Bağdat Caddesi’nde halk ne gezer azizim

Gene bi 29 Ekim, kapmışız bayrakları, jet sosyetenin merkezi Bağdat Caddesi’ndeyiz şekerim...

*
Jetimi Cemil Topuzlu’ya indirip, Caddebostan Migros Şatosu’nun apronuna bıraktım, Buckingham Sarayı’yla Taç Mahal’in arasından caddeye çıktım ki... Bülent Arınç haklı.
*
Sağımda Suadiye Baronu, solumda Kızıltoprak Düşesi yürüyor, kolunda 94 yaşındaki annesi Kalamış Grandüşesi... Arkamızdan Göztepe Kontu’yla Erenköy Lordu geliyor, hemen önümüzdeki maskeli grupta Bostancı şövalyeleri var, başlarında Şaşkınbakkal Dükü, düdük çalıyor.
*
Bi baktım, Cüppeli Ahmet... Jet’i duyunca, binmiş jet-ski’sine gelmiş.
Jetgiller’dendir çünkü!
*
Çiftehavuzlar Markisi’nin “gelin size süs balıklarımı göstereyim” ayaklarıyla, Fenerbahçe prenseslerini marke ettiği gözlerden kaçmadı tabii.Çiftehavuzlar malum, jet sosyete olduğumuz için tek havuz kesmiyor, o açıdan... (Avam kamarasından olanlar bilmez, Selamiçeşme’yi az geç, orası Çiftehavuzlar... Selamiçeşme de, belediye başkanımız Arşidük Selami Öztürk adına yaptırıldı, Tekfur tarafından... Perrier akar ama, içmek için değil, jetleri orada yıkıyoruz.)
*
(Haydarpaşa Bizans Lisesi’nden Paris Hilton’un sınıf arkadaşıdır Arşidük, parasız yatılı okudular.)
*
Neyse... Her 19 Mayıs’ta Royal Ascot yarışlarını teptiplediğimiz Göztepe Parkı’nın laserlerine geldim -ki, demode trafik ışığı kullanmıyoruz biz- Kadıköy Şansölyesi için kurulan şeref tribünü zannettim, meğer, Dereağzı İmparatoru’nun tahtıymış... Aslında imparator değildi o, AKP iktidar olana kadar sadece parator’du, AKP sayesinde faizden malı götürdü, bastırdı dolarları, im’ini de satın aldı, imparator oldu.
*
Tahtın önü hınca hınç kalabalık, misafirlerimiz var... Maltepe Çarı, Beyoğlu Şahı, Sarıyer Kraliçesi, Bakırköy Racası, Silivri Sir’ü, Barones Pendik, adı üstünde Adalar Prensi, Senyor Çekmeköy, Üsküdar Kontesi, Don Nişantaşı... RTÜK’e göre, milli ve manevi değerleri, milletin milli ve manevi değerleriyle aynı olmayan Etiler derebeyleri bile gelmiş.
*
Bi eğlence, bi şamata, sorma gitsin, Petrusları kafamızdan aşağı döküyoruz filan, creme de la creme’in feriştahıyız... Firavun desen, şampanyayı fazla kaçırdı, vatandaş kılığına girdi iyi mi, papirüsten maaş bordrosu yaptırmış, “Simit Sarayı”nın adresini soruyor, yerlere yattık gülmekten... E onuncu yıl marşı söyleyecek değiliz tabii, kraliyet filarmoni eşliğinde hep bir ağızdan haykırdık:
Duruşun andırır “asil soyu”nu...
Kız sen İstanbul’un neresindensin?
*
Seneye 29 Ekim’de sizi de bekleriz, fantezi olsun diye halk günü partisi yapacağız. Kontes değilim, lord değilim diye üzülmeyin; muhtaç olduğunuz kudret, damarlarınızdaki “asil” kanda mevcut... Biraz yurtseverlik, biraz şuur, iki satır da Nutuk okumanız yeterli.
Yazarın Tüm Yazıları