TÜSİAD, ‘haram servet’lere vurgu yaptı, ‘Diyarbakır Maya Mele’ mesaji verdi

Güncelleme Tarihi:

TÜSİAD, ‘haram servet’lere vurgu yaptı, ‘Diyarbakır Maya Mele’ mesaji verdi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 18, 2010 00:00

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, Diyarbakır’da katıldığı 14. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi’nde Kürtçe de konuştu ve Diyarbakır’da silahların gömüldüğü, mayınlı topraklara tekrar bereket geldiği günleri hayal ettiğini söyledi. Boyner, “Hiçbir evladımızın kendi vatanında birbirine kıymalarına, dağlarda şehit olmalarına, dağ başında, duasız, namazsız gömülmesine artık tahammülümüz yok” dedi.

Haberin Devamı

BOYNER VE  BAYDEMİR BÖYLE HALAY ÇEKTİ / WEB TV 

BOYNER KÜRTÇE SELAMLADI / WEB TV  

Geceden 'halay'lı fotoğraflar 

TÜRK Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) Diyarbakır Organize Sanayi İşadamları Derneği (DOSİAD) ev sahipliğinde düzenlediği “14. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi”ne katılan TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’in verdiği mesajlar büyük ilgi gördü. Katılımcıların hem ekonomik, hem siyasi mesajlar verdiği konferansta Boyner, konuşmasına Kürtçe olarak “Ji boyi biratiye, ji boyi wekheviye, ji boyi aşitiye. Diyarbakır mala meye”, yani “Barış için, kardeşlik için, eşitlik için hepinize merhaba. Diyarbakır bizim de evimizdir” diye başlayınca salondan büyük alkış aldı. Ümit Boyner, Diyarbakır’da silahların gömüldüğü, mayınlı topraklara tekrar bereket geldiği günleri hayal ettiğini belirterek, “Trakya’dan, Ege’den, Karadeniz’den gençlerimizin buraya gezmek, kucaklaşmak, eğitim, yatırım ve çalışmak için gelmesini istiyorum. Hiçbir evladımızın kendi vatanlarında birbirlerine kıymalarına, bu dağlarda şehit olmalarına, hiçbir evladımızın dağ başında, duasız, namazsız gömülmesine artık tahammülümüz yok” dedi.

100 küsur milyar dolar sonra

Konuşmasında geçtiğimiz 30, belki 70 yıl boyunca Kürt meselesine Kürt meselesi denilmediğini, ülkenin birliğini ancak gönüllülük ve rızaya dayalı bir dayanışmanın sağlayacağını kavramamak için büyük gayret sarf edildiğini vurgulayan Boyner, “Şunca yıl tükettikten, şunca can kaybettikten, şunca kahır çektikten, bir hesaba göre 100 küsur milyar dolar harcadıktan sonra nihayet, meselenin adını koyabileceğimiz noktaya gelebildik” dedi ve şöyle devam etti: “Akılla bulunabilecek bu noktaya bir an önce varabilmemiz için ülkesinin tüm insanlarını seven, barışı ve kardeşliği bayrak edinmiş cesur kişiler bizi uyardı. Çabaları kulak ardı edilmekle kalmadı. Onları cezalandırdık. Kimini hapisle, kimini sürgünle, kimini ölümle. Şiddeti reddetmeyi öğrenmek, şiddet yoluyla bu meselenin çözülemeyeceğini anlamak için toplumca çok ağır bedel ödememiz gerekti.

Birbirimizi duymamak, duysak da anlamamak, anlasak da kabullenmemek sarmalına girdik. Bu arada da haram parayla servetler edinildi, güya düşman olanlar arasında çıkar çarkları kuruldu. Bunların gündem belirleme gücüyle körleştirildik. Olan bağrı yanık ailelere, şiddet kültüne kurban edilen masumlara, hayatı kaydırılan nesillere, doğru dürüst eğitimden, barınaktan, hizmetten, adaletten mahrum bırakılanlara oldu. Bu toplum, kıt kaynaklarını kalkınmasına değil, olanı reddetmeye, reddettiğini yok saymaya, yok saydığını bitirmeye, düşmanlık üretmeye ayırmak zorunda bırakıldı.”
Boyner, “Bundan 19 yıl önce dönemin Başbakanı ‘Kürt realitesini tanıyoruz’ demişti. Kuvveden fiile geçmek için uzunca süre beklememiz gerekti. Türkiye realitesini daha iyi anlamış olarak bir an önce barış diliyle, kardeşlik anlayışıyla, ortak kader mevhumuyla hareket edip kendimize layık bir geleceği elbirliğiyle kuracağımızı umuyorum” dedi.

Doğu’ya yatırım danışma kurulu

TÜSİAD Başkanı Boyner, yüzde 20’leri aşan işsizlik ve genç nüfusun yüksek oranı ile Doğu ve Güneydoğu bölgelerinin istihdam yaratmak için özel ilgi istediğini belirterek, “Bu da yatırım gerektiriyor. Yatırım ortamını iyileştirmek ciddi şekilde hem beşeri, hem maddi alt yapıya yatırımı teşvik etmeyi gerektirecektir. Bu kapsamda, hem yerli hem yabancı yatırımı arttırmak amacıyla bu bölgeye özel bir Yatırım Danışma Konseyi önerimiz var. TÜSİAD olarak biz buna öncülük etmeye hazırız. Bu mekanizma için bölgedeki Kalkınma Ajansları ile de işbirliğine gidebiliriz. Gelin, bölgeye özel, ilki 2011 yılında olmak üzere Yatırım Danışma Kurulu oluşturalım. Öncelikle, bölgenin yatırım analizini ortaya koyalım. Bunları da dikkate alarak temel bir yatırım değerlendirmesi ortaya koyalım. Yurtiçi ve yurtdışındaki ortaklarımızı bu sürece dahil etmeye çalışalım” dedi.

Seçim sürecinde atışma değil vizyon istiyoruz

ÜMİT Boyner, demokrasi açığının da unutulmaması gerektiğini söyleyerek, “Demokrasi açığının olduğu ortamda huzur ve barışın sürekli olmasını bekleyemeyiz” dedi. Boyner, şöyle konuştu: “Türkiye’nin üç böleni olarak nitelediğimiz ‘din ve vicdan özgürlüğü’, ‘kimlik sorunu’ ve ‘kuvvetler ayrılığı’nı üç birleştiren haline getirmek için de kaybedecek zamanımız yok. Siyasi partilerimizden seçim sürecinde yeni anayasa ile ilgili vaatlerinin ne olduğunu, vizyonlarının hangi unsurlardan oluştuğunu duymak istiyoruz. Türkiye halkı artık her seçimde rastladığımız ve bizi ilerleme yolunda bir adım öteye götürmeyen atışmaları değil; halkın gerçek kaygılarına cevap verecek vizyonları duymayı ve tartışmayı hak ediyoruz.”

Hapishane için özür dilense köy isimleri iade edilse

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, Meclis’te temsil adaletinin sağlanabilmesi için yüzde 10 barajın indirilmesi ve ifade özgürlüğü ile ilgili düzenlemelerin Türk demokrasisi için kazanımlar olacağını vurgularken, “Diyarbakır hapishanesinde olanlar için özür dilense; köy isimleri bir bir iade edilse” dedi. Bölge huzurlu olmadan Türkiye, Türkiye huzurlu olmadan bu bölgenin huzurlu olmayacağını ifade eden Boyner, “Hepimize görev düşüyor. Ailemizde, okullarımızda, mahallemizde demokrasi kültürüne engel hususlar var mı? Silahları gömdüğümüz, mayınlı topraklara tekrar bereket getirebildiğimiz günleri hayal ediyorum” dedi.

Baydemir: Boyner’in anlattıkları ortak duygu haline gelsin

DİYARBAKIR Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ise Boyner’e konuşması için yürekten teşekkür ettiğini belirterek, “Böylesi bir duygu 15 yıl önce hakim olsaydı şimdi nerede olurduk. Bu kadar yılı kaybeder miydik? Bu duygu kuzeyden güneye doğudan batıya tüm insanlarımızın ortak duygusu haline gelsin” diyerek, şöyle devam etti: “Bir köy var uzakta, gitmesek de, tozmasak da o köy bizim köyümüzdür. Gitmediğimiz tek köyümüz kalmamalı. Ulaşmak anlaşılır kılmaktır, buluşmaktır, bütünleştirmektir. Türkün, Kürdün, Lazın, Çerkezin, Alevi ve Suninin buluşması olur. Hiçbir etnik kimliğimiz bir diğer kimliğimizin alternatifi tezadı değildir. Her bir farklılığımız karanlığı aydınlatan gökyüzündeki kutup yıldızları gibidir.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!