İşte o bardak sahnesi

Güncelleme Tarihi:

İşte o bardak sahnesi
Oluşturulma Tarihi: Mart 09, 2011 18:52

Nebahat Çehre, 1966 yapımı “Eşrefpaşalı” filminin çekimlerinde kafasına koyduğu bardağa Yılmaz Güney’in gerçek mermilerle ateş ettiğini söyledi.

Haberin Devamı

İŞTE O ANLARIN FOTOĞRAFLARI

“2. Sayfa” programına konuk olan film yapımcısı Abdurrahman Keskiner, Nebahat Çehre-Yılmaz Güney aşkıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Güney’in hayatında en çok Çehre’yi sevdiğini ancak onu çok dövdüğünü söyleyen Keskiner, “Yapımcısı olduğunuz ‘Eşrefpaşalı’ filminin bir sahnesinde Yılmaz Güney’in Nebahat Çehre’nin kafasına bardak koyup nişan aldığı doğru mu?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Sinema tarihçileri bunun bir efsaneden ibaret olduğunu söyler. Ama doğru. Yılmaz o gün benden üç silahından birini, içinde gerçek kurşun olanı istedi. Nebahat bu sırada ağlıyor, titriyor ve sevdiği adama yalvarıyordu. Yılmaz umursamadı. Bardağı Nebahat’in kafasına koydu. Sonra 20 metre uzaklaştı. Zavallı kız kurbanlık koyun gibiydi. Yılmaz tetiğe bastı, bardak tuzla buz oldu.”

Arabayla ezince ondan ayrıldı

Abdurrahman Keskiner, “Güney ve Çehre’nin aşkları neden bitti?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Bir gün gece kulübünde kavga ettiler. Nebahat kulübü sinirle terk etti. Yılmaz’ın ‘Dur’ demesine aldırmadı. Nebahat, Elmadağ’da kaldıkları otele doğru koşarken, Yılmaz otomobiline bindi. Sinirle direksiyona geçti, sonra da sevdiği kadını arabayla ezdi. Nebahat havada uçtu, önce arabaya çarptı sonra da kaldırıma... Dört gün hastanede yattı. Herkesten gizledik bunu. Olaydan sonra ilişkileri bitti. Ama aşkları asla bitmedi.” Nebahat Çehre de olayla ilgili “Yılmaz’ın bana otomobiliyle çarpması, o dönem Hürriyet gazetesine manşet olmuştu. O yıllar iyi kötü yaşandı ve geçmişte kaldı” dedi.

Haberin Devamı

Yılmaz Güney'in beynine aşıktım

Nebahat Çehre de, sette o gün yaşananlarla ilgili şunları söyledi: “Yılmaz, film çekimi sırasında başıma koyduğu bardağa gerçek mermilerle ateş etti. Bunlar doğru. Ama kadınların haklarını aradığı, özellikle de erkeklerin şiddetine maruz kalan hanımların yaşadığı şu ortamda bu tür şeyleri anlatmayı doğru bulmuyorum. Ben Yılmaz’ın iyi fikirleriyle anılmasından yanayım. Benim Yılmaz’a aşkım o yıllarda bitmişti zaten ama onun beynine âşıktım. Bana oyunculuğu ve sinemayı o öğretti. Şu an burada olmamda onun büyük katkısı var.”   

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!