Ergin: Dinleme endişelerini izale etmeliyiz

“BENİM telefon dinleme suçlarıyla ilgili yargıyı harekete geçirecek herhangi bir yetkim yok” diye söze girdi Adalet Bakanı Sadullah Ergin görüşmemizde.

Dünkü köşemizde, Emniyet’in eski yöneticilerinden Emin Aslan’ın 2007 yılında Milliyet Gazetesi’nin santralının polis tarafından dinlendiğine ilişkin iddiasının sessizlikle karşılanmasını eleştirmiş, Ergin ile İçişleri Bakanı Prof. Beşir Atalay’ı bu konudaki kuşkuları gidermeye davet etmiştik.

İSTEYEN SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUR
Ergin, dünkü görüşmemizde Adalet Bakanlığı olarak bu konuda yapabileceklerinin yasal sınırları olduğunu belirterek, bu sınırları şöyle çizdi:
m İletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınmasına ilişkin işlemlerde bakanlığımızın herhangi bir yetki ve sorumluluğu yok. Bu işlemler kural olarak Cumhuriyet Savcısı’nın talebi ve yetkili ve görevli hakim kararıyla kolluk tarafından yerine getiriliyor.
* Adalet Bakanlığı’nın yetkili olduğu tek bir alan söz konusu. Bu da sadece hakim ve savcılar hakkında yürütülen inceleme ve soruşturma işlemleri ile sınırlı. Bu çerçevede 5 yıl içinde toplam 69 hakim hakkında iletişim tespiti için izin verildi. Bakanlığımızın Hakim ve Savcılar dışındaki kişilerle ilgili hiçbir yetkisi yok. 
* Geçmişte Adalet Bakanları’nın Cumhuriyet Savcılarına kamu davası açılmasına yönelik emir verme yetkisi vardı. Ancak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda bu yetkiye yer verilmedi. 
* Bununla birlikte savcılıklara bu konuda suç duyurusunda bulunulması yolu açıktır. Ayrıca iddia sahibinin sözleri son derece soyut gözüküyor. Kendisi daha somut bilgiler ortaya koyarsa, bu da işin üzerine gidilmesini kolaylaştırır.
TOPLUMDAKİ ENDİŞELERİ BİLİYORUZ
Ergin, yasal çerçeveyi bu şekilde çizdikten sonra konunun kendisinin yetki alanında olmasa da “ilgi alanına” girdiğini teslim ederek şöyle konuştu:
“Kamuoyunda özel hayatın korunması, gizliliğin ihlali noktasında yeterince hassas olunmadığı gibi nedenlerle gündeme gelen ve tartışılan ortam dinlemesi ve kanunsuz dinleme iddialarının etkin bir şekilde araştırılması, soruşturulması ve caydırıcı müeyyideye bağlanması hususları bakanlığımızın ilgi alanındadır.”
Bakan, böylelikle sorunun varlığını kabul ederek, “kamuoyunda bu konudaki endişeleri biliyoruz. Bu konuda muzdarip olanlar var. Bu endişelerin izale edilmesi ihtiyacını kabul ediyoruz. Bunu sağlayacak yasa değişiklikleri için ciddi bir çaba içindeyiz” dedi.
Bakan, bu çerçevede 2010 başında İstanbul ve Ankara’da gazete yöneticileri ve basın örgütlerinin temsilcileri ve hukukçularla bir dizi çalışma yapıldığını belirterek, “Biz bu konuları gazetecilerle bir uzlaşı içinde çözüme götürmek istedik. Ancak uzlaşı içinde bir neticeye ulaşamıyoruz. Çünkü özel hayatın korunması amacıyla yapılacak düzenlemelerin basın özgürlüğünü sınırlamaması gerektiği yolunda da görüşler belirtildi” diye konuştu.
Uzlaşı olmamasına karşılık, yasadışı dinlemelere ilişkin cezaların artırılmasını öngören tasarının muhtemelen 30 Haziran’dan önce TBMM’ye sunulacağını da belirtti Adalet Bakanı. 
TAAHHÜTLER HAYATA GEÇİRİLMELİ
Yaptığı değerlendirmeye ilişkin olarak Ergin ile mutabık olduğumuz konular var, olmadıklarımız da...
TCK’nın “Soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” şeklindeki 285’inci maddesi çerçevesinde gazeteciler hakkında yüzlerce dava açılmış durumda. Bu maddenin basın özgürlüğü üzerinde yarattığı tehlike nedeniyle ciddi bir şekilde gözden geçirilmesi gerekiyor.
Buna karşılık, -yasadışı bir şekilde- insanların özel konuşmalarının ve telefonlarının dinlenip basında yayımlanmasıyla ilgili suçların basın özgürlüğüyle bir ilgisinin olduğunu düşünmüyoruz. Bu iki kategorinin herhangi bir şekilde karıştırılmaması gerekiyor.
Yine de Ergin’in yasadışı ortam ve telefon dinlemelerini ciddi bir sorun olarak kabul etmesi, bu konuda kamuoyundaki rahatsızlığın giderilmesi ihtiyacını vurgulaması önemlidir. Şimdi Adalet Bakanı’nın bu taahhütlerinin hükümet tarafından hayata geçirilmesini beklemek durumundayız.
Bu arada, polisin Milliyet Gazetesi’ni dinlediği iddiaları karşısında dün itibarıyla İçişleri Bakanı Prof. Atalay cephesinde sessizliğin sürdüğünü belirtmekle yetinelim.
Yazarın Tüm Yazıları