Böbreğimdeki taş mesaneyi tıkayınca kıvrandım, doktor ‘3.5 milyarın var mı’ dedi

DÖRT yıl önceydi... Ünlü Türk halk müziği sanatçısı Bülent Serttaş’ı böbrek sancısı uçakta yakaladı, İstanbul’a iner inmez hemen hastaneye koştu.

Haberin Devamı

Hastanede durumu incelendi:

- Böbreğinizdeki taş mesaneye kadar inmiş. Bol bol su için, düşürürsünüz...

Bülent Serttaş, 2 litre su içti, ancak taş direndi:

- Çok su içtim, patlamak üzereyim. Dayanamayacağım, lütfen beni bayıltın.

Doktor yeniden Serttaş’ın durumuna baktı:

- Taşı operasyonla almak zorundayız.

- Tamam, alın. Lütfen beni bu acıdan kurtarın.

- 3.5 milyar liran var mı? (Şimdiki parayla 3 bin 500 lira)

- Tamam, siz yeter ki beni kurtarın.

Bülent Serttaş, 4 yıl önce yaşadığı bu olayı geçen akşam Nurteks’in sahibi İbrahim Nalbant’ın evindeki bir sohbet sırasında anımsadı.

Konuklar arasındaki iki profesör, “Tam Gün Yasası”nı eleştirerek, benden destek istedi:

- Ben üniversiteden 700 lira maaş alıyorum. (Ek ödenekler hariç çıplak maaştan söz ediyor) Şimdi hükümet maaşlarımızı yükseltmekten söz ediyor. Bu yükü niye üstüne alıyor. Bıraksınlar biz muayenehanelerimizde de çalışalım.

Nuryıldız’ın sahibi Şahin Nalbant araya girdi:

- Hocam bütün doktorlar senin gibi iyi niyetli değil. Üniversite-muayenehane işini kötü niyetli kullanan çok meslektaşınız var.

- Her meslekte “çürük”ler söz konusu. O “çürük”ler yüzünden çıkan Tam Gün Yasası, bizim meslekte kaliteyi giderek düşürecek. “Ya üniversite, ya muayenehane” dayatması, gençleri doktor olmaktan uzaklaştıracak.

Gerekçeleri, Tam Gün Yasası’nın ilk tartışmaya başlandığı günlerde doktorların gündeme getirdikleriyle aynıydı:

- O kadar emek çekip profesör olup, çok düşük gelirle çalışmayı kim kabul eder.
İki profesörden biri, Bülent Serttaş’ın anlattığı olaya döndü:

- Seninle tanışıyoruz. Keşke o gün beni arasaydın.

- Hocam, acıdan bende akıl kalmamıştı ki.

- Sen acıdan kıvranırken, o doktor arkadaşımızın tavrı pek doğru olmamış...
Aynı profesör, Tam Gün Yasası’nın gündeme getireceği bir riske de vurgu yaptı:

- Şimdi bu yasayla herşey performansa göre belirlenecek. Doktorlar, performans yükseltip, daha iyi para almak için, hastaları gereği yokken ameliyata yönlendirip, kesip biçmeye kalkacaklar.

Yıllardır Hürriyet’te çalışan, Doğan Grubu’nun önde gelen şirket doktoru Gündüz Tezmen’e yorumunu sordum:

- Hükümet Tam Gün Yasası’nı çıkarmakta haklı. Ancak, yasada hatalar var. Sadece performansa dayalı sistem olmaz. O zaman gereksiz ameliyatlar patlar.
Ayrıca, öğretim üyelerini üniversitede tutacak doğru formülü de ortaya koymak gerek.

İtirazlara karşın Tam Gün Yasası çıktı... Şimdi itiraz edenlerin umudu yasanın Anayasa Mahkemesi’ne taşınıp, iptalinin gündeme gelmesine kaldı...

Hükümet, uygulamada “yanlışlar”ı görüp, hızlı düzeltmeler yapamaz mı?

Haberin Devamı

Muayenehanede çalışan 60 bin kişi riske girdi

Haberin Devamı

NURTEKS’in sahibi İbrahim Nalbant’ın evindeki sohbette Tam Gün Yasası konusunda kendilerine destek çıkmamı isteyen iki proföser, mayenehanelerde çalışanları anımsattı:

- Muayenehanelerde çalışanların toplam sayısı 60 bini buluyor. Tam Gün Yasası’yla 60 bin kişi işsizlikle yüz yüze gelecek.

- Yasayla birlikte özel muayenehaneler hemen kapanır mı?

- Büyük bölümü kapanır.

Aynı konuyu Hürriyet’in doktoru Gündüz Tezmen’e de açtım:

- Öğretim üyeleri kolay kolay üniversiteyi bırakamaz. O yüzden muayenehanelerini kapatmak zorunda kalırlar.

- Ünü bilinen profesörler bırakamaz mı üniversiteleri?

- Üniversite hastanelerinden çekildikten kısa bir süre sonra unutulur giderler... Profesörlerin çoğu bir yandan üniversitede çalışırken, diğer taraftan 2-3 özel hastaneye gidiyor, kendi muayenehanesinde de hasta kabul ediyor. Bu trafik, üniversitedeki konumlarından kaynaklanıyor.

Bakalım Tam Gün Yasası kaç muayenehanenin kapısına kilit vurduracak?

Haberin Devamı

Kanadalı TÜPRAG, Türkiye’de çıkardığı altını dışarıda değil iç pazarda satıyor

İSTANBUL Altın Rafinerisi (İAR) Başkanı Özcan Halaç aradı:

- TÜPRAG (Kanadalı Eldorador’a bağlı), Türkiye’de çıkardığı altını İstanbul Altın Rafinerisi’nde rafine ettirir ve yurt içinde pazara sunar.
Halaç’ın sözleri, Koza Altın’a mesaj gibiydi:

- Koza yerli, TÜPRAG yabancı. Bilinsin istedim.

- TÜPRAG ne kadar altın çıkarıyor?

- Yılda 7 ton dolayında sanıyorum.

Özcan Halaç, bir hatırlatma gereği de duydu:

- Türkiye’de biz dahil 3 rafineri faaliyet gösteriyor. Yani, benim sözlerim, “Neden İstanbul Altın Rafinerisi’ne gelmiyorlar” gibi algılanmasın.
Bu arada, çevre düşmanı siyanürün adının bile “akıl tutulması”na yol açtığını anladım. Koza Altın Genel Müdür Yardımcısı Hayri Öğüt’ün aktardığı bilgiyle önce şöyle yazdım:

- Türkiye yılda 300 bin ton siyanür kullanıyor. Bunun 3 bin tonu madencilikte devreye giriyor. Koza Altın’ın yıllık kullanımı da 200 ton dolayında.
Hayri Öğüt, bilgi düzeltmesi yaparken, siyanür rakamlarını da yeniledi:

- Türkiye’deki toplam siyanür kullanımı yıllık 300 tondur. 3 tonunu madenciler kullanır. Bunun yüzde 15’i (450 kilo) bizde devreye girer.
Madencilerden gelen mesajlardan anladım ki, Koza’nın kullandığı siyanür yılda 300-400 ton arasında seyrediyor. Bu durumu Öğüt’e aktardım:

- Özür dilerim. İlk verdiğim rakamlar doğrudur... Tam bir “akıl tutulması” değil mi?

Yazarın Tüm Yazıları