Bu mesleği yapabilmek için gelişmiş bir egonuz olmalı

Güncelleme Tarihi:

Bu mesleği yapabilmek için gelişmiş bir egonuz olmalı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 25, 2010 00:00

Murat Boz, dört yıldır şarkıları, dansları ve sahne kostümleriyle gündemde. Hep cesur oldu. Gladyatör sandaletler de giydi, sırt dekoltesi de verdi. Genç kızları kendine hayran bıraktı. Bütün bunların yanı sıra şarkıları da gece kulüplerinde en çok çalan isimlerden biriydi. Şimdilerde Londra’da adı henüz belli olmayan üçüncü albümünü hazırlıyor. Harıl harıl bir çalışmanın ortasında yakaladığımız Murat Boz sorularımızı yanıtladı

Yeni albümün üstünden neredeyse iki yıl geçti. Bu sürede sizde ve müziğinizde değişen şeyler var mı?
- Değişmeyen tek şey değişimin kendisi (Gülüyor). Zamanla insanın algıları, hayata baktığı pencere, duyarlılıkları değişiyor. Aslında değişmek demeyelim, gelişiyor ve fikirleri değişiyor. Yine aynı benim. Ama müziğimle, dünyayı algılayış biçimimle artık hayata daha geniş bir pencereden ve geniş bir perspektifle bakıyorum. Bunuda son albümümde müziğime de yansıttım.

30’lu yaşların da etkisi var sanırım...
- Yapı olarak hiçbir zaman avare, bencil, duyarsız biri olmadım ama yaş ilerledikçe insan mutluluğun tanımını daha doğru çizmeye başlıyor.

O zaman nedir size göre mutluluğun tanımı?
- 20 yaşında mutluluk ünlü olmaktan geçerken 30’unda içine huzuru katıyorsun. Sağlık da mutluluk kavramına dahil. Salt kendi çevrene sağlık dilemekle kalmıyor, tüm insanlık adına iyi şeyler dilemeye başlıyorsun. Eğer buna değişim dersek, ‘ben’ demekten çıkıp ‘biz’ demeye başlıyorsun. Bu durum, ruh haline, şarkılarına, tüm hayatına nüfuz ediyor.

Neden yeni albümü Londra’da hazırlamayı tercih ettiniz?
- Londra dünya müziğinin beşiği. Bu meslekte ürettikçe karşılığını alabilirsiniz. En iyisini düşüneceksiniz ki, karşılığını alasınız. O yüzden en iyi stüdyolar, kostümler için dünyaca ünlü markalar, dünyaca ünlü yönetmenlerle görüşmeler sürüyor. İyi müziği talep edenler için iyi olan her şeyden faydalanmak gerek.

Bu albümde sound’da bir yenilik olacak mı?
- Yenilikler olurken, bu zamana kadar alışagelmiş Murat Boz sound’ını tamamen değiştirmeyeceğiz. Ancak bir önceki albümlerimin ışığında daha olgun bir söylem ve sound’a geçtiğimi söyleyebilirim.

Bir önceki albümüzde Tarkan şarkısı yoktu. Bu albümde birlikte çalışıyor musunuz?
- Şarkı seçimi biraz kader-kısmet ve zamanlama işi. Şarkı alımı sanıldığının aksine komplike bir iş. Başkasına gitmemiş olacak, reddedilmemiş olacak, zamanlaması uygun olacak, albümün sound’una uygun olacak derken pek çok etmen söz konusu. Tüm bunları geride bıraktıktan sonra, parça sizin oluyor. Bu albüm Ali’den diğer albümde Veli’den alırım diye bir şey söz konusu değil yani (Gülüyor). Tarkan benim için apayrı bir yere sahip. Şu an birlikte çalışmıyoruz ama olabilir tabii.

Yeni albümünüzün slogan sözü ne?
- Şarkılarımın hepsi biraz beni, biraz herkesi anlatıyor. Her şarkımın sözünü sana yazdırmaktansa işini kolaylaştırayım. Bence her şarkım bir slogan!

SAÇLARIMI BOŞUNA AĞARTMADIM KADINLARA BAYILIYORUM

Kadınların bu kadar beğendiği bir adamın onlara bakışı nasıldır?

- Sigmund Freud bile 70 yıllık ömründe kadınların ne istediğini çözememiş! Kadınlar çok komplike varlıklar, zekaları çok kıvrak, duygusal zekaları çok gelişmiş. Aynı anda birçok şeyi düşünüp, hiçbirini karıştırmıyorlar. Onları çok narin ve hayranlık uyandırıcı buluyorum. Her şeyden önce doğa onlara annelik gibi bir armağan vermiş. Bunun müthiş bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum.

Bu söylediklerinizden kadınları biraz da olsa çözdüğünüzü anlıyorum...
- Yok. Onları çözdüğümü asla iddia edemem ama benim de ufak tefek birkaç çıkarımım var tabii. Bu saçları boşuna ağartmadık! Sana bir şey diyeyim mi? Kadınlara bayılıyorum (Gülüyor).

En son klibinizde soyunup makyaj yapmanız konuşuldu. Bu bir imaj çalışması mı?
- Bir giyim, saç ve makyaj eğer devamlılık gösterirse imaj çalışması olur. Bizimkisi sadece klibe özel bir durumdu. Deniz, plaj ve orman iç içe; ıssız bir adada tek başına bir adam görüntüsü olduğu için klibin doğal ortamına uygun bir çalışma yaptık. Şarkıda ayrılık teması hakim olduğu için giyim kuşam arka plandaydı. Makyajda da Jack Sparrow’dan esinlenildi!

Hayatta müzikten sonra hangi alanda en iyi olduğunuzu söyleyebilirsiniz?
- Sporun her türüyle ilgilenirim, iyi bir spor izleyicisiyim, iyi bir solbekim.

O zaman popçu olmasanız topçu mu olurdunuz?
- Hakikaten topçu olabilirdim. Kuvvetle muhtemel de Kara Kartal’da oynardım (Gülüyor). Kitap okuma alışkanlığım da var. Geç bulduğum ama vazgeçemediğim bir alışkanlık bu. Dünya sinemasının da sıkı bir takipçisiyim. Ve tüm dünyada olup bitenlere karşı, salt politik alanda değil doğada ve evrende olan biten her şeye karşı özel bir ilgim var. Bir de Play Station futbol keyfim vardır. En büyük hobim de Şahan’ı yenmek (Gülüyor).

BİRAZ UKALACA OLACAK AMA HİÇBİR ŞEYİMİ DEĞİŞTİRMEM

Uzun zamandır menajeriniz Eliz Sakuçoğlu’yla berabersiniz. Sizin için ‘Başarılı ilişkilerin adamı’ diyebilir miyim?

- Kısa süreli ve çok sayıda ilişkiden ziyade, daha derin ve daha uzun süreli ilişkilerin bana göre olduğunu söyleyebilirim.

Çok genç şöhrete kavuştunuz. Bu durumu nasıl yönetiyorsunuz?
- Küçük denecek bir yaşta müzük piyasasına girdiğim için ve iyisiyle kötüsüyle birçok örneği görerek büyüdüm. Bu yüzden ün ve söhrete karşı hazırlıklıydım ve iyi idare ettiğimi düşünüyorum. Şan ve şöhreti hayatınızın bir numaralı amacı yapmazsanız onları yönetebilirsiniz ama tek amacınız buysa zaman onlar sizi yönetir.

Egoları yüksek bir adam mısınız?
- Ego olmadan bu işi yapamazsınız. Hatta ileri gidiyorum bu mesleği yapabilmek için egonuzun da süperegonuzun da gelişmiş, sadece alt bilincinizin törpülenmiş olması lazım.

Burada insani kompleksleri mi kastediyorsunuz?
- Kıskançlık, çekememezlik, bencillik olarak egosu yüksek bir adam hiç değilim, bu tür komplekslerinizi törpülemezseniz, hayat hem çekilmez olur hem de bu meslek keyif olmaktan çıkıp zul olur.

Elinizde bir fırsat olsa kendinizde huy veya fiziksel olarak neyi değiştirmek isterdiniz?
- İnanın ukalaca algılanmak istemem ama fiziğimle barışığım ve fiziğimde birşeyi değiştirmeyi istemem. Belki şu inatçılığımı biraz törpülemek isterim, bazen yanlış olduğunu bildiğim halde bir şeylerde diretirim sıf inadım yüzünden. Onun dışında çok da değiştirilecek bir huyum olduğunu düşünmüyorum.

CİLDİME BAKIM YAPIYORUM

Rejim yapmam, üç öğün yemek yemeye dikkat ederim. Sevdiğim şeylerden mahrum kalmam. Spor hayatımın şu döneminde düzenli yaptığım bir şey. Zaman zaman konserler, söyleşiler turneler vesilesiyle aksayabiliyor ama onsuz yapamıyorum. Kendime ve kişisel bakımıma önem veririm.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!