‘Süleymaniye’ Ataşehir’e

Meğer caminin inşaatı çoktan başlamış.

Kimsenin de haberi yoktu bu projeden... Ancak, okurumuz Barış Teyman’ın bize gönderdiği bir nottan durum anlaşıldı.

Teyman yazıyor:

“Ataşehir Uphill Towers’ta oturmaktayım. Tam yanı başımızda kimsenin bilmediği bir inşaat başladı. Yapılan inşaatın çevresinde tur attım ama hiçbir bilgi göremedim, ne ruhsat, ne mimar, ne imar durumu...

Hiçbir şekilde bilgi yok ama muhtardan öğrendiğime göre -o da şantiyede çalışan mühendislerden öğrenmiş- buraya büyük bir cami yapılıyormuş.

Arada bir de Başbakan Tayyip Erdoğan gelip kontrol ediyormuş...

İnşaat o kadar hızlı ilerliyor ki, bir ayda temeller çıkmaya başladı bile. Sabah 05.00’e kadar hiç durmadan çalışmaya devam ediyorlar.

Anladığım kadarıyla seçimden önce bu camiyi bitirip açacaklarmış... (Camiyi yeni mimari tekniklerle hazirana kadar bitirirler.)

Finans merkezi olması beklenen yerin en güzel arazisinde ve de Uphill Towers’a (eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın da dubleksi olduğu söyleniyor. Y.B.) neredeyse sıfır noktada yapılacak olan bu caminin yer seçimi ne kadar doğru ve ne kadar önemlidir?

Başbakan'ın Anadolu yakasında yapılacağını söylediği caminin temeli atılmış

İkinci olarak... Bu arazi daha önce helikopter pisti (Ataşehir Belediyesi’nden öyle söyleniyordu) ve de yanları ormanlık arazi iken böyle bir inşaat izni nasıl verildi? Burada oturanların bile inşaatın cami olacağından haberleri yok!”

Okurumuz, şantiye fotoğrafını da göndermiş... Fotoğraftaki büyük tabelada sadece TOKİ yazıyor
Yeri anladık... FSM Köprüsü’nden TEM’e girildiğinde Ataşehir ayrımında... Cami inşaatının alt tarafında Ağaoğlu’nun yaptığı konutlar var...

TOKİ’NİN GÜCÜ

TOKİ nedir diye sorulmasın...

TOKİ’ye kim karışabilir ki... İstediği yeri alır, istediği planı yapar... Dünyada TOKİ gibi sonsuz yetkilere sahip başka bir kurum var mıdır? İnşaatın tabelasında pafta, parsel, yani ne yapıldığını açıklamak zorunda da değildir.

Bir yapının ‘plakasının’ olması gerek gene de...

CHP’li Ataşehir Belediyesi’nin cami yapımından haberi var mıdır? TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, kendisine haber vermiş midir? Sanmıyoruz.

Bayraktar ilginç bir bürokrattır. TOKİ ihalelerinde ne kadar ‘acımasızsa’, insani ilişkilerinde ise o kadar sevimli ve samimidir. Başbakan’dan başka kendisine kimse ‘talimat’ veremez. Çünkü, İstanbul’un ‘Yapı Anayasası’na Başbakan karar verir.

Meclis üyeleri, caminin imar planı önlerine gelince öğrenecekler demek ki... Taksim’e cami projesinden böylece vazgeçilmiş midir?

Nâzım ve Mumcu’yu da ziyaret edecek mi
Kılıçdaroğlu sorgulanıyor

ESKİ Konya Ereğli Belediye Başkanı (1973-1977) ve HP Konya milletvekili (1983-1987) Ziraat Y. Müh. Salim Erel, “Sayın Kılıçdaroğlu, saygı duyulan ve ödünsüz güvenmek zorunluluğunda olduğumuz bir kişilik. CHP Genel Başkanlığı’na seçilmesi ile siyaset platformunda yeni bir sayfa açıldı” diyor; “Ancak” diyerek de ekliyor: “İlk etapta bazı söylemleri ve etkinliklerden rahatsızız. Türban ve tesettür kıyafetlerini Atatürk ilkeleri ve CHP’nin savunduğu/savunmak zorunda olduğu politikalarla asla bağdaştıramıyoruz. Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya’nın gömütlerinin öncelikli ziyaretinin siyasi getirisini merak ediyoruz. Güneydoğu’yu kazanma uğruna batı elden gitmesin!

Türkiye’de Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Necip Hablemitoğlu, Abdi İpekçi ve diğer demokrasi şehitleri ile Can Yücel, Rusya’da Nâzım Hikmet’in gömütlerinin ziyareti de düşünülüyor mu?

CHP’de uygulamalar, parti organlarının kararları doğrultusunda mı gündeme geliyor veya ‘Recep Bey’ CD’sinin korsan baskısı mı seslendiriliyor?

TBMM’de olsaydım, grup toplantısında bu soruları mutlaka gündeme getirirdim.”

Türkiye’de uzlaşı o kadar kolay değil.

Gökçek’in ‘yardımı’ gözleri nemlendirdi

HÜRRİYET’in Ankara Eki’nin (13.11.2010 Cumartesi) spor sayfasında Ankaragücü Başkanı Ahmet Gökçek’in ‘Ocak’ta düzlüğe çıkarız’ başlıklı bir röportajı çıkmış. Oğul Gökçek şöyle diyormuş:

“Yaklaşık 35 milyon liralık gelirin büyük kısmı onursal başkanımız Melih Gökçek ve yönetici arkadaşlarımızın kendi cebinden verdiği paralardır.”

Ankara’dan okurumuz Zeki Yurttaş, bu haberi okuyunca gözleri nemlenmiş. Şunları yazıyor:

“Bu derece duygulanmamın iki nedeni var; bunlardan birincisi Sayın Belediye Başkanımızın gönlünün bu kadar zengin olması, diğeri ise bir dönem Keçiören Belediye Başkanlığı, iki yıl Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, üç yıl milletvekilliği ve dört dönem de Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görev yapan sevgili Başkanımızın, aradan geçen yıllar içerisinde ilimizin bir futbol kulübüne böyle yüklü miktarda bir bağış yapabilecek ekonomik seviyeye gelmiş olmasıdır.

Gökçek bu kadar para veriyorsa Aziz Yıldırım, Yıldırım Demirören ve Adnan Polat’ın da kulüplerine yaptıkları katkıları öğrenme hakları yok mudur?”