Sakın bize imrenmeyin gerçekten çok yorulduk

Güncelleme Tarihi:

Sakın bize imrenmeyin gerçekten çok yorulduk
Oluşturulma Tarihi: Ekim 11, 2010 00:00

İstanbullu fotoğrafçı Pınar Demiral ve eşi Portekizli avukat Miguel Martins, haziranda Etstur’un “İnanılmaz İş Teklifi”ni kazanıp yola düştü. Tüm masrafları firma tarafından ödenen, ayrıca beş bin TL maaş, 15 bin TL limitli kredi kartı verilen çift bunun karşılığında video günlükler hazırlıyor, gezi güncesi yazıyor. Maceralarını Hürriyet Pazar ve www.istebenimtatilim.com’dan binlerce kişi izliyor. Üç ay sonra bitecek bu mucizevi fırsat ikiliyi beklemedikleri kadar yormuş. “2 Ocak’ta bu iş bittiğinde, biriktirdiğimiz parayla tatile çıkacağız. Tropik bir adanın kumsalında, videosuz, telaşsız bir tatil hayal ediyoruz” diyorlar.

“Yarışmayı kazandığımızda bulutların üstündeydik, çok naiftik. Ayaklarımızın suya ermesi pek fazla zaman almadı” diyor Miguel gülerek. Geçen pazartesi, serin bir ikindi vakti Moda Çay Bahçesi’nde buluştuğumuz çift, ilk üç ayın bilançosunu çıkarıyor. Pınar’ın anlattıklarına bakılırsa, yarışmadan sonraki hafta ilk durakları Belek Voyage otelinde tatilci havasından sıyrılıp, iki gönüllü sitkom yıldızına dönüşmüşler. Macera duygusu yerini strese bırakmış.
“İlgi çekici video günlükler hazırlamak istiyorduk. Beş yıldızlı otelde anlatılacak yeni bir şey bulmak çok zor. Yaratıcılığımızı zorlayıp, yeni teknikler geliştirmek zorunda kaldık. Her gün çekim yapıyorduk, akşam en az üç saat montaj için çalışıyorduk. Bir süre sonra İşte Benim Tatilim web sitesine ilginç mesajlar gelmeye başladı. Ofiste videolarımızı seyredip, bizimle yolculuk ettiğini hayal edenler vardı. Özellikle bir mesaj bizi çok etkiledi: Sevgili Pınar ve Miguel, ben hiçbir zaman seyahate çıkamayacağım. Çünkü o kadar param olmayacak. Faturaları ancak ödüyorum. Sizi izlemek hayatımın tek tatili... İşte bu mesajdan sonra sırtımıza büyük bir sorumluluk yüklendi. Her gün bir, hatta bazı günler iki video hazırlamak, ilginç, mutluluk verici görüntüler sunmak ciddi bir stres yaratıyor. Bugüne kadar 80 video hazırladık, yayımladık. Yarışmaya katıldığımız klibi altı günde hazırlamıştık, şimdi her gün bir tane yayımlıyoruz.”

TEK ŞİKAYETLERİ GEZİLERİN ARASINDA ÇEKYATTA UYUMAK

Çiftin yarışma salonunda, jüri önünde tanık olduğumuz heyecanları gitmiş, yerini hafif bir endişe almış. Pınar, üç ayın göz açıp kapayıncaya kadar geçtiğini söylüyor. “Önümüze ETS’nin kataloğu konulduğunda başımız dönmüştü. En az 20 ülke gezmeyi, çok uzaklara gitmeyi hayal ediyorduk. Fakat yurtiçi ve yurtdışı gezileri eşitleyip, yola çıktığımızda umduğumuz kadar hızlı hareket edemediğimizi gördük. Mevsim koşullarını da dikkate alıp, bugüne kadar dokuz ülke gezebildik sadece. Geri kalan üç ayda, hayalini kurduğumuz, kendi imkanlarımızla gidemeyeceğimiz ülkeleri bitirmek için çok hızlı davranmamız gerekiyor...”
Pınar ve Miquel, öğrencilik yıllarında çok küçük bütçelerle, hatta hiç para harcamadan, otostopla, evlerde konaklayarak, panayırlarda gösteri yaparak Avrupa’dan Ortadoğu’ya pek çok ülkeyi gezmişti. Hatta bu gezilerden birinde, Yunanistan’ın Prespa Gölü kıyısındaki bir festivalde tanışıp, evlendiler. Daha
/images/100/0x0/55eb67c8f018fbb8f8befd79
sonra “parasız seyahat” sloganıyla İran’dan Hindistan’a kadar uzandılar. Bir süre Portekiz’de yaşadıktan sonra, evlerini dağıtıp tekrar yollara düştükleri sırada Etstur’un yarışması çıktı karşılarına. Kazanınca Mikonos’tan başladılar gezilerine. Bunu KKTC, Sırbistan, Bosna Hersek, Karadağ, Rusya, İtalya, Portekiz ve Maldivler izledi. Türkiye’de ise Karadeniz, GAP, Çeşme-Bodrum, Kapadokya turu yaptılar. GAP, Karadeniz turunda gruplarla, diğerlerinde grupla gidip yalnız gezdiler.
Başdöndürücü programa karşın her ikisi de yolda olmaktan memnun. Tek şikayetleri turlar arasındaki birkaç günlük boşluklar. Bu sürede Pınar’ın İstanbul’daki ailesi ya da arkadaşlarına konuk oluyorlar. Çekyatta uyumaktan çok sıkılmışlar. “Etstur’la konuştuk, bundan sonra ara vermeden gezeceğiz” diyor Miguel.
En beğendikleri yerleri sıralarken Mısır’ı listenin başına yerleştiriyor Pınar. “Tarihi, mitolojisi etkileyici. Nil Nehri başlıbaşına bir dünya. Gördüklerimizden, duyduğumuz öykülerden çok etkilendik. İlk fırsatta tekrar Mısır’a gidip, köylerini gezmek, halkıyla sohbet etmek istiyoruz. Dubrovnik gezisinde inanılmaz güzellikte adalara gittik. Maldivler hayal ötesi güzellikteydi.”

AYDA EN ÇOK 10 BİN TL HARCAYABİLDİLER

Gittikleri şehirlerde ellerindeki kredi kartıyla en lüks restoranlarda yemek yiyen, istedikleri her türlü aktiviteye katılan çift bugüne kadar ayda en fazla 10 bin TL harcamayı başarabilmiş. “Milyoner değiliz, ama milyoner gibi yaşıyoruz. Yine de en çok bu kadar harcayabildik” diyor kahkahalar arasında Miguel.
İkilinin turdaki günü “günün videosu ne olacak” sorusuyla başlıyor. Bu sorunun cevabını bulduklarında rahatladıklarını söylüyor Miguel: “Konuyu seçtikten sonra yola çıkıp çekim yapıyoruz. Bu sırada geziyoruz. Akşam otele döndüğümüzde montajlayıp, yayınlıyoruz. Artık uyurken bile video düşünüyoruz. Mesela Rusya’da hava çok kötüydü. Ne yapacağımızı düşünerek yattık. Pınar gece yarısı sıçrayarak uyandı. Müzikten görüntülere herşeyi buldum; tamamdır, dedi. Ertesi gün aynı şekilde çektik, yayımladık. Bu deneyim bize kötü hava koşulları ya da birbirine benzeyen yerlerle karşılaştığımızda, elimizdeki görüntüler teknik açıdan yetersiz kaldığında bile, montaj tekniğiyle ilgi çekici videolar hazırlamanın yollarını öğretti. Şimdi ‘Siz hep Nuri Bilge Ceylan’la mı yolculuğa çıkıyorsunuz’ gibi övgü dolu mesajlar alıyoruz. Zaten gelecekte de hedefimiz dünyayı gezmek, video çekmek.”
İlk üç ayla ilgili tek pişmanlıkları gezilerini baştan programlamamak. Miguel’e bakılırsa, bunun nedeni içine sürüklendikleri hayal aleminden bir türlü çıkamamaları. “Kendi imkanımızla gidebileceğimiz yakındaki ülkeleri seçmek yerine, uzaklara, örneğin Filipinler’e, Avustralya’ya gidebilirdik. Son üç ayda bu amacımızı gerçekleştireceğiz.”
Geçen salı Çanakkale’den Fethiye’ye otomobille 14 günlük tura çıkan ikili gelecek üç aylık yurtdışı rotalarını yolda belirleyecek. Yurtdışı hedeflerini sıralarken genel konuşmayı tercih ediyorlar: “Latin Amerika, Afrika, Karayipler, Uzakdoğu...” Peki, 3 Ocak sonrası planlar? Gülüyor her ikisi de... Biriktirdikleri parayla ıssız ada tatiline çıkacaklarını söylüyorlar... Bazı iş teklifleri almışlar. “TV’de gezi programı gibi” diyor Pınar, detaya girmeden. “Tek arzumuz dünyayı gezmek, video çekmek...”

PINAR
Her gün istakoz yemek çok sıkıcı olabiliyor

Gittiğimiz yerlerde, maaşlı gezginler olduğumuzu söylediğimizde herkes müthiş şaşırıyor. Hangi ülkeden geliyorsunuz, ne biçim ülke orası, diye soruyorlar. Ardından “tatil nasıl gidiyor” sorusu geliyor. “Tatil değil, bu bir iş, üstelik çok yorucu. Bir video için kaç saat çalışmamız gerekiyor, biliyor musunuz” cevabını duyunca gülmeye başlıyorlar. Yine de çok mutluyuz. Gittiğimiz ülkelerde en fazla yedi gün kalıyoruz. Bu süre bir ülkeyi tanımak için yeterli değil. Sadece tadımlık turlar yapıyoruz. Gelecekteki gezilerimiz için ön bilgi ediniyoruz. Bu iş sırasında turlarla seyahat etme konusundaki önyargılarım kırıldı, avantajlarını gördüm: Örneğin Mısır gezimiz çok güzel geçti. Mısır deyince herkes yemeklerin kötülüğünden, hırsızlık tehlikesinden bahsediyor. Oysa biz güzel programlanmış bir turda,
/images/100/0x0/55eb67c8f018fbb8f8befd7b
seçenekleri de dikkatli kullanıp yedi günde tek başımıza asla gezemeyeceğimiz kadar yer gördük. Güzel yemekler yedik. Ayrıca dünyanın global bir köye dönüştüğünü fark ettik. Maldivler’den Mardin’e gittiğimizde, o kadar çok benzerlik keşfettik ki: Konuşmalar, yaklaşımlar, hayaller, korkular aynı. Bir başka benzerliği gurme restoranlarda gördüm. Sanıldığı kadar çeşitli değil sunulan mönüler. En pahalı yiyecek istakoz. Hepsi birbirine benziyor, her gün istakoz yemek çok sıkıcı olabiliyor. Üç aylık tecrübeden en büyük kazanımım kendimi tanımamdı. Dünyanın her köşesini merak edip, fırsat bulduğumda hiç durmadan ülkeden ülkeye koşabileceğimi düşünürdüm. Böyle hızlı yaşayınca geriye hiçbir anı, yaşanmışlık kalmıyor. Meğer hayatı yavaşlatıp, derinlemesine yaşamayı seviyormuşum...

MIGUEL
Kendimi sorgulamaktan bitap düştüm


İlk üç ayda birçok çelişkiyi iç işe yaşadık. Bir yandan mümkün olduğunca çok yer gezmek istiyorduk, diğer yandan uçak korkumu yenemiyordum. Bir yandan koşturmaktan yorulduk, bir yerde durup dinlenmek istiyorduk, diğer yandan fırsatı kaçırmadan mümkün olduğunca çok ülke görmek istiyorduk. Yine de hayalimizin yüzde 70’i gerçekleşti. Bu tecrübeden çıkardığım hayat derslerine gelince: Zengin olmak sanıldığı kadar heyecan verici değil, hatta çok sıkıcı olabiliyor. Kişi istediği her şeye çabasız ulaştığında, yaratıcılık, zeka, hayata meydan okuma gibi hayatı renklendiren ayrıntılar ortadan kalkıyor. Bir de şunu keşfettim: İnsanoğlu hiçbir zaman elindekiyle yetinmesini, mutlu olmasını bilmiyor. Hayatta tek isteğim hiç durmadan seyahat etmekti. Kimseye nasip olmayan fırsatı yakaladım, deli gibi mutlu olmam gerekiyor. Oysa ben kendime “Neden çılgın gibi mutlu değilsin” diye sormaktan bitap düştüm...

İKİ GEZGİNDEN BEŞ TAVSİYE

* Dünyayı gezmek için zengin olmak gerekmiyor. Vize stresi yaşamak istemiyorsanız, çok küçük bütçelerle yolculuğa çıkacaksanız Ortadoğu’dan Uzakdoğu’ya pek çok ülke sizi bekliyor. Rengarenk Hindistan’da günde 5-10 dolara güzel bir tatil yapabilirsiniz. Dil bilmiyorsanız, tek başınıza gezmekten çekiniyorsanız turların indirimlerini, sezon dışı fiyatlarını değerlendirin. * Tatilinizi önceden planlayın, gideceğiniz yerdeki önceliklerinizi belirleyin. * Bir haftada bir ülkeyi baştan aşağıya keşfedemezsiniz. Acele etmeyin, her şeyi birden görmek istemeyin. Seçim yapın ve bunun tadını çıkarın. * Risk kategorisindeki pek çok ülke görülmeye değer sayısız doğal, kültürel zenginliğe sahip. Bu ülkelere turlarla gidebilirsiniz.

MEHMET ERSOY (Etstur Yönetim Kurulu Başkanı)
Beklediğimizin üstünde ilgi gördü, projeyi sürdüreceğiz


Bu projede amacımız, tatil işini ciddiye alan, profesyonel bir seyahat acentasının sağlayacağı avantajları Pınar ve Miguel çiftiyle beraber müşterilerimize gösterebilmek ve Türkiye’de tatil kültürünü geliştirmekti. İkilinin yaşadıklarını, izlenimlerini www.istebenimtatilim.com adresinden yayımlıyoruz. Sitemizdeki “nereye gitsinler” bölümünden oy kullananlar arasından yapılan çekilişte kazananlara tatil ve uçak bileti hediye ediyoruz. Bu yaşayan, paylaşan, gelişen çalışma beklediğimizin ötesinde yankı uyandırdı. Hayal ettiklerimizin fazlası gerçekleşti. Bu kadar geniş bir kitle tarafından, bu kadar uzun süre projenin takip edileceğini tahmin etmiyorduk. İkiliyi web sitesinden her gün 1500 - 2 bin kişi takip ediyor. Yazın bu rakam 4 bin kişinin üzerindeydi. Facebook ve Twitter’daki sayfalarını da 4 bini aşkın hayran kitlesi izliyor. Projenin takipçileri sadece izlemekle de kalmıyor. Çiftin seyahat ettikleri, tanıttıkları tesis ve destinasyonların satışları da arttı. Ocak ayında proje tamamlandığında algı araştırması yapacağız. Sonuçlarına göre, projeyi şekillendireceğiz. Bu yıl yaptığımız yarışmadan daha farklı olacağını söyleyebilirim ancak hangi yöne ve hangi koşullarla yöneleceğimize araştırma sonuçlarına göre karar vereceğiz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!