Baksı Müzesi

EN yakın yol Erzurum veya Trabzon üzerinden uçakla gitmek... Erzurum’dan Bayburt’a geçeceksiniz; 126 km tutuyor; oradan da 45 km daha; Çoruh Vadisi’ne bakan bir tepe... Karayolundan yolculuk dört saat sürüyor; Trabzon’dan da aynı süre... Dağlar bozkır, vadi ise yeşillik. Çoruh Nehri de HES’leri bekliyor.

Haberin Devamı

Nehir boylarına dikilen kavak ağaçlarının arkasında küçük parselli tarlaların çoğu ekilememiş. Yoksulluk tabii.. Ekonomisi de yok tarımı yapmanın. Tarlalar nadasa bırakılmış sanıyorsunuz ama yoksulluktan ekilemiyor. Arıcılık ve ot balyaları ne kadar gelir sağlar ki... Zerdali, dut ve elma ağaçlarının yanında ekonomisi
olan bir bitki de; fasulye. (İspir fasulyesi kadar ünlü imiş). Hem yerli hem de yurtdışı gurbetçisi çok. Karadeniz bölgesindeki gibi köyler giderek boşalıyor.
Güneydoğu göçünden başka bir şey bu; yoksulluk göçü. Geride kalanların da iyice dine sarılmaları, tutuculuk ise bir başka olgu.

Albayrak köyüne çıkarken otobüste yanımızda oturan bir dostumuz, arkasında Anzer balının üretildiği dağların bulunduğu bize dönük eteklerinde bir köyü gösteriyor. Orso köyü, şimdiki adıyla Yoncalı... Anlattıkları şeyler ilginç:

“Bu köy 70 hanedir; ama üç camisi vardır. Diyanet’ten de kadrolu üç imamının; aylık devlete maliyeti 8-10 bin TL tutar. Emin olun bu köyün fertlerinin toplamının ayda bu kadar geliri yoktur.”

- Neden üç imam... Tarikatçılık ve cemaatçilik ayrımcılığı mı?

- Bunları milletvekillerine soracaksınız... Aydınlık hiçbir şey aramayın buralarda. Okuldan daha çok caminin bulunduğu başka bir Müslüman ülke var mıdır diye sorarsanız, size çok kızarlar. 70 hanelik köye üç imam kadrosunu çıkaranlar, Diyanet’in nasıl dev bir yapıya dönüştüğünü söylediğinizde sizi duymazlıktan gelirler.
İşlerine gelmez. İsraf değil mi derseniz, aman şimdi referandum geliyor, bunları şimdi konuşmayalım, derler.

BAYBURT BÖYLE ZULÜM...


Dağın karşı tepesinde kuş uçuşu belki 5 kilometre ötede bir başka köy var; Bayraktar... Eski adıyla Baksı... Onun bir kilometre kadar ucunda bir abide yükselmiş. Baksı Müzesi... Köyden Bayburt’a 1.5 günde gidilebilen yıllar... Bazen de liseyi okumak için 1.5 günde gidilebilen günler... Sonra İstanbul’da güzel sanatlar eğitimi almak. Anlatımını ve tanıtımı çok iyi kavramak gerekiyor ki, ayrıntıya girilebilsin. Bayburtlu Prof. Hüsamettin Koçan’ın, Ankaralı eşi Oya Hanım’la 10 yıllık zorlu bir süreci dostlarıyla bugüne getirmek... Çağdaş sanat ve geleneksel el sanatları aynı çatı altında bir araya getirmek büyük bir olay bizce...
Türkiye adına gurur duyulacak bir şey...

Bir klasik müzik konseri için söylenen “Bayburt, Bayburt olalı böyle zulüm görmedi” sözü artık değişecek. ‘Baksı’ bir marka olacak Bayburt için.

Koçan, belki de buna çocukluğunda vadinin sarp yollarında bir kamyonun cılız ışığı o zaman kendisini ne kadar etkilemişse; bir sanatçı ve eğitimci olarak yılların birikimini 2000’li yıllardan itibaren bir insanlık öyküsü halinde o ‘projektör’ü köyüne çevirmiş... Zaten “Öğrendiklerimi ve düşündüklerimi doğduğum yere taşıdım” diyor Koçan. Toplumsal bir proje nasıl anlatılır? “Yoğun göç nedeniyle parçalanmış bir kültürel ortama yeniden hayat verebilmeyi ve kültürel belleğin sürdürülebilirliğine katkıda bulundum.”

Sergileme salonları, Bayburt evi, konferans merkezi, atölyeler, kütüphane ve konukevi..

Müzenin mimari tasarım sürecinde yerel mimarlığın toprak damlı yapı geleneğinin çağrışımlarından hareket edilmiş. Kavramsal projeyi kardeşi Metin Koçan ile birlikte tasarlamış. Müzenin uygulama projesini Sinan Genim gerçekleştirmiş.

GÜNAY’IN SEVİNCİ


Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın ‘dağbaşı’ndaki müzeyi açtığında nasıl bir coşkuya kapıldığı görülmeliydi. Bir süre önce Ankara’da TCDD Cer atölyesinde açılan müze ile Kaman’da açtıkları müzeden daha çok sevinç duyduğunu söyledi. Günay, Şevval Sam’ın konserini keyifle izledi. Baksı’dan ayrılırken Prof. Koçan’a “Hemen Başbakanımı arıyorum, gördüklerimi anlatacağım” diyordu.
Baksı’yı daha yazmak gerekiyor.

Haberin Devamı

Göçük ve metan gazı

Haberin Devamı

CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, Enerji Bakanı Taner Yıldız’a soruyor:

1- Bugüne kadar sadece grizu faciası alan kömür ocaklarında gerekli tedbirlerin alınması gündeme gelmiş, ancak Soma maden ocakları göz ardı edilmiştir. Soma bölgesinde maden kazalarının önüne geçmek amacıyla TKİ ve özel sektör maden ocaklarında Bakanlığınız tarafından hangi önleyici tedbirler alınmıştır.

2- Grizu facialarına neden olan metan gazının maden üretim ortamından uzaklaştırılması için kamu ve özel maden işletmeleri herhangi bir yatırım yapmışlar mıdır? Bakanlığınız bu konuda işletmeleri desteklemek için bir çalışması var mıdır?

3- Grizu patlamasını önleyici tedbirleri almayanlar için yasal bir yaptırım var mıdır? Gerekli tedbirleri almayan işletmeler hakkında herhangi bir yasal işlem yapılmış mıdır?

Haberin Devamı

Devlet okulunda okumak suç mu

ÜLKEDEKİ tüm sorunların asıl kaynağı eğitim sorunundan kaynaklıdır.

Eğitim sorunu diğer tüm sorunların kaynağıdır. Terör aile içi şiddet toplumda çatışmalar. Öğretmenler intihar ediyor. Ücretli öğretmenlikle eğitim özelleştiriliyor. Atamalar yapılmıyor eğitim kalitesi oldukça düşük.

Sınavlarda derece yapan okullar hep özel okullar. Devlet okullarında okuyan çocukların günahı suçu ne?    
Veysel CAN

Mesaj Panosu

BABA ocağı olan Erzincan Kemaliye ilçesi Efeler Köyü’deki sabit telefon sık sık arızalanır. Bir kez daha aynı durumla karşılaşınca, Kemaliye Telekom Müdürlüğü’ne abonelik iptali için başvurduk. Ancak, ‘iptal işlemlerinin il müdürlükleri tarafından yapıldığını, kişinin bizzat müracaatı gerektiğini’ öğrendik. Yürüme güçlüğü çeken babamı, abonelik iptali için nereye, nasıl götüreyim. Abonelik her şubede yapılırken, iptaller için il merkezlerine yönlendirilmek niye?
Velaaddin KILIÇ (velaaddin.kilic@diversey.com)

Yazarın Tüm Yazıları