Her şey Mahmutpaşa'dan başladı

Güncelleme Tarihi:

Her şey Mahmutpaşadan başladı
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 04, 2010 11:56

Mahmutpaşa'da elde çamaşır satarken Macaristan'ın çorap kralı oldu. Şimdi ise yepyeni bir yatırımla geliyor.

Haberin Devamı

Türkiye-Macaristan İşadamları Derneği Başkanı Osman Şahbaz'dan bahsediyoruz. Bir dönem Macaristan'ın en büyük çorapçısı olan Şahbaz Çinlilerin piyasaya girişi ile bu ünvanını kaybetse de halen çok çok güçlü bir isim. Türkiye'den Macaristan'a yılda 14-15 milyon dolarlık çorap ihracatı yapıyor. Bir taraftan da 1994 yılında Tuzla'da üç ortak kurdukları Filizler Köfte'yi büyütme planı yapıyorlar. Hedef ilk etapta franchise vermeden 12 milyon dolarlık bir yatırımla 7 şube açıp 1000 kişilik istihdam yaratmak...

- İş hayatına nasıl başladınız?

Babam 1950'li yıllarda Yeşildirek'te çamaşır imalatı ve satışla meşguldu. Biz de o dönem hem okuyoruz hem çalışıyoruz. Babamızın ürettiklerini alıp Mahmutpaşa'ya gider orada elde satardık.

Şimdi dönüp arkama bakıyorum, babamız olması gerekeni yapmış. Bizi iyi bir tedrisattan geçirmiş. Ben de ayısını oğluma yapmaya çalışıyorum ama olmuyor, artık şartlar farklı. Biz ilkokulda bile çalışırdık.

- Sonra?

Haberin Devamı

1982 yılında babam Laleli'de bir dükkan açtı bize ve biz o dükanda Polonyalılarla çalışmaya başladık.

- Polonyalı var mıydı o zamanlar?

Olmaz mı... Çok vardı. O zamanlar biz Polonyalıları Türkiye'ye davetiye ile çağırıyorduk. Onlar geliyor ve sizden alışveriş yapıyorlardı. Bu aslında tarih tarih... Adamlar Schengen ülkesi oldu, şimdi onlar bizi davet ediyor...

- Ne satıyordunuz?

Deri ve tekstil satıyorduk. O zamanlar piyasanın hakimi Türk vatandaşı Boşnaklardı. Çünkü Polonyalıların lisanını bir tek onlar biliyordu. Bizim de bir ortağımız vardı ve ticaret yapıyorduk.

İşler çok iyiydi. Ben 72 saat dükkanı kapatmadan hizmet ettiğimizi bilirim. Biz buraya gelenlere yol da gösterirdik. Mesela adamın 10 günlük vakti vardır, senden aldığı malı hemen geri götürmez, Bulgaristan'a, Çekoslavakya'ya Yugoslavya'ya, Rusya'ya götürür ve satar. Adresleri biz verirdik, 'git şuraya sat' derdik.

- Bu sırada okuyor muydunuz?

Yok hayır, biz üniversiteye giden 3 kardeşiz ve yoğun çalışmamıza rağmen hiçbirimiz okulu bırakmıyoruz. Diplomaları almamız lazım, öyle de bir terbiye var. Aslında bırakabilsek Polonya'ya gideceğiz. Çünkü çok iyi ticaret vardı. Düşünün, müşteri geliyor, biz soruyoruz kaç para getirdin diye. Parasını alıp kasaya koyuyoruz, istediğinizi veriyorsunuz, o da alıp gidiyor. Dürüst adam için mükemmel bir ticaret şekli.

Haberin Devamı

- Okuldan sonra?

Okuldan sonra Polonya'ya gittik. Ama bizimle iş yapan Laleli'deki arkadaşlar orada ciddi bir mesafe kat etmişler. Biz biraz ürktük açıkçası ve Polonya artık dolmuş deyip orada iş yapmaktan vazgeçtik. Sonra Macaristan'a gidelim dedik.

- Macaristan nereden çıktı?

Eren GÜLER yazıyor
hurriyet.com.tr

Zaten bazı bağlantılarımız vardı. Pek ticaret yapmamıştık ama orada başarılı olabileceğimizi düşündük. Macaristan'a ilk kez 1992'de geldim. Bir arkadaşım vardı, başka biriyle ortak iş yapıyorlardı ama ayrılmıştı. Onu ikna edip ortak olarak 1993 yılında şirket kurduk ve ticarete başladık.

- Ne ile başladınız?

Önce bir depo tuttuk, bavul ticareti yapıyoruz. Malları yükledik iki tıra ve getirdik Macaristan'a... Ama ilk dönem lokasyondan dolayı sıkıntı çektik. İyi bir yer olmasına rağmen tutmadı, biz de yerimizi değiştirdik ve kayıtdışı ekonominin yüzde 25'inin döndüğü yere girdik. Satışlar bir anda patladı. Getirdiğimiz her ürün satılıyor, tırı getiriyorsunuz anında bitiyor ürünler.

Haberin Devamı

Sadece tekstil de değil, tırlar dolusu başka malzeme de getiriyoruz. Tencere, tava, klozet kapağı, narenciye, araba parçası, bisküvi... Aklınıza ne gelirse. Herkes bizden bişey istiyor ve biz de Türkiye'den tırlarca malı yığıyoruz.

- Başka yabancı firmalar var mı?

Daha uluslararası firmalar yok orada, ama biz ön akıncılar oradayız. Ama o zamanlar Macar hükümetinin kotası var. Mesela 200 bin tane çamaşır getirebilirsin diyor ama 3 ayda kota doluyor. Ne yapacağız? Başka şirketlerinin haklarını satın alıyoruz ama onun da bitiyor. Baktık olmuyor, ikinci şirketi kurduk, o da yeterli gelmedi, üç dört beş devam ettik. Hepsi tıkır tıkır çalışıyor.

1997 yılında Türkiye ile Macaristan serbest ticaret anlaşması imzaladı ve iki ülke arasındaki ticaret de canlandı. Ticaret hacmi 140 milyon dolarlardan 400 milyon dolara çıktı.

Haberin Devamı

- Yabancı sermaye ne zaman gelmeye başladı?
Â
2004-2005-2006 yılında inanılmaz yabancı sermaye girdi. Mülk fiyatları artmaya başladı. İrlandalılar, İsviçreliler, Avrupalılar, herkes geldi ve gayrimenkuller aldı.

- Siz orada üretim tesisi kurdunuz mu?

1998-2000 arasında çok düşündük ama biraz hesap ve biraz da duygusal nedenlerle yapmadık. O dönemler Macaristan'ın zirve, Türkiye'nin ise dip yaptığı dönemlerdi. Fakat biz tercihimizi Türkiye'den yana kullandık. Bir de şu var: Macar halkı çok disiplinli ve planlı. Esnek bir işgücü yok, kolay kolay mesai yaptıramazsın. Bizde çalışanların omuzuna dokunup prim versen mesai yaparlar ama Macar insanı öyle değil. İş 4'te bitiyorsa biter ve gider. Sosyal alanlardan geri kalmaz. Hafta sonu onundur, tatilini yapacaktır. İsterseniz 2-3 kat para verin eğlencelerinden vazgeçmezler.

Haberin Devamı

- Ürünler Türkiye'den mi gidiyor?

Evet, bizim üretim tesisimiz İstanbul'da. Macaristan'da sattığımız ürünlerin hepsi kendi markamız.

- Ne kadarlık satış yapıyorsunuz?

Biz 1998-2002 zirve yaptık. 10 milyon nüfuslu Macaristan'da 23 milyon çift çorap satıyorduk. Ama o dönem Çinliler fazla yoktu.

Çinlilerin pazara girmesiyle bir kırılma oldu. Çünkü bizim ürünümüz ağırlıklı olarak pamuk. ama onların yüzde 100 polyester olmasına rağmen getirip etiketlere yüzde 100 pamuk yazdılar. Avrupalılar ve Macarlar içerik bilmez, etikette ne yazıyorsa o. Çinliler bir anda inanılmaz bir pazar payına ulaştı. Ama sadece çorapta değil, ter türlü tekstilden mermere kadar...

Neyseki son yıllarda onlar da Çin malının kalitesiz olduğunu anladı artık.

- Åžu andaki durum nedir?

7.5-8 milyon çift satıyoruz. Sayı olarak düştük ama daha kaliteli ürünlere yöneldiğimiz için ciromuz düşmedi. 14-15 milyon dolarlık iş yapıyoruz.

- Çok Çinli var mı Macaristan'da?

Yaklaşık 50 bin Çinli var. Türk nüfusu ise sadece 2 bin. Ama bizim avantajıımız; çok eski olmamız ve iyi bağlantılarımızın olması.

- Türkler ne iş yapıyor ağırlıklı olarak?

Ağırlıklı olarak inşaat, otomotiv, mobilya, tekstil ve otomotiv yedek parçada varız. Ama çok büyük fırsatlar var. Mesela Macaristan'da bir Türk işadamı iki günde şirket kurar veya şahıs olarak gayrimenkul alabilir. Her ülkeye bu imkanı tanımıyorlar ama Türklere özel ayrıcalık yapılıyor.

- Neler yapılabilir?

İnşat ve otomotiv açık, mobilya açık ayrıca hizmet sektörü çok açık. Mesela otelcilik mümkün. Macaristan'da 3 bin küsür tane kaplıca var ve yılda 40 milyon turist geliyor. Turizmin önü bence çok açık. Biz zaten Türkiye-Macaristan İşadamları Derneği olarak gelmek isteyenlere bilabedel hizmet veriyoruz.

Ayrıca dernek olarak 1997'den beri onlarca Türk gencine burs veriyoruz. Sonuçta biz Macaristan'da birşeyler kazanıyoruz ama tıkandığımız ve ulaşamadığımız noktalar var. İşte bu öğrenciler ilişkilerin güçlenmesi için gerekli. Özellikle sosyal alanlarda, hukuk, işletme, medya gibi bölümlerde okuyanlara bir sosyal sorumluluk projesi olarak yardım sağlıyoruz.

- Sizin bir de restaurantınız var...

Evet, Tuzla'daki meşhur Filizler Köfte'nin sahibiyiz. 1994 yılında İsmet Özçelik ve Ünal Dölek ile birlikte üç ortak olarak kurduk. Biz burayı birinci derecede para kazanmak için değil keyif yeri olarak düşündük.

Her şey Mahmutpaşadan başladı

- Köfte işi nereden çıktı?

Ortağımız Ünal bey'in bir tecrübesi vardı ve o önder oldu. Bu işlerde eğer parayı öne koyarsanız bu kısa vadeli bir koşu olur ama biz burayı çocuklarımıza bırakacağız diye kurguladık. Kaliteden asla ödün vermeyiz, bu bize paraya mal olsa bile. Mesela et fiyatları artmasına rağmen ve maliyetlerimiz kemiğe dayanmış olmasına rağmen zam yapmayı düşünmedik.

- Etler nereden geliyor?

Danayı Balıkesir Gönen'de özel çiftliklerden alıyoruz. Trakya'dan ve Çatalca'daki minik çiftliğimizden de kıvırcık kuzu geliyor. Bu ikisini ağırlıklı dana olmak üzere karıştırıp özel formülümüzle hazırlıyoruz.

- Yeni şubeler açılacak mı?

Yeni şube planlarımız var. Bu sene içerisinde üçü Anadolu dördü de Avrupa yakasında 7 yeni şube açmayı hedefliyoruz. Ama burada kalite çok önemli. Damak asla yanılmaz, insanları kandıramazsınız. Bu nedenle ilk etapta franchise başvurularını kabul etmeyeceğiz ve tüm şubeleri kendimiz açacağız.

- Yatırım miktarı nedir?

Yaklaşık 12 milyon dolarlık bir yatırım. Ayrıca 1000 kişiye de istihdam yaratacağız.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!