Yaslanmaktan değil geç kalmaktan korkun

İnsan bedeni ve ruhu, yaşlanmak üzere tasarlanmıştır. Yaşlanmayı önlemek mümkün olmasa da, yaşlılığa bağlı hastalıkları ve yol açtıkları sorunları ertelemek, geciktirmek veya önlemek mümkün.

Haberin Devamı

Böyle yapar, yaşlılıkla kavga edeceğinize yaşlanmanın bedensel ve ruhsal olumsuzluklarını azaltırsanız, uzun ve keyifli bir hayatınız olur.

YAŞLANMAK önlenebilir mi? Bu sorunun tek cümlelik bir yanıtı var: Tıp ne kadar ilerlerse ilerlesin yaşlanmak önlenemez. İnsan ömrü 50 yıl sonra belki doksan yılı bile geçecek ama yaşlanmayı önlemek hiçbir zaman mümkün olmayacak. Bunun çok basit bir nedeni var: İnsan bedeni (ve ruhu) yaşlanmak üzere tasarlanmıştır. Yaşlanmayı önlemek mümkün olmasa da yaşla bağlantılı hastalıkları ve yol açtıkları sorunları ertelemek, geciktirmek veya önlemek mümkün olabiliyor. Eğer böyle yapar, işi “yaşlılıkla kavga etmekten çıkarıp yaşlanmanın bedensel ve ruhsal olumsuzluklarını azaltmak” şeklinde algılarsanız, alabileceğiniz bir hayli yol olduğunu söyleyebilirim. Ama bunu yaparken önemli bir noktayı asla ihmal etmemeniz gerekiyor: Yaşlanmanın sadece bedensel tarafına odaklanmayı bırakmak, ruhsal ve sosyal yanlarını da aynı derecede ciddiye almak lazımdır. Bu şekild yaşla bağlantılı hastalıkları 90-95 yaşına kadar geciktirmeniz ve ömrünüzü sağlıklı huzurlu ve keyif içinde sürdürmeniz mümkün olabilir.

Gen, çevre ve tabii ki kader

Tabiî ki herkes -farklı ölçülerde olmak üzere- yaşlılık belirtilerini bir gün mutlaka hissedecektir. Bu belirtileri kimin, ne zaman ve ne yoğunlukta hissedeceğini, yaşlılığı nasıl ve ne şekilde geçireceğini yalnız genetik miras belirlemiyor. İyi bir yaşlılık geçirmek genetik miras kadar size ve çevresel faktörlere de bağlıdır. Bana göre genetiğin %30, çevrenin %70 etkisi olmalıdır. Sürecin bir de “kader”, yani “alın yazısı” kısmı var ki o apayrı bir konudur. Olayı tümüyle kontrolünüz altına alabileceğinizi düşünmeniz de, “kaderdir, karışılmaz” deyip kendi haline bırakıp boş vermeniz de yanlıştır. Araştırmalar iyi yaşayan beden ve ruh sağlığına eşit ölçüde özen gösteren hayatını sağlıklı çevresel koşullarda geçirmeye gayret eden kişilerin daha uzun ve sağlıklı bir ömür sürme şanslarının fazla olduğunu gösteriyor.

Benim tavsiyem şudur

Yaşlılığı önlemeye değil, yaşlılıkla ilgili hastalıkları önlemeye çalışın. Yaşlılıkta sorun yaratan sağlık problemlerini geciktirmemeye gayret edin.
Bu problemlerin başında kalp damar hastalıkları, kanserler, şeker hastalığı, hipertansiyon geliyor. Kilo problemi bütün bunların tetikleyicisi olarak görev yapıyor. Eğer beslenme ve aktivite planınızda kilonuzu dengede tutacak ve sizi tansiyondan şekerden kolesterol yüksekliğinden koruyacak değişiklikler yapabilirseniz işiniz kolaylaşacaktır.

Bu değişimlere mümkün olduğu kadar erken yaşlarda başlamanızda fayda var. Sadece beslenme ve aktivite üzerine odaklanmanız da yetmez. Yeterli ve kaliteli uyku, stresten uzak hayat, inanç dünyası zengin bir ruhsal örgütlenme, kendinizi güvende hissedeceğiniz yoğun, güçlü, keyifli aile ve dostluk bağları, iyimser düşünceler, öfke, nefret, kıskançlık, küslükten uzak durmak ve daha pek çok etken sonuca tesir ediyor.

Yaşlanma işaretleri

EGZERSİZ toleransınızın azaldığını, cinsel arzu ve gücünüzün yavaşladığını,

Günlük temponuzu aynı şekilde sürdürdüğünüz takdirde günü eskisinden daha yorgun ve bitkin tamamladığınızı, 

Egzersize karşı isteksiz davrandığınızı, 

Ufak tefek de olsa unutma sorunları yaşadığınızı,

Cildinizin gevşeyip kaslarınızın sarktığını, yüzünüzdeki kırışıklıkların arttığını,

Ve o güzelim derin uykuların artık anılarda kaldığını (!) hissetmeye başladıysanız yavaş yavaş yaşlanmaya başladığınızı düşünebilirsiniz.

Biyolojik yaşınızı nasıl hesaplarsınız

BİYOLOJİK yaşım kaç? Hastalarımın bana yönelttikleri soruların başında bu soru var. Amerikalı “iyi yaşlanma uzmanı” Dr. Roisen bu soruya yanıt olabilecek basit bir test geliştirmiş. Bu testi samimi yanıtlarla değerlendirirseniz biyolojik yaşınızın doğruya yakın bir tahminini yapabilirsiniz.

Cevaplarınızın puanları:

Asla: 0, Ender: 1, Seyrek: 2, Sık: 3, Alışkanlık: 4

Günde 6-8 bardak su, meyve suyu veya bitki çayı içiyor musunuz?

Gece 22.30’dan önce uykuya geçip iyi bir uyku uyuyor musunuz?

Günlük egzersizlerinizi düzenli yapıyor musunuz?

Aşırı yemek yeme alışkanlığınız var mı?

Duygularınızı kolayca dışa vurabiliyor musunuz?

Stres ile mücadeleniz yeterli mi?

Kendinizi değerli bulup, kendinize iyi bakıyor musunuz?

Diyetiniz yeterli ve dengeli mi? 

Hayvansal yağlar yerine zeytinyağı tercih ediyor musunuz?

Vejetaryen diyet yapıyor, sık sık kırmızı et yerine balık yiyor musunuz?

Antioksidan destekler kullanıyor musunuz?

Solunum egzersiz tekniklerini kullanıyor musunuz?

Kendinizi beğendiğinizi ifade etmekten korkuyor musunuz?

Kendinize de gülebiliyor musunuz?

Olumlu düşüncede biri misiniz?

Düzenli olarak detoks kürleri uyguluyor musunuz?

Sağlıklı ve yeterli sosyal ilişkilere sahip misiniz?

İşinizden keyif alıp, yaratıcı faaliyetler gösteriyor musunuz?

80 yaşın üzerinde sağlıklı yaşayan aile büyükleriniz var mı?

Huzurlu biri misiniz?

Biyolojik yaşınızı hesaplamak için puanlarınızı toplayın:

0 - 10 puan: Kronolojik yaşınıza 10 yıl ekleyiniz.
 

Haberin Devamı

11 - 20 puan: Kronolojik yaşınıza 5 yıl ekleyiniz.

21 - 40 puan: Kronolojik yaşınız = Biyolojik yaşınız.

41 - 60 puan: Kronolojik yaşınızdan 5 yıl çıkarınız.

61 - 80 puan: Kronolojik yaşınızdan 10 yıl çıkarınız.

“REAL AGE”, Dr. Michael Roizen’den alınmıştır

İyi hayatın reçetesi

Geçinebilecek kadar bir iş 

Temel ihtiyaçlara yetecek kadar zenginlik

Haberin Devamı

İş ve eğlenceyi dengeleyecek sağlıklı bir akıl

Birçok insanı sevecek kadar şefkat 

Kendini sevecek kadar özsaygı

Muhtaç olanlara verecek kadar iyilik duygusu

Her an gülecek kadar mizah duygusu

Ernie E. Zelinski’den alınmıştır.

NOT: İyi yaşlanma sürecinde antioksidanlardan, vitamin ve minerallerden, doğal besinlerden, iyi yaşlanmaya destek olabilecek diğer faktörlerden nasıl faydalanacağınızı, anti-aging tuzaklarından nasıl kaçacağınızı ve “iyi hayat”ın diğer “püf noktalarını” yarından itibaren Kelebek’te okuyabilirsiniz.

YAZI DiZiSiNiN DEVAMI YARIN KELEBEK’TE...

Yazarın Tüm Yazıları