Güncelleme Tarihi:
65 ilin il, ilçe merkezi ve köylerinde yapılan araştırmaya göre, Türk halkının yüzde 70’i de hak ettiğinden daha az kazandığına inanıyor. Yüzde 0.8’lik bir dilim ise hak ettiğinden daha fazla kazandığını düşünüyor. Araştırmanın bir başka çarpıcı sonucu da; halkın yarısının yolsuzluk yapmadan yükselmenin mümkün olmadığına inanıyor olması. ‘Türkiye’de yükselmek için siyasetçileri tanımak gerekiyor’ diyenlerin oranı da yüksek.
Sosyal demokrat sayısı düşük
Yapılan araştırma, siyasi açıdan da önemli sonuçlar bulunuyor. Türkiye genelinde kendilerini sosyal demokrat olarak niteleyenlerin oranı sadece yüzde 6’da kalıyor. Büyük bir çoğunluk ise kendisini merkezde tanımlıyor ve merkezin öneminin giderek arttığını ifade ediyor. Demokrasiye inanç konusu da araştırmanın önemli bir sonucu olarak dikkat çekiyor. Buna göre; demokratik açılımlardaki kargaşa atmosferi, halkın demokrasiye olan inancını örselemiş görünüyor. 2007’de yüzde 15 olan ‘demokrasiden çok memnun’ kitlenin oranı, 2009’de yüzde 4’e kadar düşdü. Aynı şekilde, Avrupa Birliği’ne destek de yüzde 46’lara kadar düşmüş durumda, karşı çıkanların oranı ise yüzde 44’e yükselmiş.
Ayrımcılık algı mı, olgu mu
Kürtlerin ve Aleviler’in durumuna ilişkin sorulara verilen cevaplar da ‘algı’ ve ‘olgu’ meselesini getiriyor gündeme. Bu iki kesimin büyük çoğunluğu, eğitim, iş ve iş yerinde terfi gibi konularda somut olarak herhangi bir ayrımcılık görmemiş. Ancak, Kürt ve Alevi olmanın ayrımcılık kaynağı olacağını, olabileceğini düşünenlerin oranı bununla kıyaslanmayacak kadar fazla. Bu da, algının giderek olgunun yerini almaya başladığını gösteriyor.
Hayatta başarı için etnik köken önemli değil
Cinsiyet, etnik köken veya mezhep, hayatta başarı için önemli değil. Asıl iyi eğitim, çok çalışma ve hırs gerekli. Artık rüşvetle başarılı olamazsınız.
Varlıklı olmayanlar da üniversitelerde okuyabilir. Ancak, asıl zenginler bu masrafları karşılayabiliyor.
Halkın sadece beşte biri hak ettiğini kazandığına inanıyor. Hak ettiğinden fazla aldığına inananların oranı ise 0.8
Yüzde 92’lik ezici bir kesim, gelir dağılımı açısından birçok Ortadoğu, Doğu Avrupa, Avrupa Birliği ülkesi, Orta ve Doğuasya ülkesinden daha kötü olduğumuzu düşünüyor. Oysa, Birleşmiş Milletler istatistikleri bunu doğrulamıyor.
Deneklerin yüzde 90’ı, hükümetin gelir adaletsizliğini gidermekten sorumlu olduğunu düşünüyor.