Gazeteci babaya oğlunun vefası

Cellat Kara Ali’nin İzmir Suikastı, Kubilay’ın katledilmesi ve Çeşme katliamı gibi olaylardaki idam hatıraları gözler önüne serildi.

Haberin Devamı

ŞEMSİ KATILTAN, İzmir’in gelmiş geçmiş en ünlü gazetecilerinden biridir, üstelik benim gibi araştırmacı bir kimliği olduğu için kendisine çok bayılırım. Dahası, can dostum Hakkı Katıltan’ın babasıdır. Hakkı ile az mı kendisini, sohbetlerimize konu etmiştik?.. Yine Şeyhül Muhabirin Rauf Lütfü Aksungur ile sohbetlerimizde Şemsi Bey hep öte alemden aramıza gelirdi. İkisine de rahmet diliyorum.
1920-1978 yılları arasında yaşayan Şemsi Katıltan, Seferihisar’da doğdu. Ortaokul mezunudur, ama üniversite mezunu birikiminde önemli başarılara imza atmıştır. Örneğin İzmir üzerine carpıcı tarihi araştırmaları vardır. Gazeteciliğe 1946 yılında İzmir gazetesinde başlamış ve Son Telgraf, İleri Demokrasi, Demokrat İzmir, Yeni Sabah, Halkın Sesi, Son Posta gazetelerinde çeşitli görevlerde bulunmuş, daima kibar ve aydın bir basın emekçisi portresi çizmiştir. Bir ara, Tariş’te basın müşaviri olarak çalışmış ve kurumun gazetesini yayınlamıştır. Hakkı (1955) ve Bahar (1957) isimli iki evladı olan
gazeteci büyüğümüzün eşi Raziye Hanım ise, 2008 yılında vefat etti.

Haberin Devamı

Hakkı, kitabını bir ay önce bana getirdi, Alaçatı’ya gidip onu bir kahvede fotoğrafladım, kitabı günlerdir okuyorum, elimden düşmedi desem yeridir.
Geçen pazar günü, Ertuğrul Özkök sütununda bu kitabı ele aldı ve çok çarpıcı biçimde yer alan İzmir Suikastı sanıklarından Ziya Hurşit’in idam sırasındaki davranışlarını ve konuşmalarını yayınladı.
Kitap bunun gibi inanılmaz bilgilerle dolu.. Çünkü dillere destan, İzmirli Cellat Kara Ali’nin hatıraları, kitabın bel kemiğini oluşturuyor. Şemsi üstadımız, geçmişte cellatı bulup onu konuşturmuş, sonra gazetesinde dizi yazı yayınlamış, ama bütün bu yazılanlar bir günlük ömrü olan sütunlarda unutulup gitmiş, sonra dizi yazıları kim ısrarla takip edip kesip saklayacak ki?..
Bu yüzden Cellat Kara Ali’nin, İzmir Suikastı sanıklarını, Kubilay’ı öldüren Menemen sanıklarını ve ikinci dünya savışında Çeşme’ye sığınan Yunanlıları öldürenleri ve nice katili nasıl astığını en ince ayrıntısına kadar okuyor ve tüylerimiz diken diken oluyor.
Nice dersleri saklayan bu kitap mutlaka film olmalı. Bu arada, şunu ekleyeyim. Devletin maaşlı memuru olmayan, idam başına para alan Kara Ali’nin acaba gerçek mesleği ne idi?.. Kitapta yazılı olmayan bu ayrıntıyı da okuyucularım benden öğrensin:
Ali Efendi, Tepecik genelevindeki minik dükkanında tabelacılık yapıyordu.. Tepecik esnafının dükkan ve genelev sokağındaki evlerin tüm tabelaları onun fırçasından
çıkmadır.
Hadi eyvallah!..

Haberin Devamı

Şemsi Katıltan bir zamanlar ünlü bir gazeteciydi

Resimde 1956 yılında İzmir Valisi
Muzaffer Tuksavul’un huzurunda İzmir’in ünlü gazetecilerini görüyoruz. Soldan itibaren Şemsi Katıltan, Nejat Türkeri, Haluk Cansın ve Rauf Lütfü Aksungur. Hepsi kranta giyim kuşam içinde, büyük bir ciddiyet içinde mesleklerini ifa ediyorlar. Şimdi sadece Haluk Cansın ağabeyimiz sağdır. Bu vesile ile bu güzel meslek büyüğümüze uzun ömürler ve sağlıklar diliyor, ellerinden öpüyorum. (Fotoğraf:Yaşar Aksoy Arşivi)

YEŞİL HAKKI

Şemsi üstadımızın oğlu Hakkı Katıltan’a, bizler “Yeşil Hakkı” da deriz. Türkiye Yeşiller Hareketi’nin kurucularından olan ve bir çok çevre katliamına vargücüyle örgütlü biçimde karşı çıkarak gönlümüze yerleşmiş olan bu idealist ve fedakar insan, aynı zamanda Alsancak’ta yardımseverliği ve dürüstlüğü ile haklı ün yapmıştır.
Bir evladın gösterebileceği en büyük vefayla, babasının kaybolmuş röportajlarını 32 yıl sonra “Bir Celladın Hatıraları” ismiyle cebinden harcayarak kitap haline getiren Hakkı Katıltan’ın bu hizmeti, bir örnek olmalıdır. Gazetecilerin geçmiş birikimine aileleri sahip çıkmazsa, kim sahip çıkacaktır?.. İzmir Gazeteciler Cemiyeti elinden geleni yapıyor, ama her gazetecinin geride bıraktığı metruk evrakına nasıl yetişsin?. Kurulması arzu edilen İzmir Basın Müzesi, bu tür emanetler için bir muhafaza, belki basım işlevini ilerde görebilecektir umudundayım..
“Altı ay uyumadan bu kitabı hazırladım. Önce babamın eski sandıkta sakladığımız röportajlarını ve makalelerini sıraya soktum, sonra kitap hazırlığına giriştim. Kendim bastırdım. Babam sanki yeniden dirildi, aramızda dolaşır oldu” diyor Hakkı kardeşim. Kendisini çok, çok, ama çok kutluyorum. (İletişim:
Tel: 0533.431 23 78)

Yazarın Tüm Yazıları