Zamanın olmadığı zaman!

GARİP bir başlık, değil mi? Hatta bu başlık saçma da bulunabilir:

Zırva!
Hiçbir şeyin, hatta evrenin olmadığı, bunun için de zamanın olmadığı bir dönem var mıydı?
Stephen Hawking’e göre evren bir zamanlar yoktu.
Yok olduğu bir dönemde bir nokta, tıpkı suyun kaynarken yaptığı gibi, gibi gelişigüzel kabarcıklar çıkarmaya başladı ve kabarcıklardan birisi büyümeye ve genişlemeye başladı. Halen de genişlemekte.
İşte bu kabarcık içinde yaşadığımız evren!
Hatta evrenlerden sadece birisi. Diğer evrenlerde canlı yaşam koşulları henüz oluşmadığı için oralarda henüz hayat yok. Bizim evrende de yaşam koşulları sadece dünyada oluşmuş. Oluşmaya da 13.7 milyar yıl önce başlamış!
Stephen Hawking bütün bu tartışmayı Leonard Mlodinov ile birlikte yazdığı “The Great Design” (Yüce Tasarı) adlı kitabında yapıyor. (Bantam Books Yayınevi-New York-2010)

Evren “ilk nokta”dan çıkan kabarcığın, tıpkı bir mikrodalga fırın gibi, etrafa yaydığı çeşitli ölçeklerdeki ısının kabarcıkta kimyasal oluşumlar yaratması ile oluşmuş.
Hawking “O ilk ‘nokta’yı kim oraya koydu?” sorusuna “Hiç kimse!” diye cevap veriyor. İlk noktayı güney kutbunun bulunduğu nokta gibi düşünün ve güney kutbundan ekvator yönüne paraleller giderek nasıl genişliyorsa, evrenin de aynı şekilde genişlemekte olduğunu düşünün, diyor.
“İlk noktayı oraya Yaradan koymuş olmaz mı?” diye sorarsanız Yaradılış İnancı’na itibar etmiş olursunuz, o zaman ben de size “Yaradan’ı kim yarattı?” diye sorarım diyor.
Aynı soruyu ben Hayrettin Karaman Hoca’ya sorduğumda “Allah’tan öncesinin olmadığına iman edeceksin” demişti.
O da “zamanın olmadığı zaman”a atıfta bulunmuştu!

Stephen Hawking “var oluş”un insan var olduğu günden beri sorgulandığını anlatıyor. Aristo, Pisagor, Arşimed, Euclid, Thomas Aquinas, Kepler, Galileo vb. tarafından binlerce yıldır “gerçeğin” nasıl tartışıldığını bir bir izah ediyor.
Ona göre bugüne dek “bilimsel metodoloji”nin en önemli zaafı etrafındaki fiziki, kimyasal, biyolojik vb. olguları hep tek teori (tek gerçek) ile açıklamaya çalışması!
Halbuki bilimsel çalışmalar bize bir “olgunun” varlığını/gelişimini doğru tahmin eden birkaç teorinin (birkaç gerçeğin) birden var olabileceğini gösteriyor. Basit bir örnek:
Bir uçağın içinde bir topu zıplatırsanız uçak içindeki kişi topun dik bir çizgide zıpladığını görecektir. Gökyüzünde 800 km/s’de giden uçağı yerden gözleyen kişi ise topun düz bir çizgide zıplamadığını, zıplarken aynı anda uçak da hareket ettiği için, yana doğru (yarım V yaparak) zıpladığını söyleyecektir. Ama, iki gözlemci de topun hangi hızla, kaç metre zıpladığını, uçak içinde nereye düşeceğini doğru ölçebilir.
Yuvarlak kavanozdaki balık da insan da aynı şeye bakarlar ama farklı görürler!

Hawking’e göre “var oluşu” bir teori yerine bir sürü model teori (M-Teori) ile izah etmeye kalkışırsak; evrenin gözle görülemediği dönemde Kuantum Teori ile gelişigüzel/kaotik/düzensiz gelişimin (bir noktadan bir sürü evrenin yaratıldığı) anlaşılabileceğini, daha sonra evren belirli büyüklüğe ulaştığında ise artık hâkim olan düzenli gelişmeyi izah eden klasik fiziki kanunlar tarafından anlaşılabileceğini kabul etmemiz gerekir.

Yaradılış İnancı veya Evrim Teorisi, iki zıt “var oluşu” açıklama gayreti bir noktada uyuşuyor:
Zamanın olmadığı zaman da vardı!
Hawking kusura bakmasın. Ben “İlk ‘nokta’yı oraya kim koydu?” sorusuna verilen cevaplarda Yaradılış İnancı’ndan yanayım. Ama, sonraki gelişimi kavramak için Hawking’in M-Teorisi fantastik bir yeni boyut kurguluyor.
Yazarın Tüm Yazıları