2011 süper bir yıl olacak (mı?)

Biliyorsunuz, bir süredir ülkemizde Susan Miller rüzgarı esiyor.

Haberin Devamı

Kendisini pek severim, her aybaşı burcumla ilgili neler yazmış okumaktan pek hazzederim lakin bu defa kendisine kızdığımı ifade etmek isterim. Diyor ki, 2011 yılı, 1999’dan sonra en iyi yıl olacak!
Sevgili Susan, (Bir süre sonra “Sevgili Sezen” gibi yerleşecek dilimize, bakın söylüyorum, artık nasıl Sezen Aksu demiyorsak Susan Miller da demeyeceğiz) 1999, benim şu ana kadar hatırlayabildiğim en kötü seneydi. Olanları saysam köşeye sığmaz.
Hayır yani o kadar kötüydü ki 1999 senesi, aynı anda bir değil, üç, beş, yedi olay patlıyordu.
Neler mi oldu? Şöyle kısaca anlatayım.
Depremde yazlığımız yıkıldı biiiiir. Hem de bütün ailem evin içindeyken. Neyse ki kurtuldular.
İlk aşkımdan sancılı bir şekilde ayrılmıştım ve dayanılmaz kalp ağrıları çekiyordum ikiiii. İlk aşk meseleleri nasıl olur bilirsin sevgili travmatik Habitus okuru.
Sonracığıma, hayatımda bulduğum ilk işimden kovulmuştum üüüüüç.
Şimdi kusura bakma Sevgili Susan ama ben 99’dan hayır görmedim ki 2011’in gelişine sevineyim. Ha, yeni yıl güzel geçsin, söz, sana Kütahya işi çinili tabak alacak, New York’a gelip sana ellerimle teslim edeceğim. Vallahi söz.

Burçlarla imtihan

Haberin Devamı

Bu burç meselelerine girdin mi de çıkması ne zordur.
Bilhassa hayatında “eli kulağında” durumlar olduğu zaman her gün kendini iştahla burç yorumlarına vermeyen insan görülmemiştir. İleri vakalardaki şahısların, gezegen hareketlerine göre hayatlarını düzenlediklerini biliyoruz. Ben o kadar değilim ama Merkür geri gittiğinde hafif tırstığımı da itiraf etmek istiyorum.
Zaten biliyorsunuz bu Merkür’ün geri basma hareketi kitleleri paniğe sürüklüyor. O tarihlerde anlaşmalara imza atılmıyor, yeni projelere başlanmıyor, kısaca hayatın “pause” tuşuna basılıyor. Geçmişte yarım kalmış meseleler hallediliyor.
Tabii genellikle insanlar, hayatı gezegen hareketine göre ayarlamıyor, öyle de bir gerçek var, kabul edelim. Olsa olsa sevgiline, kocana, ailene ve iş durumuna göre ayarlıyorsun gününü.
Merkür isterse mehter takımı stili birtakım hareketler yapsın, fark etmez. Bizim hayatlar daima ileri gitmek zorunda, “pause” yapacak bir vakit tanımıyor. Ama insanı da fena kıllandırıyorlar hani.
Mesela ben şimdi önümüzdeki hafta yeni evime taşınacağım hayırlısıyla. Düşünüyorum şimdi acaba taşınmasam mı? Yeni yılı mı beklesem. Ama ev sahibine de diyemem ki Merkür geri gidiyor. Alay eder ayol adam benle.
Adam bana “NASA’da mı çalışıyorsun abla?” diye sormaz mı. “Parayı verecen mi, vermeyecen mi, kontratı imzalayacan mı, imzalamayacan mı?” deyip beni kovalamaz mı?
Zaten ne zaman heyecanlı birtakım hadiseler kapıda olsa, astrolojinin adeta yegane görevi önünüze bir sürü engel çıkacağını haber vermektir. Bir kerecik olsun mutluluğunuza mutluluk katmaz. O Merkür illa geri gidecek, gitmese şaşarım. İyi ki bi’ taşınıyoruz.

O iş yaş

Haberin Devamı

Merkür geri gitmese de başka bir şey çıkar zaten.
Misal, bir iş görüşmesi yaptınız ve heyecanla yanıt bekliyorsunuz.
Burcumuza bakıyoruz ve şunu görüyoruz: “O iş yaş. Hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz...”
Hoppalaaaa...
Sonracığıma, yeni biriyle tanıştınız, heyecan dorukta diyelim.
Sevgili burcumuzun bu alanda da bize yine destek yerine köstek olduğunu görürüz: “Bu aralar tanıştığınız insanlara dikkat edin. Sapık, katil ya da azılı bir suçlu çıkabilir.”
Yahu, bir kere de iyi bir şey de be astrolog. Heyecanıma ortak ol. De ki, “Yarın beklediğiniz iş sonuçlanacak, dünyanın en süper insanı olacaksınız.” De ki “Tanıştığınız bu adam 10 numara bir insandır.”
Varsa yoksa “Aman dikkat”, yok “Hayal kırıklığı yaşayacaksın”, yok “Adam seri katil...”
Neyse efendim, şaka bir yana, biz kadınlar burç muhabbetini, sonsuza kadar uzatabiliriz. O yüzden bugünlük burada keseyim. 21’ndeki tutulma geçsin, 30’u itibariyle Merkür bir normalleşsin, yine konuşuruz.
Yalnız, dediğim gibi, 2011 güzel geçerse “Sevgili Susan”a çinili tabak benden.

Yazarın Tüm Yazıları