Dindar ile dinci arasındaki fark

PROF. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün yeni kitabı, günümüzün önemli bir yarasına parmak basıyor:

“İnsanlığı Kemiren İhanet: DİNCİLİK”

Yaşar Nuri Hoca “Bu kitap, zulümleriyle dini kirletenlerin tarihidir. Kuran, dinciliği ‘büyük zulüm’ ve ‘en büyük düşman’ ilan etmiştir. Dincilik maskeli bir şirktir!” diyor.
Şirk, bilindiği gibi, Allah’a eş koşmak ve onun ortağı olduğunu söylemektir.
Hazreti Muhammed’in “Ümmetim adına en çok korktuğum şey” dediği işte budur.
İnsanlar, dini kullanan zalimler ve sahtekârlar tarafından nasıl aldatılıyor ve dinciler dini nasıl bir zulüm ve çıkar aracı haline getiriyor?
Yaşar Nuri Hoca’nın bu eserini herkesin, özellikle genç kuşağın okumasında büyük yarar var.
Dindar ile dinci arasında ne fark vardır?
Dincilik, “Tanrı’ya hizmet” yaftası altında dini Tanrı iradesinin tersine işletmenin şeytani zihniyetidir.
Dindar, dinin, yani tanrısal iradenin kendisini kullanmasına izin veren, bunun için de dinin sahibi olan Allah’a teslim olan insandır.
Dinci ise dinin kendisini kullanmasına asla izin vermeyen, dini kendi hesapları için kullanmaktan asla vazgeçmeyen insandır.
Dindar, seçkin ve üstün niteliklere sahiptir, kendi adını kullanarak Allah için iş yapar, dinci ise Allah adını kullanarak kendisi için iş yapar, insanları sömüren bir sahtekârdır!
* * *
İslam’ın temelinde barış, güven, mutluluk ve esenlik vardır. İslam bunları amaçlamaktadır.
Yaşar Nuri Öztürk “Kitabım, gerçekleri samimi vicdanlara anlatabilirse bu, bir Kuran mümini olarak beni mutlu edecektir” diyor. Yaşar Nuri Hoca’ya göre:
“Dincinin tek amacı vardır. Dini kullanarak kinlerini tatmin, menfaat ve itibar sağlamaktır. Dinci çıkarını kollar, dini siyasette kullanır, cehalet, egoizm ve hatta sadizm içindedir.
Dincinin hedefi, din adına verdiği mücadelenin sonucu ‘Tevhid dinini’ yani gerçek dini hayatın dışına itmek olmaktadır.
Dincilik, dinin tüm değerlerinin birer maskesinin kullanıldığı şeytani bir sanayi ve siyaset koludur. Dinci, din yaftası altında Allah’ın yetkilerini kullanmaya kalkan ikiyüzlü bir namert olduğu için Allah ona öfkelidir, rahmet ve merhametini onu kurtarmak için kullanmaz.
Dinciliğin bu imansız ve idraksiz sefaletini, en doyurucu ve etkili biçimde tanıtan beyanlar Kuran’da yer almaktadır. Gerçek dini dışlayarak onun yerine bir istismar dini geçirmenin Kuran’daki adı ‘şirk’, günlük hayattaki adı ‘dincilik’tir.
* * *
Dindarların en zararlı düşmanı dincilerdir. Çünkü dinci, dindarın en yüce, en kıymetli sermayesini, kirleten, çalan, istismar eden bir namerttir.
Dinci, dindarın hayatı pahasına koruduğu yücelikleri birer maske gibi kullanarak hesaplarını denk getirmeyi esas alan hayasız bir hırsızdır, gaspçıdır.
Dindar Allah’ın rahmeti, dinci ise Allah’ın musibetidir!
Dincilik (veya siyaset dinciliği) dini çıkar, koltuk, baskı, egemenlik aracı yapan bir sanayi koludur. İşin esası bakımından ne dini vardır, ne imanı!
Dincinin dini, imanı, Tanrısı, ibadeti, hep çıkarı ve hesabıdır. Dincilik, tarihin en verimli ama en zalim iş kollarından biridir. Dinci ise bu sanayi kolunu meslek edinmiş olanların adı ve unvanıdır.
* * *
Bu sanayi kolu (dincilik) şimdilerde tüm dünyanın nefesini kesiyor, uykularını kaçırıyor, o arada Türkiye’nin de gırtlağını sıkıyor.
Ne yazık ki tek kutuplu dünyanın süper zalimleri, sömürülerine destekçi bulmak için bu dinci sektörün her türüyle işbirliği içine giriyorlar.
Özellikle kendilerine, ‘İslam dünyası’ diyen aldatılmış kitlelerin aymazlarıyla!”
Yazarın Tüm Yazıları