Oturup Encümen kararlarını okudum

Güncelleme Tarihi:

Oturup Encümen kararlarını okudum
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 08, 2003 16:35

Kitabın adı: 1915 Alanya Belediyesi Encümen Kararları Defteri. Eğer birisi bana “Alanya Belediyesi Encümeni’nin 1915 yılına ait karar defterini oturup başından sonuna okuyacaksın” deseydi, Allah bilir, gerekli cevabı verirdim. Ama okudum...

Haberin Devamı


Doğu Akdeniz Kültür ve Tarih Araştırmaları Vakfı (DAKTAV) derlemiş kararları.

Hürriyet’in Dış Haberler Müdürü Ayşe Karasu uzattı bana kitapçığı, “Bak Serdar, sen böyle şeyleri seversin!”

Baktım adına : 1915 Alanya Belediyesi Encümen Kararları Defteri

- Ayşe, sen benim sıyırdığıma karar verdin galiba...
- Yok yok, oku bak seveceksin!

İnanmayacaksınız, 50 sayfalık Encümen Defteri’ni bir gecede okudum.

Ayşe haklıymış...


*

Sıra no.7 – 10 Mart 330 (1915) tarihli karar: Ekmekçi Kasti’nin bugün kontrol edilen ekmekleri eksik ve pişmemiş olduğu, İvan’ın ekmeği hamur ve Latif’inki de siyah olduğundan Ceza Kanunu’nun 257.maddesi gereği adı geçenlere altışar beşlik ceza verilip, tahsil edilerek sandığa teslimine karar verildi.

Aza Estefan Ligori – Aza ... Yorgi – Aza es-Seyyid Hacı Hüseyin – Aza Ömer  – Aza İsam – Katip Fehmi – Belediye Başkanı Ali Talip

*

Sıra no.8 – 10 Mart 330 (1915) tarihli karar : Kuyularönü civarındaki kabristanın içine başıboş hayvan bırakılıp etrafına def-i hacet edildiğinden çarşıdaki esnafın malına mülküne zarar verilmektedir (...) Kereste Pazarı civarındaki yere bir tuvalet yapılması ve bunun masrafının Belediye’den verilmesi (...)

*

Sıra no.9 – Karar 12 Mart 330 (1915) : Bugün Oba Alakilise Köyü’nden İmamoğlu Mehmet’in merkebini Kabristan’a bağladığı ve Tahtacılardan Veli oğlu Ahmed’in de Kabristan civarına işediği tespit edilerek, Ceza Kanunu’nun 254,maddesine göre Mehmet’ten bir ve Ahmet’ten iki beşlik nakdi ceza alınmasına karar verildi.

*

Sıra no.24 – 28 Mart 330 (1915) tarihli karar : Alâiye, Hıristiyan Mahallesi’nden Estefan’ın Nikola ve berber Andrye’nin 330 senesi Martının 27 ve 28.günleri Belediye’den ruhsat almaksızın çalgı çaldıkları verilen bilgi ve tahkikatten anlaşılmış olup (...)

*

Sıra no.32 – Nisan’ın 13.günü akşamı kasaba halkından Çorbacı oğlu Abdullah ve Çökek Ahmet Çavuş’un oğlu Rasim ve Kastel oğlu Mustafa, mahalleler içinde sarhoş olarak halkı rahatsız etmişler, bunlardan Abdullah’ın beş altı el silah da sıktığı araştırılarak (...)

*

Ve böyle daha neler neler... Yer ve insan isimleri, nostaljik.

Kararların pek çoğu “başıboş gezen ve ekinlere zarar veren” merkeple, sığırla ve deveyle yahut Kabristan’a işeyenlere, ekmeğin unundan, yoğurdun kilosundan çalanlara verilen cezalarla ilgili...

Ağustos 330’da önemli bir gelişme meydana geliyor ve kararların mahiyeti de değişiyor: Alanya bölgesinde (belki de bütün Türkiye’de) seferberlik ilan ediliyor.

Ve burası Türkiye... derhal karaborsa başlıyor.

Mesela 110 sayılı karar, 18 Ağustos 330 – Kaymakamlığa : Seferberlik münasebetiyle asker sevkiyatından istifade ederek karaborsacıların temel gıda maddelerini fazla fiyatlarla satmakta oldukları işitilmiş, eşyaların altındaki fiyatlar uygun görülüp ilân edildiğinden, fazla fiyatla satanlar hakkında kanuni işlem yapılması hususunun polis ile gereken diğer yerlere emredilmesi hususu azm olunur.

Peşpeşe karaborsa haberleri, yılın sonuna doğru vergisini ödemeyenleri Kaymakamlığa ihbar eden yazılar ve satır arasında kalmış bir itiraf:

Sıra no.147 – 7 Ocak 330 tarihli karar : Eskiden beri tuzun kıyyesi çarşıda beş meteliğe satılmakta iken mecidiyenin 23 kuruş on paradan 20’ye düşmesinden dolayı çarşı esnafının kıyyesine yarım ve birer metelik zam yaparak 5,5-6 meteliğe satmakta oldukları haber alınmış, tuz satan esnaf getirilip araştırıldığında doğru olduğu anlaşılmıştır. Düyun-i Umumiye memuru da bulunduğu halde, incelenerek...

Carlo Cotarelli’nin dedesi buralara ta 1915’te gelmiş demek ki. Ve olan olmuş:

27 Şubat 330 tarihli “sırasız” bir karar : Eskiden beri alınan kesim vergisinden başka Şam Tıbbiye Fakültesi’ne kaynak yaratmak amacıyla mandadan 5, sığırdan 3, koyundan 1 kuruş, keçiden 30 para vergi alınması hususunda Padişah emri çıkmış olduğundan...

...

Yani, bu zabıtlardan yaklaşık 90 sene geçmiş, ama sokakta gezinen başıboş davar, cami duvarına işeyen haddini bilmezler, içip içip kurşun sıkan şehir magandaları, enflasyon, hileli mal, karaborsa, vergi yüzsüzleri ve ekonomiyi düzeltmek için kucağına oturduğumuz o günkü adıyla Düyun-ı Umumiye (ya da bugünkü IMF) ve kaynak yaratmak için ineğe sineğe getirilen ek vergiler...

Demek ki, Türkiye cephesinde yeni bir şey yok!


*

Son zamanlarda en keyifle okuduğum kitaptı.

Kim bu kadar aykırı bir işe cesaret ettiyse, eline sağlık!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!