CHP'li Anadol: Baş sorumlu Erdoğan

Güncelleme Tarihi:

CHPli Anadol: Baş sorumlu Erdoğan
Oluşturulma Tarihi: Eylül 24, 2010 16:15

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, “12 Eylül Hükümetinde yer alan bakanların hiç olmazsa manevi olarak mahkum edilmesi gerekmiyor mu?” diye sorarak, kimse yargılanmazsa bunun sorumlusunun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti milletvekilleri olacağını iddia etti.

Haberin Devamı

TBMM (A.A) - 24.09.2010 - Mecliste gazetecilerle sohbet eden Anadol, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile görüşmesine ilişkin sorularını yanıtladı.

Anadol, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, daha önce “Bu partiyle terörü kınamadığı sürece konuşmam” dediğini, ancak açılım politikalarını ortaya koyarken gitmek zorunda kaldığını söyledi.

Referandum sürecinde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile görüşüldüğü iddialarının gündeme geldiğine işaret eden Anadol, Erdoğan'ın bunu yalanladığını hatırlattı. Anadol, “Kendisinin veya Cemil Çiçek'in, başka bakanın görüştüğü iddia edilmemişti. Devlet memurları görüşür... Başbakan'dan habersiz böyle bir görüşme beklenir mi? Referandum bitti, küfrederek bu iddia sahiplerine saldıran Erdoğan'ın partisi, BDP ile görüştü. 'Görüşmesin' demiyorum, kendi bilecekleri iştir. Ama görüşmeyi ayıp, suç sayacak bir anlayıştan, geldikleri noktayı söylüyorum. Devletin de Öcalan ile görüştüğü aşikar hale geldi. Başbakan, bunlara ne diyor?” dedi.

“YANIT VERMEMESİ ANLAMLI”

Anayasaların toplumsal mutabakat metinleri olduğunu ifade eden Anadol, sağcının, solcunun, CHP'nin, AK Parti'nin anayasası olamayacağını vurguladı.

12 Eylül ürünü olarak nitelendirdiği YÖK ile dokunulmazlıkların anayasa değişikliği metninde yer almadığını anlatan Anadol, AK Parti'nin anayasa konusundaki anlayışının, “benim işime gelen kurumlar kalsın, gelmeyenleri de kendime göre dönüştüreyim” olduğu iddiasında bulundu.

Anadol, Cemil Çiçek'in, görüşmede anadilde eğitim, demokratik özerklik talebinin gündeme gelip gelmediği sorusuna yanıt vermemesini anlamlı bulduğunu söyledi. Anadol, referandum yeni yapılmışken hemen yeni bir anayasa görüşmesini “çok ilginç” diye değerlendirdi.
“Demokratik özerklik”, “anadilde eğitim” gibi talepler hakkında iktidarın ne düşündüğünü öğrenmenin, kendilerinin hakkı olduğunu savunan Anadol, “Eğer böyle bir talep gelmişse -ki Sayın Selahattin Demirtaş'ın ifadesinden geldiği anlaşılıyor- iktidar ne düşünüyor?” sorusunu yöneltti.

Anadol, terörün durdurulması için BDP ile görüşmelerin devam edip etmemesi konusundaki düşüncelerinin sorulması üzerine, “BDP'den böyle bir görüşme talebi gelirse, oturur değerlendiririz” dedi.

“SON KULLANMA TARİHİ BİTTİ”

Haberin Devamı

Yeni anayasa değişikliğine ilişkin bir soruyu da Anadol, “Seçimler olsun, milli irade yeniden oluşsun, parlamentoya nasıl yansıyacağını bilmiyoruz. Bu parlamentonun son kullanma tarihi bitti, en geç temmuzda seçim olacak. Milli irade böyle mi yansıyacak, parlamento aritmetiği böyle mi olacak?” diye yanıtladı.

CHP'nin konuyu izlediğini, ne olacağının belli olmadığını ifade eden Anadol, “Devlet Bakanı, sorulara cevap vermiyor, onun yerine biz konuşacak değiliz” dedi.

Anadol, Çiçek'in, anayasa değişikliğinde muhalefetin de katkılarını beklediğine yönelik açıklamalarına ise “2011'den sonra bizim muhalefet olacağımızı kim söylüyor?” karşılığını verdi.

Kendilerinin hazırlayacağı anayasada YÖK'ün, 4/C'li personel statüsünün ve taşeronluk kurumunun olmayacağını dile getiren Anadol, 2011'den sonra yeniden oluşacak Meclisin, tüm toplum katmanlarını bu işe ortak ederek, yapacağı bir anayasadan bahsettiklerini söyledi.
Anadol, anadilde eğitim konusundaki taleplere CHP'nin bakışının sorulmasına karşılık, daha önce devletin, Türkçe dışında kendi kanallarında yayın yapmasına karşı çıktıklarını anımsattı. Anadol, “Mümkünse RTÜK, bu istasyonlara, kanallara kredi versin” önerisinde bulundu. Anadol, anadilde eğitimin, Türkiye'yi federal bir yapıya doğru götüreceğini ancak Kürt kültürünü geliştirici eğitimlerin, üniversitelerde bu alanda dalların olabileceğini ifade etti.

“YOK SAYAN POLİTİKALAR”

“Kürt sorunu bir gerçektir” diyen Anadol, “Kürt sorununu yok sayan politikaların, Türkiye'yi bugüne getirdiğini” ifade etti.
Konuyla ilgili 1989 yılında bir rapor yayımlandıklarını anımsatan Anadol, bu raporu 2010 yılına uyarlamak için kurdukları komisyonun çalışmalarını sürdürdüğünü anlattı. Anadol, bu raporu açıklayacaklarını, görüşlerini bir bütün içinde metinleştirmek istediklerini belirtti.
Anadol, BDP ile bugüne kadar “mesafeli duruşlarına” ilişkin bir soruyu yanıtlarken, “BDP ile temas kurmayacağız diye bir ilanda bulunmadık. Ama BDP'nin izlediği politika, koşullar, böyle bir anlam çıkmasına neden oldu” diye konuştu.

“PİLAV KURTLU”

Kemal Anadol, referandumda, geçici 15. maddenin değişiklik paketinden ayrılması halinde yüzde 98'in üzerinde oy alabileceğini dile getirdiklerini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Menüyü getiriyorsunuz, çorba güzel, dönerde fena değil, pilav kurtlu... Mecbur muyum yemey. 'Yersen' diyor.

Adnan Menderes, Turgut Özal, Recep Tayyip Erdoğan'ın yan yana fotoğrafları, demokrasi kahramanları deniliyor. 15. madde kapsamına MGK üyeleri, kuvvet komutanları, bakanlar kurulu giriyor. 12 Eylül'ün, milleti hapislere atan, 18 yaşına girmeyen çocuğu kemik muayenesiyle idam sehpalarına gönderen cuntanın, Hükümetin Başbakan Yardımcısı Turgut Özal... 15. madde geçti, Özal sağ olsaydı dava açılacak mıydı? 12 Eylül Hükümetinde yer alan bakanların hiç olmazsa manevi olarak mahkum edilmesi gerekmiyor mu? Sağ olanların yargılanıp yargılanmayacağını göreceğiz. Eğer kimse yargılanmazsa, buradan ilan ediyorum; o zaman AKP, yargılanmayacağını bile bile, malzeme yapmak için 15. maddeyi çıkardı. Kimse yargılanmazsa bunun baş sorumlusu Erdoğan ve AKP milletvekilleridir. Özal demokrasi kahramanı mı cunta işbirlikçisi mi? Özal'ın bakanı Cemil Çiçek mi, ben mi demokratım.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!