TED'in ilk yurtdışı okulu KKTC'ye

Türk Eğitim Derneği (TED) 23'üncü okulunu büyük bir törenle KKTC'ye açtı. Açılış öncesi TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu ile bir süre sohbet ettim. Pehlivanoğlu TED okullarının sayısını arttırmaya niyetli. Sadece İstanbul'da 4 okul daha açmayı planlıyor. Bahçeşehir'deki okul çalışmaları tamamlanmak üzere imiş. Şimdi, diğer ilçelerde yer arayışında.

Haberin Devamı

Pehlivanoğlu, Kıbrıs'la ilk yurtdışı deneyimini yaşamış. Ama Almanya ve Moskova'ya da gözünü dikmiş. Buralarda uluslararası okul açma niyetinde. Hatta Almanya ile temasa geçmiş bile. Büyükelçilik şimdilik olumlu geri dönüşte bulunmuş. Dışişleri Bakanlığı ile görüşmeleri sürüyormuş. Sık kullandığı "test-tost arasına sıkışmış nesiller yerine, geleceği şekillendirecek gençler yetiştirmek" sözlerini bir kez daha yineliyor. TED olarak büyümeyi, daha çok yerde olmayı hedeflemiş.

Kıbrıs'taki okul Pehlivanoğlu'nun tez canlılığından olsa gerek 7.5 ay gibi kısa sürede inşa edilerek, açılışı yapıldı. 16 bin 500 metrekarelik bir kapalı alanı var. Şu anda okulöncesi ve ilkokulu bulunuyor. Önümüzdeki yıllarda lisesi açılacak. 127 öğrencisi olan okulun maliyeti 19 milyon lira tutmuş. Bu maliyetin büyük kısmı KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti yardım fonundan sağlanmış. Yani aslında okul KKTC'nin malı. Ama, işletmesini TED yapıyor.

Haberin Devamı

Öğretmenlerin bir kısmı Türkiye'den gelmiş. Bir kısmı Kıbrıslı, bir kısmı Türkiye'den göç etmiş Kıbrıs vatandaşı olanlardan seçilmiş. KKTC'de öğretmen sendikaları çok güçlü. TED okul açmadan önce sendikalarla görüşmeler yapmış.

Pehlivanoğlu'nun amacı KKTC'den güneye eğitim için tek bir çocuğun bile gitmemesi. Çünkü, azımsanmayacak sayıda çocuk, güneydeki okullara gidiyor.

Selçuk Pehlivanoğlu'nu bulmuşken üniversiteyi sordum. Üniversite için seçilen alanın SİT proje süreci devam ediyormuş. Pehlivanoğlu, butik üniversite olacaklarının bir kez daha altını çizerek, "Eğitim fakültesi ağırlıklı bir üniversite olacağız. 21'inci yüzyılın öğretmenini yetiştirmek istiyoruz. 2011-2012 öğretim yılında üniversitemizi açmayı planlıyoruz" diyor.

***

Resim öğretmenlerinden mektup var

Resim, müzik, beden eğitimi öğretmenleri yönetimden, öğrenciler de bu derslerden şikayetçidirler. Bu branşların öğretmenleri yardımcı ders olarak görülmelerinden, velilerin bile veli görüşmelerine gelmemesinden, öğrencilerin kendilerini ciddiye almamasından yakınırlar. Öğrenciler ise sınav yarışı sırasında bu derslere gereksiz zaman ayırdıklarından şikayet ederler. Oysa, yetenekler bu derslerde keşfedilir, bu derslerde nefes alınır.

Haberin Devamı

Bu kez resim öğretmenleri şikayetçi. Söz onlarda:

"Bizler haftalık ders saati düzenlemesinde yine dikkate alınmayan, hatta seçmeli ders olarak liselerde okutulan ve ilköğretim 4. sınıftan itibaren derse girebilen resim öğretmenleriyiz. 1 saat içinde öğrencilerimizin yaratıcılığını, gözlem yeteneğini, sanatsal beceri ve tasarım kabiliyeti kazandırması bizden beklenir.

Sosyal etkinliklerin öğrencinin motivasyonunu artırdığı bilinir. Ama ülkemizde maalesef bunun sadece Beden Eğitimi dersiyle yapılabildiği sanılır. Halbuki sanatın ruhun gıdası olduğu, resim dersinin tüm derslerle ilişkisinin olduğu, duygu-düşünce ve gözlem becerisinin bu dersle geliştiği kimsenin aklına gelmiyor. Uygulamalı ders olan Görsel Sanatlar(resim) dersinin 1 saat gibi az sürede yapılamayacağı açıktır. Çünkü öğrenciye bu kısa, sınırlı zamanda malzemelerini teknik açıdan hazırlayarak yaratıcı, üretici gücünü uygulama fırsatı tanımamaktadır.

Haberin Devamı

Böyle olunca dersimizi sağlıklı işleyemiyoruz. Bizler resim öğretmenleri olarak, dersimizin sanatsal beceri ve kültürüne sahip bireyler yetiştirme amacını hedefleyerek ders saatimizin 2 saate çıkarılamasını ve ilköğretim birinci sınıftan ( hatta anasınıfından) itibaren zorunlu ders olarak okutulmasını istiyoruz."

Yazarın Tüm Yazıları