Bir kadının en erotik anı bulaşık yıkadığı zamandır

Güncelleme Tarihi:

Bir kadının en erotik anı bulaşık yıkadığı zamandır
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2010 00:00

Ona ‘erotik fotoğrafın en büyük ustası’ diyorlar... Kitaplarının pek çoğu ünlü yayınevi Taschenbücher tarafından yayımlanıyor. Alman asıllı fotoğraf sanatçısı Uwe Ommer’in (66) Paris’te Galeri Kiron’da sergilemiş olduğu ‘Do it Yourself’ erotik fotoğraf sergisi 30 Kasım’da İstanbul’da Galeri Baraz’da açılıyor. Türkiye’ye gelmeden önce sorularımızı yanıtlayan büyük usta Uwe Ommer’e göre bir kadın da önemli olan, ne popo ne de göğüs güzelliği. Onun için önemli olan bakış ve bir kadının en seksi hali bulaşık yıkadığı an...

Kadın vücudunda ustası olduğunuz organ hangisi? Göğüs mü, popo mu, ayak mı yoksa vajina mı sizin için fetiş unsuru?
- Bence yüz ve bakışlar çok önemli, güzel popo, güzel meme bulabilirsiniz ama doğru bakışı bulmak çok zor. Erotik bakışı yakalayamazsanız vücut hiçbir anlam ifade etmez.

Tamamen çıplak bir kadın seksi midir?
- Tamamen çıplak bir kadın estetik olabilir ama erotik ya da seksi bir fotoğraf için doğru aksesuvarlara ihtiyacınız var...

Ne gibi? Doğru aksesuvardan kastınız ayakkabı, jartiyer, eldiven gibi şeyler mi?
- Doğrusu pek eldivenli fotoğraf çekmedim ama yüksek topuklu ayakkabılar kadının duruşunu olumlu etkiliyor.

Her ustanın bir tarzı olduğu aşikar. Sizin erotik fotoğraflarınızı ‘Uwe Ommer fotoğrafı’ yapan en önemli özellik nedir?
- Çektiğim kadınların hayatın içinden sıradan kadınlar oluşu. Ben ünlü kadınları, top modelleri çekmiyorum ve fotoğraflarla da oynamıyorum.

Yaş ilerledikçe insanın erotizme olan ilgisi azalıyor mu? Bir doygunluk geliyor mu?
- Çoktan yaşlandım ama fotoğraf çekmekten ve insanla ilgili projeler üretmekten sıkılmam mümkün değil.

Erotik fotoğraf çekmek erotik duyguları harekete geçiriyor mu?
- Yoooooo, hiç başıma gelmedi.

Hadi itiraf edin, bazen elinizde olmadan şehvet duygularına kapıldığınız oluyor mu?
- Fotoğrafı konuşmayacak mıydık?

Hiç erotik fotoğraflarını çektiğiniz biriyle birlikte oldunuz mu?
- Allah bilir!

Sizin için erotik kadının tanımı nedir?
- Tabii ki karım Isadora Chen Ommer.

Fotoğrafı çekilen kadınların çekinceleri nedir? Onları nasıl rahatlatıyorsunuz?
- Kadınlar fotoğraflarının çekilmesini sever, isterler. Fotoğrafçı tarafından seçilmiş olmak onları gururlandırır ve güzellikleriyle övünürler. İstemeyen kimsenin fotoğrafını çekmediğim için gayet huzurlu çalışırım.
/images/100/0x0/55ea5ed2f018fbb8f87b87d7

Erotik fotoğraf çekiminin ön sevişmesi nedir, nasıldır?
- Bu bir iştir, işin sevişmesi falan olmaz, çok teknik bir sanat yapıyorum ve en iyisini yapmak için çok çaba harcıyorum. Ön sevişme, son sevişme bunun neresine sığar?

Kadınları havaya sokmak için sözleriniz var mı?
- Ben birisine “Fena değil” dersem o genelde “Çok iyi” anlamına gelir.

Sizce bir kadının en erotik anları ne zaman? Sigara içerken mi, nefes alırken mi yoksa mesela jartiyerli çorabını giyerken yaptığı vücut hareketleri mi?
- Bulaşık yıkarken.

Bizim için erkek bedeninin erotizmiyle kadın bedeninin erotizmini kıyaslar mısınız?
- Hiç erkek fotoğrafı çekmediğim için erkeğin erotizmini bilmiyorum.

Ne tür mekanlarda çekim yapmaya tercih edersiniz?
- Son yıllarda gün ışığını tercih etmeye başladım.

Erotik fotoğraf ille de siyah beyaz mı olmalı?
- İkisi de olabilir.

TÜRKİYE VE TÜRKLER BENİM İÇİN ÇOK ÖZEL

Paris’ten doğuya doğru giderken Doğu ile ilk buluştuğumuz ülke Türkiye. Tüm dünyadan farklı ailelerin fotoğrafını çektiğim ‘1000 Aile’ kitabım için daha önce Türkiye’ye gelmiştim. Ülkenizde gördüğüm konukseverliği, ilgiyi ve sevecenliği daha önce hiçbir yerde görmemiştim. Bu nedenle Türkiye benim için özeldir. Ondan sonra İran, Pakistan, Türkmenistan ve Kırgızistan’da da aynı şeyleri yaşadım. Şimdi İstanbul’a sergim için geliyorum. Çok ilginçtir, ‘1000 Aile’ projesi için geldiğimde Koray Erkaya genç bir fotoğrafçıydı ve benim asistanım olmuştu. 9 Aralık’ta Koray’ın sergisi ‘Don’t Tell Mamma’ Paris’te benim sergilerimi açtığım Kiron galerisinde açılacak. Bunlar sanat ve sanatçılar arasındaki hoş karşılaşmalar. Sergimin küratörleri Cüneyt Ayral ve kızı Roxane. Cüneyt’le Paris’ten tanışıyoruz. Eskimeyen bir dostluğumuz var. Onlarla iş yapacağım için mutluyum.

EROTİK FOTOĞRAFA TEK BAŞIMA ÇALIŞABİLMEK İÇİN BAŞLADIM

Almanya’da fakir bir ailenin oğlu olarak doğdum. Ben küçükken fotoğrafçı olmak hiç moda değildi, babam hep teknik bir konuda çalışmamı isterdi ama benim aklım fikrim bu işteydi. Protestanlar 14 yaşına geldiklerinde kilisede bir kabul töreni yapılır ve 14 yaşındaki genç adama ailesi armağanlar verir. Bana da babam bir fotoğraf makinesi armağan etmişti, 1958 yılının en ilkel kameralarındandı, onunla kuş ve diğer hayvanların fotoğraflarını çekmeye çalışıyordum ama sonuçlar feciydi. Ama yılmadım liseye giderken bir fotoğrafçı dükkanında işe başladım. Oradan zaman zaman gazetelere foto muhabiri olarak çağırıyorlardı. Teknikle ilgili bir-iki kursa gittim ama bu işi kendi kendime öğrendim. Çok genç yaşta Paris’te yaşamaya karar verdim. Çünkü ancak orada kendimi geliştirebilirdim. O gün bugündür bu şehirdeyim. Erotik fotoğraf işine nasıl girdiğime gelince... Reklam için sürekli giyinik kadınların fotoğraflarını çekiyordum, bu iş için ekipler gerekiyor ancak ben kadının saf varlığı ilgileniyordum, tek başıma çalışmak istiyordum ve fotoğraflarımdaki erotizmin, egzotizmden kaynakladığını düşünüyorum. Çektiğim kadınların hemen hemen hepsi egzotik kadınlardır. İlk kitabımın adı da ‘Exotique’ti zaten.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!