Herkesin başarısı kendine

Ama bir türlü uzlaşma sağlanamadı.
Ne iktidar inadından vazgeçti, ne de muhalefet ortak bir noktada buluştu.
Sonuçta...
Apar topar bir referanduma gidiliyor.
Kimsenin içeriğine baktığı yok; genel seçim havasında ve liderlerin birbirini suçladığı bir süreci yaşıyoruz.
Elbette, her partinin kendine göre bir “başarı kriteri” var.
İktidar için yüzde 50’yi geçen her bir oy “başarı” sayılıyor. Muhalefet için ise, iktidarın yüzde 50’den eksik her bir oyu “başarı...”.
Bana göre ise, ister bir fazla çıksın, ister bir eksik...
Her ikisi de Türkiye’nin başarısızlığı...
12 Eylül anayasasını beğenmiyorsak; yeniden yapılacak anayasanın yüzde 92’nin üzerinde bir oyla kabul edilmesini tercih ederdim.
Neyse...
Türkiye bu noktada değil henüz.
Bir oyun bile önemli olduğu bir süreçte gözler elbette üç büyükşehrin tercihlerine çevrilmiş durumda.
¡¡¡
AK Parti İzmir İl Başkanı Ömür Kabak, “Evet’ler Hayır’lardan fazla çıkmazsa başarısız olduğumuzu kabul eder, görevimden de ayrılırım” diyerek kendi kriterini ortaya koymuştu.
Geçen gün CHP İzmir İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu’yla beraberdik.
Aynı soruyu kendisine sordum.
Nalbantoğlu, 15 Ağustos günü biten bir anketten bahsetti. Anketi son yerel seçimleri bire bir bilen şirket yapmış. Bu ankette “Hayır” oylarının oranı yüzde 63’lerdeymiş.
Yüzde 63 CHP için “başarı” mıdır, “başarısızlık” mı?
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Yüzde 65 bile İzmir için başarı değildir. Yani yüzde 65’in üstünü konuşmamız lazım” diyor.
Nalbantoğlu da, bu oranlara benzer bir yorum getiriyor ve hedefi yüzde 70 koyuyor.
İsterseniz; 2007 seçimlerine bir bakalım.
CHP yüzde 39.81 oy almış. AK Parti yüzde 29.37, MHP yüzde 14.24, Genç Parti 7.36, Demokrat Parti 5.67...
Bu sonuçlar baz alındığında CHP için yüzde 63’ü “başarı” olarak mı algılayacağız?
¡¡¡
Ancak, son yerel seçimlerde CHP’nin farklı bir performans gösterdiği düşünüldüğünde o zaman sonuçları farklı yorumlamak gerekir.
2009 Mart’ında CHP’nin oyu yüzde 55.2’ye çıkmış. AK Parti oyunu korumuş yüzde 30.7 ile... MHP’nin oyları yarı yarıya düşmüş 7.2 olmuş. DSP 1.6, Saadet Partisi yüzde 1, Demokrat Parti 0.7 almış.
Bu açıdan baktığınızda da Aziz Kocaoğlu’nun dediğine çıkılıyor.
O zaman 12 Eylül’de “Hayır” lar; yüzde 65’i geçmezse CHP’ye “başarısız” mı diyeceğiz?
Başarı ve başarısızlığın bu kadar farklı algılandığı, kişiye ve partiye göre değiştiği bir başka referandum dünyada yapılmış mıdır?

Doğru bir karar biraz da denetim şart

Geçenlerde yazmıştım.
Gümüldür’de çok talihsiz bir kaza yaşandı. 14 yaşlarındaki iki arkadaş elektrikli bisiklete binerek dolaşmak istediler. Ama trafik canavarı yine görev başındaydı. Dorukhan Aygün olay yerinde öldü, arkadaşı Uluç Erk ise şans eseri kurtuldu.
Elektrikli bisikletlerde kask takma ve ehliyet taşıma zorunluluğu yok.
Böyle olunca herkesin tercih ettiği bir ulaşım aracı oldu.
Biliyorum, pratik ve sürüşü de çok keyifli...
Ancak, çok sessizler ve 18 yaş altındakilerin ve ehliyetsizlerin tercihi haline gelince büyük bir kaos yaşanmaya başlandı.
Kazalar arttı, ölümler başladı.
Ben de bir uyarı yazısı yazarak, büyümekte olan bu tehlikeye dikkat çektim.
İzmir İl Trafik Komisyonu’nun bir kararı var.
İzmir Emniyeti; eğlence amaçlı elektrikli motosikletlerin kayıt ve tescilsiz olarak, karayolu, bulvar, cadde  ve sokaklarda kullanılmasını yasaklıyor.
Bazılarının keyfi kaçacak, bu elektrikli bisikletleri sevenler bozulacak biliyorum ama...
Kazaları önlemek için de denetimden başka çaremiz de kalmıyor.

Bu nasıl başlangıç

15’ten fazla transfer yap, geçen yıla yakın bir kadroyla sahaya çık.
Gerekçe...
Lisanslar yetişmedi.
Gerçekten anlamıyorum, anlayamıyorum.
Sezonun başlayacağı tarih belli; lisanslar için gerekli prosedür ortada...
Karşıyaka ilk maçta hiç de iyi oynamadı ve kötü bir başlangıç yaptı.
Bir hatırlatma yapayım.
Bu sene Karşıyaka’nın mazereti olamaz.
Kulübün 100’üncü kuruluşu nedeniyle Karşıyaka bu yıl direkt ve Play-Off’suz Süper Lig’e çıkmalı.
Aksi bir durum...
Karşıyaka camiası için büyük bir yıkım olur.