Alkollü içkiye ‘TAPDK kıskacı’na Rekabet Kurumu’ndan itiraz gitti

Güncelleme Tarihi:

Alkollü içkiye ‘TAPDK kıskacı’na Rekabet Kurumu’ndan itiraz gitti
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2010 00:00

Rekabet Kurumu, alkollü içki üreticilerinin ‘bizi bitirir’ diye karşı çıktığı TAPDK’nın yeni taslağıyla ilgili görüş bildirdi. Kurum, münhasırlık ve perakende satıcılarına yönelik kampanya ve etkinlikleri yasaklayan düzenlemeleri haksız buldu. Rekabet Kurulu kararları ve ikincil mevzutlarla uyumlu hale getirilmesi gerektiğini bildirdi.

Haberin Devamı

REKABET Kurumu, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (TAPDK) hazırladığı ‘Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Taslağı’na ilişkin görüşünü gönderdi. Taslakta ‘uyum çalışması’ öneren Rekabet Kurumu, münsahırlık anlaşmalarının küçük girişimciler açısından önemine dikkat çekti. Yönetmelik Taslağı’nı 22/1, 22/4, 24/2-b maddelerinin, Rekabet Kurulu’nun örnek kararları ve Kurul’un ikincil düzenlemeleriyle uyumlu hale getirilmesini isteyen Rekabet Kurumu, bunun için münhasırlık içeren sözleşmelerin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili tebliğ kapsamında kalması sağlanacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca alkollü içkilerin perakende satıcılarına yönelik olarak satış miktarına bağlı kılınan kampanya ve etkinlikler ya da kazanımlar sunabilmeleri gerektiği de vurgulandı. Rekabet Kurumu 3’üncü Daire Başkanlığı, TAPDK’nın hazırladığı taslakla ilgili şu görüşlere yer verdi:
Küçükler münhasırlıkla tutunuyor
Yönetmelik taslağında alkollü içkiler piyasasındaki tüm münhasırlık anlaşmalarının kesin bir dille yasaklandığı anlaşılıyor. Bu yaklaşım, münhasırlığın nihai satış noktalarında tüketici tercihlerini azaltma gibi olumsuz etkilerini önlemesi bakımından kısa vadede rekabetçi görünüyor. Ancak uzun vadede münhasırlığın yaratacağı etkinliklerden faydalanılamaması yönüyle rekabeti önemli ölçüde kısıtlayabilir.
Bu durum, özellikle pazarda tutunabilmek ya da büyüyebilmek için üretim ve dağıtım süreçlerini optimize etmekten başka yolları olmayan pazar gücü düşük teşebbüslerin, pazar gücü yüksek teşebbüsler üzerinde rekabetçi baskı yaratabilmesini sağlamak bakımından çok önemli.
Pratikte, hakim durumda bir teşebbüsün olduğu oligopol yapıya sahip ve yoğunlaşma oranları yüksek olan pazarlarda, münhasır anlaşmaların küçük teşebbüslerce güçlü rakiplerine karşı pazarda tutunabilme vasıtası olarak kullanılmasına izin verildiği durumlarda, pazar kapama gibi olası rekabeti kısıtlayıcı etkilerinin genellikle düşük olduğu, rekabeti fazla sınırlamadığı görülüyor.
Yüzde 40 sınırı
Halihazırda pazarda faaliyet gösteren ve pazar payı yüzde 40’ın altında olan tüm teşebbüslerin müşterileriyle yaptıkları münhasır anlaşmaları 2002/2 sayılı tebliğde belirtilen koşulları taşımaları halinde grup muafiyetinden faydalanıyor.
Kurul’un sektöre ilişkin olarak geçmiş tarihli kararları incelendiğinde, günümüze kadar sadece iki teşebbüsün münhasırlık hükmü içeren dikey anlaşmalarına muafiyet tanınmadığı görülüyor.

Haberin Devamı

‘Münhasırlık’ yoksa promosyon yapılabilir

Haberin Devamı

REKABET Kurumu’nun, “Yönetmelik Taslağı’yla yasaklanan türden kampanya ve indirimler,  hakim durumda bir sağlayıcının bulunduğu pazarlarda, pazar gücü bulunmayan teşebbüslerin müşterileriyle münhasır anlaşmalar imzalayabilmek için ihtiyaç duydukları türden uygulamalardır” denilen taslakta, şu ifadeler yer aldı:
Kurul geçmiş tarihli kararlarında, münhasır anlaşmalarına ve uygulamalarına muafiyet tanımadığı teşebbüslerin münhasırlığa yol açmayacak türden promosyon ve indirim kampanyalarına herhangi bir yasak getirmemiştir.
Bu bağlamda muafiyetten faydalanamadığı için münhasır anlaşmalar imzalayamayan teşebbüslerin de fiili münhasırlığa yol açmayan indirim ve promosyon uygulamalarının yasaklanmaması gerektiği düşünülmektedir.
Münhasırlık içeren uygulamaların dahi mutlak olarak yasaklanmaması gerektiği görüşümüze paralel olarak, rekabet üzerindeki olumsuz etkileri daha az olan ve Yönetmelik Taslağı’nın 24/2-b sayılı maddesinde yasaklanan türden uygulamalara izin verilmesinin uygun olduğu değerlendirilmektedir.”

Haberin Devamı

Kurumlar arası çatışma olur

REKABET Kurumu’nun TAPDK’ye gönderdiği görüşünde, düzenlemelerin ikincil mevzuatı ve geçmiş tarihli kurul kararları ile paralel düzenlemeler içermesi gerektiği kanaatine varıldığı vurgulanarak, “Aksi takdirde, kurumlararası mevzuat ve yetki çatışmasına ve alkollü içkiler sektöründe faaliyet gösteren teşebbüsler açısından hukuki belirsizliğe yol açacak çeşitli sonuçların ortaya çıkacağı kaçınılmaz görülmekte” denildi.

Satış miktarına göre kampanyalar rekabete daha az zarar verir

ALKOLLÜ içkilerin perakende satıcılarına yönelik olarak, tüketicilere yapılan satış miktarına bağlı kampanya ve etkinlikleri yasaklayan maddeyle ilgili olarak Rekabet Kurumu, şu açıklamayı yaptı: “Münhasırlığa yol açmayan dikey kısıtlar, rekabetçi yapıya doğrudan münhasırlık içerenlere göre daha az zarar vermekte. Örneğin rekabet etmeme yükümlülüğü alıcıyı sadece tek bir markayı satın almak zorunda bırakırken, miktar zorlaması olarak adlandırılan ve alıcıya belirli miktarda alım zorunluluğu getiren ya da belirli miktar alım karşılığı indirim yapılması gibi teşvikler içeren kısıtlamalar alıcıya, rakip ürünleri de alabilme konusunda açık kapı bırakmakta. Bu nedenle bu türden bir kısıtlamanın yol açacağı kapama etkisi münhasırlığa göre daha az olmakta.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!