İki günlük Trabzon gezisinden notlar

Trabzon’da iki kurum çok güçlü: BİR: Trabzonspor Kulübü... İKİ: Trabzon Gazeteciler Cemiyeti...

Haberin Devamı

İki günlük Trabzon gezimizde bu iki güçlü kurumun konuğu olduk. İlk gün Trabzon’un yerel basını ile buluştuk... İkinci gün Trabzonspor’un yöneticileri ile...


Aydın Doğan
, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği “Ödül Töreni”nde “Onur Ödülü” aldı... Törende yaptığı konuşmada özellikle “Trabzon’un kişisel tarihi”ndeki yerini anlattığı bölüm çok içten ve çok etkileyiciydi... Aydın Bey, denizi ilk kez 15 yaşında Trabzon’da görmüş... Eşi Sema Doğan’la ilk kez Trabzon’da sosyalleşmiş... “Sıcak” ve “sempatik” konuşma, Trabzon’un yerel basınında çalışanları ve törene katılanları çok etkiledi.


“Temel fıkraları”
olayı beni pek açmaz... Fazla zorlama bulurum bu türden fıkraları... Ama işte itiraf ediyorum: O kadar da zorlama değilmiş bu fıkralar... Bugüne kadar duyduğum en şahane ve en nitelikli “Temel fıkraları”nı Trabzon’da öğrendim... Bu konuda Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’i şampiyon ilan edebilirim.

Haberin Devamı


Trabzon’un yerel basınında çıkan haberler de çok ilginç... Mesela haberlerden birinin başlığı şu: “İki aileli köyde iki muhtar adayı...” Bu haberin başlığını okuyunca, “Fıkra üretmeye ne hacet” diye düşünmemek elde değil.


Hani son zamanlarda Başbakan Erdoğan’ın gündeme getirdiği “Kunta-Kinte edebiyatı” var ya... Ben ne zaman Şenol Güneş’i görsem, bu edebiyat gelir aklıma... Şenol Güneş, açık başarılarına karşın Kunta-Kinte muamelesine tabi tutulmuş bir spor adamı... Onunla sohbet ederken hep bu geldi aklıma...


Benim gibi spora uzak bir adamın bile tanıdığı bir isimdir Özkan Sümer... Teknik direktörlerin en karizmatiği... “Amma yaşlanmış” dedim... Hemen ekledim:

Yaşlanmış ama hâlâ karizmatik...”


Trabzonspor dendiğinde akla gelen isimdir Ahmet Suat Özyazıcı... Takımı şampiyon yaparak efsaneleştiren Özyazıcı ile de tanıştım... Alçakgönüllü ve mütebessim bir adam... Bu açıdan güven veriyor.


Politik bir atmosfer de var Trabzon’da... Yanımıza yaklaşan, kendi görüşünü hiç çaktırmadan yoklama çektiler bana... İtiraf ediyorum: Ben de çok politik, her tarafa çekilir yanıtlar verdim.

Haberin Devamı


Dikkat: “Dumansız Hava Sahası” olayının mucidi milletvekili ile de tanışma fırsatını buldum... AK Parti Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl’le karşılaştığımda,

“Şu dumansız hava sahasının kapsamını bu kadar geniş tutmak zorunda mıydınız?” diye sormaya yeltendim ama “sigara karşıtı bir diskur” dinlemekten
çekindiğim için vazgeçtim.


Trabzonspor Kulübü’nün tesislerine gittik... Bize önce “Trabzon’un şanlı tarihi” konulu bir belgesel izlettiler... 70’li yıllarda yaşanan şampiyonluğun siyah-beyaz hatıraları... Bıyıklı futbolcular... Ali Kemal’i hatırladım mesela...


Gazetecilikte ego yüksektir... Futbolda da öyle... Bu nedenle bu iki meslekte de “vefa” pek yoktur. Ama Trabzonspor Başkanı Sadri Şener, bu temayülü yerle bir etmiş. Kulübe emeği geçen önemli isimlerle muhteşem bir birliktelik oluşturmuş... Kutluyorum kendisini...

Haberin Devamı


Meğer Aydın Doğan, 32 yıllık Trabzonspor Kulübü üyesiymiş. Kendisine plaket, divan üyeliği belgesi, Trabzonspor kimlik kartı ve üyelik belgesi hediye edildi. Aydın Doğan, “Madem şeffaflık esastır o halde bir durumu açıklamam icap eder” dedi ve futbol kulüpleriyle ilişkisi hakkında ilginç bilgiler verdi...


Hepimize Trabzonspor formaları hediye ettiler... Aydın Doğan hak ettiğini düşünerek, Enis Berberoğlu Beşiktaşlı olduğunu asla unutmayarak, Altan Öymen şeref duyarak, Hüsamettin Özkan sessizce, Ertuğrul Özkök kuşatıcılığı elden bırakmayarak, Nuray Mert gururla, Mehmet Y. Yılmaz mültefit bir edayla aldı formayı...


Bana gelince... Törenin sunucusu beni takdim ederken, fikirlerimde yaşadığım dönüşüme çok nazik bir şekilde vurgu yaptı... Ben de şöyle dedim: “Burada bana çok kibar bir şekilde dönek dendi... Doğrudur, ben çabuk etki altında kalırım. Bir keresinde Beşiktaş maçına gittim. Çarşı Grubu’nun destansı tezahüratının etkisi altında kalarak Galatasaray’dan Beşiktaş’a döndüm... Şimdi buradaki havadan etkilenerek Trabzonspor’a geçiyorum.” Bu konuşmanın ardından Aydın Bey, “Ama bu sefer Trabzonspor’da sabit kal” diyerek takıldı bana...

Haberin Devamı


Trabzonspor’la ilgili en anlamlı vurguyu Özkan Sümer yaptı. Dedi ki: “Trabzon, başarısını ve varlığını miras almamış, kendisi yaratmıştır”. Doğru vallaha... Üç büyük takımdan ayrıldığı en önemli vasfı bu Trabzon’un...


Trabzon’un genç, cana yakın ve güven veren bir valisi var... Benden bir yaş küçük Vali Recep Kızılcık’ı çok tuttum... Sanırım eski tip “kasıntı”, “idare-i maslahatçı” ve “burnundan kıl aldırmaz” valiler dönemi kapandı.


İki günlük gezinin ardından şunu rahatlıkta söyleyebilirim: Artık hepimiz hamsi, hamsili pilav, kuymak, karalahana çorbası, kaygana, Akçaabat köfte gibi enfes yemeklerin meftunu olmuş durumdayız.

 

Ben demiştim

 

BİRİ bana “Ben demiştim...” dese, gıcık olurum. “Dediysen dedin birader” diye posta koymak gelir içimden. Ama şimdi görüyorum ki, “Ben demiştim...” demenin çok çekici bir tarafı varmış... Büyüye kapıldım ve başkasından duymaya dayanamadığım “Ben demiştim...” cümlesini şimdi ben kullanıyorum:

Haberin Devamı


BİR:
Seçim öncesi MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye “Şu Aytaç Durak’ı aday gösterme... Başınıza bela olur...” demiştim... Dediğim çıktı.


İKİ:
CHP’li Muharrem İnce’nin son dönemin yükselen yıldızı haline geleceğini söylemiştim... Dediğim çıktı.


ÜÇ:
“Eşrefpaşalılar” filminin bir “cemaat filmi” olduğunu yazmıştım... Dediğim çıktı.


DÖRT:
“Roman açılımı”nın AK Parti açısından sempatik bir hava doğuracağını yazmıştım... Dediğim çıktı...


BEŞ:
Ergun Babahan’ın “Cemaatçiler bizim gazeteyi ele geçirdi, ben Doğan Grubu’na geçmek istiyorum” dediğini yazmış, “Bu konuda cevap veremez” demiştim. Dediğim çıktı.

Yazarın Tüm Yazıları