En büyük ilham Tanrı’ya ve sevgiliye beslenen aşk

Güncelleme Tarihi:

En büyük ilham Tanrı’ya ve sevgiliye beslenen aşk
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2010 00:00

Tan ilk albümünü beş sene önce çıkardı. Romantik şarkılarıyla tanındı. Zamanla müziğini yeniledi. Yine vurucu sözler yazan ama hareketli şarkılar söyleyen biri olarak karşımıza artık. Bir yandan da söz ve beste vermeye devam ediyor. Bu yaz Demet Akalın’a verdiği ‘Çanta’ en çok çalınan şarkılardan oldu. Yine yazın çıkardığı ‘Taş Yürek’ albümü ilgi topladı

Tan’ın annesi Azeri Türkü, babası Ankaralı. Ankara’da büyüdü. Abisi müziği çok sever, sürekli radyo dinlerdi. Tan da bu sayede müzikle ilgilenmeye başladı. Duygusal bir çocuktu. Sonunda sözlerini ve hayallerini herkesle paylaşmak için en iyi yolun şarkı söylemek olduğuna karar verdi. Ailesi başlarda müzikle ilgilenmesini istemedi. “Sanatçı olma savaşçı ol” dediler. Ama o müzik yolunda ilerlemeyi kafasına koymuştu.

Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı yarı zamanlı korosunda eğitim aldı. Halk müziği ve sanat müziği korolarında çalıştı. Arkadaşlarının çoğu gitar çalardı. O da gitar öğrendi, beste ve söz yazarlığına başladı. Ardından Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera Bölümü’ne girdi. Ama hayallerini kendi bestelerinden oluşan bir albüme sahip olmak süslüyordu. Ve daha geniş kitlelere ulaşmak için tercihini pop müzikten yana kullandı.

ŞARKILARIMIN BİR ANLAMI VAR

Müzik hayatının mihenk taşı 2000 yılında öğrenci potansiyelinin çok yüksek olduğu Eskişehir’de sahne alması oldu. Bu sayede bir dinleyici kitlesi oluştu. İnsanlar şarkılarını çok sevdi. İstanbul’a geldi ve ilk albümünü çıkardı ve hala eğitimine devam ettiği okulunu o yıllarda dondurdu.
İlk albümde şarkıları Tan’ın önüne geçti, kendisinden daha çok tanındı. ‘Romantik şarkıların prensi’ lakabını aldı. Zamanla yeni şarkılar ve albümler birbirini takip etti. Tan müziğini ‘samimi’ olarak tanımlıyor: “Hiçbir şarkı sözümde ‘Lay lay lay’ geçmez. En hareketli kulüplerde çalan şarkılarımın bile bir içeriğinin, bir anlamının olmasına çalışıyorum. Yorumculuğum için de aynı şekilde çalışıyorum. Hayat bana insanların iyi bir şeyi geç olsa da keşfettiklerini ve unutmadıklarını gösterdi.” En büyük hayaliyse yurtdışına açılacak Türkçe sözlü bir şarkı yapmak ve dünya müzik endüstrisinde kendine bir yer bulmak.

ÇOK KONUŞULDU AMA ESTETİK YAPTIRMADIM

Bir buçuk sene önce trafik kazası geçirdiniz. Bu kaza sizi nasıl etkiledi?
- Yedi-sekiz takla attık. Asistanım kullanıyordu, ben arka koltukta uyuyordum. O arabadan sağlam çıkmak farklı bir deneyimdi. Hayata başka türlü bakmaya başlıyorsunuz. Benim de çıraklıktan ustalığa geçiş dönemime denk geldi. Kırılma noktam oldu. Bu kaza sonrasında olgunlaşmaya başladım. O sırada bir albüm çıkarmıştım. Bütün haberlerim trafik kazası geçiren Tan olarak çıktı ve beni o albümden soğuttu. Tek kliple de bıraktım. Sonunda bu yaz yeni albümümü çıkardım.

Kaza sonra bir dizi estetik operasyon geçirdiğiniz söylendi. Saç ektirip botoks yaptırdınız mı?
- Hakkımda hep böyle konuşmalar yapıldı ama hayır; botoks yaptırmadım. Saçlarıma sadece mezoterapi bakımı yaptırdım. Sadece spor yapıp, yediğime içtiğime dikkat eden bir adamım. Ayrıca bir erkeğin yaşlandıkça yüzünün oturduğunu düşünüyorum. Zamanla ailemdeki büyüklere benziyorum. Bu da hoşuma gidiyor.

Bu albümün diğer albümlerinizden farkı ne?
- 30’lu yaşlarla daha büyüyen bir adam var karşınızda. Artık istediğim sound’ları yapabiliyorum. İşin içine biraz daha kalite geldi. Duygularımı artık daha arabesk anlatmıyorum. Oturup gitarıyla şarkı söyleyen adam yerine hoplayan zıplayan biri var.

‘İlham perim kadınlar’ diye bir açıklamanız oldu. Başka nelerden ilham alıyorsunuz?
- Söz yazarken ortaya kinetik bir enerji çıkması gerekiyor. Bu da birlikten ortaya çıkıyor. Ayrıca haber izlerim. Dünyada olanlar beni etkiler. Ama tek gerçek var: İnsanı en çok besleyen sevgiliye ve Tanrıya beslediğin aşk.

Bu kadar aşk sözleri yazan bir adam aşkta nasıl?
- İnsan “Bu yaşlarda daha çok gezmeliyim” diye düşünüyor. Gerçek aşka her yaklaştığımda hep korktum. Bağlanmak ve büyük sorumluluklar beni korkuturdu. Şimdi korkularımı yenmek ve karanlık gördüğüm alana yürümek istiyorum. Sanırım bunların zamanı geldi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!