklikte tabanı doldurun.
3) Toprağı elinizle öyle bir dağıtın ki, içinde herhangi büyük bir taş kalmasın. Kuruyup topaklaşmalar varsa ellerinizle parçalayın.
4) Ayrı bir yerde 4 birim toprağa, 1 birim torf ve 1 birim gübreyi kararak bir karışım hazırlayın.
5) Saksınıza döküp elinizle düzleyin.
6) Tohumları parmaklarınızla cinsinde göre, uygun aralıklarla serpin. Tohumların tane tane yayıldığına emin olun.
7) Kenarda mümkünse ellerinizle kuru ince bir toprak hazırlayın. Bu kapama toprağını parmaklarınızla ufalayarak saksının tüm yüzeyine dağıtın. Sonra ellerinizle hafifçe bastırarak toprağı düzleştirin.
8) Basınçsız suyla can suyunu verin. Baharda iki günde bir, yazınsa her gün ya sabah ya da akşam saatlerinde sulayın. Gün içindeki saatler; su taneciklerinin yaprakların üzerinde mercek etkisi yaratmasına neden olduğu için tavsiye edilmez.
Ektikleriniz eğer büyük köklerse ve yer sorununuz varsa, hepsini bir arada ekebilirsiniz.
Fide dikmek için izlemeniz gereken yolsa şöyle; Eğer fideyi dikili olduğu topraktan çıkartacaksanız kökünden en az 1,5 cm. pay bırakarak her tarafını el küreğiyle kazıp çıkarın. Sakın bitkiyi tutup çekmeyin. Aktaracağınız küçük fidelerin iki katı genişliğinde ve derinliğinde delikler kazın. Çimlenmiş küçük fideleri bu deliklere özenle yerleştirin. Yerleştirme işlemi tamamlandıktan sonra, fideyi kendi köküyle gelen toprağa değil, etrafına yeni serptiğiniz toprağa iyice bastırın. Fideyi kendi toprağına bastırırsanız, toprakla birleşmiş kılcal köklerin zarar görmesine ve büyümenin durmasına neden olursunuz. Son olarak da can suyunu vermeyi unutmayın.

MARİFETLİ MAARİF TAKVİMİ

Bakla pazarlarda, şimdi de sofralarda enginarla cilveleşmeli!
Boğaz kenarında ve Adalar’da yabani kuşkonmaz avına çıkmalı.
Yağmurlar ve nemli ılık havayla mantarlar tekrar çoğalmaya başladı.
Kuzunun en lezzetli olduğu aylar.
Egenin, Akdenizin otları coştu gidenlere ısmarlamak lazım.

HAFTANIN SÖZÜ

Karnın yardım kazmayınan belinen
Yüzün yırttım tırnağınan elinen
Gine beni karşıladı gülinen
Benim sadık yarim kara topraktır

İşkence yaptıkça (ey yar) bana gülerdi
Bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim dört bostan verdi
Benim sadık yarim kara topraktır

Havaya bakarsam (ey yar) hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sadık yarim kara topraktır

Aşık Veysel Şatıroğlu
Yazarın Tüm Yazıları