O tam bir cool avcısı

Güncelleme Tarihi:

O tam bir cool avcısı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2010 00:00

Josh Spear dijital dünyanın son dönemde dikkat çeken başarı öykülerinden biri. World Economic Forum tarafından ‘Genç Küresel Lider’ seçilen, Beyaz Saray’a danışmanlık yapan 25 yaşında genç bir ‘cool avcısı’.

Haberin Devamı

Dünyanın en büyük markaları onu takip ediyor, genç tüketici kitlelerini ele geçirmenin yollarını Josh Spear’den öğreniyor. Gelişmiş zevki ve trend alanında koku alma ustalığıyla tanınan Spear, 16-17 Aralık’ta Yapı Kredi World Ana Sponsorluğunda düzenlenen MARKA 2010 Konferansı’nın açılış konuşmasını yapacak

Nasıl ‘cool avcısı’ oldunuz?
- Liseyi bir yıl erken bitirdim ve part-time öğrenci olarak üniversiteye başladım. Tırmanma ve snowboard sporuyla uğraşıyordum. Gazetecilik dersleri alıyordum. Açıkçası okulda takılıyordum; genelde de derslerde en arkada oturup blog’larda geziniyordum. Bu arada joshspear.com adında bir blog başlattım. Cool avcılığı yapan, trendleri yakalayan bir blog’du bu. Sevdiğim müzikler ayakkabılar, tişörtler hakkında yazıyordum. Ürünler, trendler, seyahat aklınıza ne gelirse… Ve bu iş tutu!
Peki nasıl oldu da isimsiz bir blog’dan kendinize bir kariyer yarattınız?
- Önceleri arkadaşlarım ve ailem takip ediyordu. Onlar kendi arkadaşlarına ve ailelerine bahsettiler... Ve daha ben farkına bile varmadan beni okuyanların sayısı çığ gibi büyüdü. Derken bir süre sonra, blog’uma reklam vermek isteyen firmalardan e-mailler almaya başladım. Önce Audi, sonra Nike, sonra BMW.
Yani gelip, onlar mı sizi buldu? Neredeyse tüm mecralar bu şirketlerin peşinde koşarken nasıl oldu bu iş?
- Zamanlamam çok iyiydi. O dönemde ürünler, seyahat, sanat ve tasarım hakkında yazan çok az web-sitesi vardı. İkinci olarak da blog’um iyiydi tabii. Haftanın her günü yazı yazıyordum ve içerik gerçekten özeldi. Kopenhag’a gittim diyelim. İlk yaptığım, otel ve restoranı yazmak olurdu. Anında, gerçek ve orijinal bilgiler yüklüyordum. Yaşam stilini yansıtıyordum. Kendimi tamamen bu işe adamıştım. Sonra blog’uma katkı sağlayan 12 kişilik bir ekip oluşturduk. Şimdi her ay 100 binlerce okuyucuya ulaşıyoruz.
Danışmanlık vermeye nasıl başladınız?
- Reklamcılarla hep ilişki halinde olduğum için, gençlere nasıl pazarlama yapılacağına dair fikrimi soran mail’ler alıyordum. Sonra olay çığ gibi büyüdü. Bir gün bir ayakkabı markası piyasaya çıkaracağı ayakkabının rengiyle ilgili fikrimi aldı ve böyle başladı... Şirketler başkalarının kendileriyle ilgili neler söylediğini bilmek istiyor. Bana, “Gençlerin dikkatini çekmek için nasıl bir strateji gerekir” gibi sorular sormaya başladılar. Onların özel timleri gibi olmaya başladık, online bir seyircinin dikkatini onlara yöneltmek için gizli bir silah gibiyiz.
Hayatınız nasıl geçiyor?
- Her ayın yarısında seyahat halindeyim. Avrupa ve Asya’da müşteri toplantılarına gidiyorum konferanslarda konuşmalar yapıyorum.
İstanbul ve MARKA Konferansı sizi ne kadar heyecanlandırdı?
- Çok, çok, çok. MARKA Konferansı’yla ilgili daha önceki yıllarda burada konuşmacı olmuş isimlerden şaşırtıcı, güzel şeyler duymuştum. Bu yıl davet edilince mutlu oldum. İstanbul’un büyüsünüyse zaten anlatmaya gerek yok.
Sizce bir şirket internette nasıl var olmalı?
- Şirketler bannerlar için milyonlar harcıyor; yüzde 1’leri aşmayan kliklenme payları için... Biz diyoruz ki, bu parayı alın ve internet üstündeki kullanıcıyı bölmeyen ve ona değer katan bir şekilde harcayın. Mesela başarılı viral uygulamalara bakınca ortak özellikleri olduğunu görüyoruz: Duyulara hitap etmesi, komik olması, şaşırtması ve gizemli olması...

Haberin Devamı

İŞİ 20-25 YAŞINDAKİLERE TESLİM EDİN

Haberin Devamı

Herhangi bir markanın genç tüketiciye ulaşabilmesi ve dijital mecralarda etkin olması için ne yapmasını önerirsiniz?
- Öncelikle bu dünyanın içine doğmuş bir nesille çalışmalarını söylerim. Onlara 20-25 yaşlarında çalışanları işe alın ve işi onlara teslim edin derim. Gençlerden oluşan bir ekip yerine, bu yaş grubunu anlamaya çalışan orta yaşlı bir ekiple bu işleri yürütmek arasında çok büyük fark olacaktır.
Son olarak, sizi başarılı yapan en önemli özelliğiniz nedir?
- Görüşüm sorulduğunda, keskin ve dürüst cevaplar verebilmek bence. Müşterilerimin doğru işlerine “İyi” diyebildiğim gibi, beğenmediğim işlerine de hiç çekinmeden “Berbat olmuş” derim!

Haberin Devamı

MODANIN İÇİNDEYİM CHRISTIAN DIOR GİYERİM

Modaya ne kadar yakınsınız?
- Çok yakınım, içindeyim. Trendler, tasarım, moda benim doğrudan ilgi alanıma giren ve hiç kopamayacağım konular. İşimin büyük bir bölümü iyi ve rafine zevkle ilişkilenmek zorunda. Bu durum benim özelliklerimi her gün daha çok geliştiriyor, keskinleştiriyor.
En sevdiğiniz moda markası nedir?
- Son dönemde Christian Dior. Her parçasının içinde kendimi çok iyi hissediyorum. Kalıpları tam bana göre.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!