Bahçeli'den Libya uyarısı

Güncelleme Tarihi:

Bahçeliden Libya uyarısı
Oluşturulma Tarihi: Mart 20, 2011 15:18

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Libya yönetiminin değişimini ve ülkede hayatın normalleşmesini sağlayabilecek bir faaliyetin daha doğru olacağını söyledi. Bahçeli, "Türkiye’yi bölmek isteyen iç ve dış unsurlarını eline Libya örneğinin verilmesine rıza göstermeyecek hassasiyetin koruması lazımdır" dedi.

Haberin Devamı

Bursa gezisini sürdüren Bahçeli basın toplantısı düzenledi. Bir gazeteci Bahçeli’ye ”Libya’ya müdahale olursa yarın Türkiye’nin bölünmesi tehlikesi de var. Türkiye’de de ilerde böyle bir tehlike oluşabilir" dediğini hatırlatırken, Libya’ya yapılan müdahaleyi değerlendirmesini istedi. MHP lideri Libya yönetiminin, halkın üzerine, elindeki devlet güçlerini acımasızca kullanarak saldırıya geçtiğini vurgulayarak şöyle devam etti:

”Böyle bir gelişme karşısında Birleşmiş Milletler geç kalmakla beraber 1970 sayılı kararı oluşturmuştur. Bu karar çerçevesinde Libya yönetimine değişik faktörlerle bazı tedbirleri alması istendi. Bu yapılmadığı takdirde bu tedbirlerin gittikçe ağırlaşacağı ifade edildi. Kaddafi yönetimi, bunu fazla benimsemedi. Bunun üzerine 1973 sayılı karar alındı. Bu karar, bir askeri müdahaleyi öngören karardır. Bu kararla birlikte, dün saat 18.30’dan itibaren Fransa’nın önderliğinde, 22 koalisyon kuvvetinin oluşumuyla Kaddafi yönetimine karşı uçak ve füze yoluyla saldırılar başlamıştır. Halen devam ettiği görülüyor ve ne kadar sürer bilemiyoruz. Birleşmiş Milletler’in 1970 sayılı karar çerçevesinde, bütün ülkelerin askeri müdahale veya işgal gücü anlamını taşıyabilecek bir müdahale öncesinde önermiş olduğu tedbirler kapsamında, Libya yönetiminin değişimini ve ülkede hayatın normalleşmesini, yeni yönetimin oluşması anlamında demokrasi kültürünün geliştirilmesini sağlayabilecek bir faaliyet daha doğru olurdu diye düşünüyoruz.”

Devlet Bahçeli, ’Büyük Ortadoğu Projesi’ kapsamındaki yerlerde yoksulluk, geçim darlığı ve yolsuzluk temelli halk ayaklanması olduğu ve buna bağlı gelişmelerin ortaya çıktığının söylendiğini, ülkenin iç sorunları karşısında BM’nin, üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini bildirdi. Diğer ülkelerin de istikrar ve barışın tehlike altına alındığı ortamda önlemlerin alınmasını tavsiye etmesinin gerekliliğine vurgu yapan Bahçeli, şöyle konuştu:

”Ancak bazı gelişmeleri gerekçe göstererek, bir ülkeye işgal gücü gönderebilecek bir konuma gelinmemelidir diye düşünüyoruz. Bunun bir örneği Irak’ta yaşandı. Eğer her ülkede bir toplumsal gerginlik olduğunda ABD öncülüğünde ve yönlendirilmesiyle ’oraya insan haklarını demokrasiyi götürüyoruz’ gerekçelerine dayalı askeri müdahale ya da işgal gücü gönderilmesi, 21’inci Yüzyıl’daki önemli gelişmelerin kaynağını besleyen bir durum olabilir. Buraya karşı dikkatli olunmasında yarar vardır. Özellikle Türkiye açısından ele alınırsa MHP olarak hassasiyetlerimiz vardır. Şu an için bazı illerimizde PKK terör unsurlarının sürekli ayaklanma provalarının yapıldığı, Şemdinli, Yüksekova, Hakkari veya diğer bazı illerde buna benzer provaların yaygınlaştırıldığı, İmralı’da bulunan caninin Mısır olaylarına benzer bazı tavsiyelerde bulunduğu ortamda Türkiye’yi bölmek isteyen iç ve dış unsurlarının eline Libya örneğinin verilmesine rıza göstermeyecek hassasiyetin korunması lazımdır. Bugünkü siyasi iktidardan beklentimiz budur. Nitekim sayın Başbakan, BM kararı öncesinde NATO güçlerinin bir müdahalesinin olabileceği söylentilerinin baş gösterdiği ortamda Türkiye olarak bunu kabul etmememiz gerektiğini ifade etti. Bu sağlıklı bir düşüncedir. Türkiye bu konuda üzerine düşen sorumlulukları taşımalı, uluslararası ilişkileri bu konuda diplomasi mekiğiyle yönetmelidir. Ama, muhtemelen Türkiye’yi gelecekte risk altına alabilecek yaklaşımları kabul etmeyeceğini veya böyle bir gelişmenin Libya ve dışı ülkelerde uygulanmasına uygun bulmadığını da uluslararası platformlarda dillendirmesi gerektiğini düşünüyoruz.”

Bahçeli, nevruzu, "Türklerin bayramı" olarak nitelendirirken, "Kutlamak isteyen kutlamalıdır. Ancak, bölücü terör örgütünün amaçlarına ulaşma yolunda bir araç olarak kullanması doğru değildir. İsteyen istediği şekilde kutlayabilir. Ama bunu başka yöne çekmek isteyenlere karşı güvenlik güçlerinin müsaade etmemesi gerektiği düşüncesindeyiz” dedi.

MHP lideri, Ergenekon ve Balyoz sanıklarının milletvekili adayı olarak gösterilmesi düşüncesinde olmadıklarını, Engin Alan’ın, MHP’ye üye olduğunu, yargı sonuçlarının belli olmadığını söyledi. Bahçeli, "Böyle bir süreç içinde Balyoz harekatı kapsamında tutuklanma kararına muhatap olarak Silivri’de bulunuyor. Adaylık başvurusunu yaptı. MHP, adaylığını kabul etti. Seçimlere de katılacak. Bunu genişleterek bazı tartışma ve eklemeler yapmanın ülkemiz açısından yararı yoktur. Cezaevinde yatan birinin milletvekili olarak başvurusu yapıldıktan sonra seçilip gelişi sırasında hiçbir hassasiyeti olmayanların şimdi Türkiye’nin gündemine bunu taşımalarını anlamak çok zordur. MHP, TBMM’ye yeter sayıda güçle geldiğinde dokunulmazlığın kaldırılması partimizin prensipleri arasındadır" diye kouştu.

Bahçeli, üniversite öğrencilerinin bulundukları yurt veya kampuslerde oy kullanabilmesi gerektiğini, doğdukları veya oturdukları yerlerde oy kullanma koşulu aranmasının yanlış olacağını bildirdi. Seçimlerde kadınlara önemli görevler düştüğünü dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti:

"’Dolayısıyla toplam seçmenin yarısı kadınlardan oluşuyor. MHP olarak üzüntü içindeyiz. TBMM’de hali hazırda siyasi kurumlar arasında en az kadın milletvekilliyle temsil edilen MHP’dir. Bunu değiştirmek istiyoruz. Kadınlarımızın oylarına talibiz hem de onların MHP’de aktif siyasete yönelmelerini arzuluyoruz. MHP’nin milletvekilliği için aday adaylığı başvurusu pazartesi tamamlanacak. Çok sayıda kadının aday adaylığı için başvurusu bizi çok sevindiriyor.”

Bahçeli MHP’nin barajın altında kalacağını öne sürenlere "85 gün daha sabredin" derken Bursa’dan kaç milletvekili çıkarnacakları sorulunca "Adana tabiriyle alayına talibim” karşılığını verdi.

Devlet Bahçeli, iktidarın belediyeler üzerinde baskı kurduğunu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan soruşturmalar tamamlanıncaya kadar MHP’den ayrılmasını istediklerini kaydederek, şöyle konuştu:

"’Arkasından İçişleri Bakanlığı aracılığıyla Büyükşehir Belediye Başkanı görevinden uzaklaştırıldı. MHP böyle bir tavır koyarken, Kayseri ve Elazığ üzerindeki büyük tartışmalar karşısında sayın Başbakan sessiz kalmaktadır. Zaman zaman bu iki yolsuzluğun tartışıldığı belediyelerle ilgili koruyucu şemsiyesini de sürdürmektedir. 12 Haziran’ı esas alırsanız 3129 gün ülkeyi yönettiler. MHP iktidarında, her günü toplu iğne ucu kadar ihmal gösterilmeksizin taranacak, incelenecek, soruşturulacak. Türkiye’de üretilen ne kadar deterjan varsa hepsi havuzda toplanacak orada Adalet ve Kalkınma Partisinin 3129 günü iyice yıkanacak. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Sayın Başbakan nereye giderse gitsin mutlaka bulunup getirilecek ve o havuzun içine atılacak.”

"BU SEÇİME HANIM ELİ DEĞECEK"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli , basın toplantısının ardından Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde partisinin il başkanlığı tarafından düzenlenen "Bu Seçime Hanım Eli Değecek" toplantısına katıldı. Bahçeli, burada da "Adalet, milli duygular derin yara almıştır. ’İleri demokrasi’ denilmiş, demokrasinin kötürüm olması için her şey yapılmıştır. Farklılıklar örülmüş, birlik ruhu derin bir yara almıştır. Değişiklik istekleri dillendirilmiş, milli değerlerimiz rencide edilmiştir. Daha fazla özgürlük yalanlarıyla aldatma ve kandırmada sınır tanınmamıştır. Üstünlerin hukukuna son verileceği söylemiş kişilerin hukuku kurumsallaştırılmıştır" dedi.

MHP lideri, kadınların ağzı bozuk kirli siyasetçilere hadlerini bildireceklerini, son dönemde kadınlara yönelik şiddette yönelik haberleri her gün içi sızlayarak takip ettiğini anlatırken şöyle konuştu:

"Ne hazindir ki ileri demokrasinin zırvasının dillendirildiği ülkemizde kadınlarımız hunharca öldürülmektir. Taciz, tecavüz olayları inanılmaz derecede artmıştır. Türkiye son derece trajik ve endişe edici manzara ile karşı karşıyadır. İlave olarak namus ve töre gerekçelerini ileri sürerek ölüm kusan alçakların katilerin genç kızlarımızı vicdansızlıkla katlettikleri ortadadır. Aşiret bağlarını aşamamış insanlık değerlerinden nasibini alamamış, geri ilkel köhne sosyal ilişkiler kapsamında öldürmenin kan dönmenin mazeretlerini üretenlerle kararlı ve sistemli bir mücadele yapmak lazımdır. Kadına yönelik şiddet ve taciz konusunda herkesin ayağa kalkması gerekirken siyasi iktidarın kılı bile kıpırdamamaktadır. İçine düştüğü atalet ve acziyet nedeniyle sesi bile zor duyulmaktadır. Her kadın bizim için azizdir. İnancımız kadınını her şeyin üstüne koymuştur. Kadına şiddetin kabından taştığı bir yerde demokrasiden bahsetmek mümkün değildir. Kadınlarımız bizim onurumuz şeref ve haysiyetimizdir. Düzenin iyiliğin sıcaklığın ve zarafetin adresidir. Kadınların korunması ve desteklenmesi çok hayatidir el üstünde tutulmaları gerekir." Bahçeli’ye konuşmasının ardından şehit annesi Hasibe Ateş çiçek verdi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!