İlker Paşa’dan GATA olayına insani yorum

GENELKURMAY Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile görüşmemiz iki saate yakın sürdü.

Haberin Devamı

Önce sorularımızı aldı, sonra da şöyle dedi: “Bu soruları soracağınızı tahmin ettim. Ona göre de hazırlandım.”

Gazetecilerle sık sık muhatap olan devletin üst düzey yöneticileri zamanla gazetecilerin ruhunu okur hale geliyorlar.


Hangi sözlerinin haber, hatta hangilerinin manşet olacağını çok iyi biliyorlar. 


Genelkurmay Başkanı’nı çok rahat gördüm. Sorduğumuz soruların büyük bölümüne açık ve net yanıtlar verdi.


GATA olayı konusunda söyledikleri benim için en ilginç olan bölümdü.


Başbuğ “Bazı olaylara insani boyuttan bakmak gerekir. Bu olayda hasta bir sanatçı var. Başbakan’ın eşi, Nejat Uygur’un eşi üzülmüştür. Keşke olay bu şekilde yaşanmasaydı. Bu özel bir durum”
dedi.

Haberin Devamı


Sonra da kesin kanısını ortaya koydu: “Keşke olaya böyle bakılmasaydı.”

* * *


İlker
Paşa’ya “paslaşma”yı da sorduk.


“Paslaşma”
sözcüğünü yinelememeye özen göstererek yanıtladı soruyu.


“Genelkurmay Başkanı ve devlet adamı olarak yetki ve sorumluluğum nasıl davranmamı gerektiriyorsa öyle devam edeceğim”
dedi ve olayı noktaladı.


Türk Silahlı Kuvvetleri’nin rahatsızlığı... Belki de en kritik konu buydu.


Ama Genelkurmay Başkanı bu soruya da çok net yanıtlar verdi.


TSK’nın sürekli gündemde olmasından çok rahatsız olduklarını söyledi.


Ordu içinde hata yapanlar olduğunu özellikle vurguladı, bunun da doğal karşılanması gerektiğine işaret etti.


Kurum içinde hata yapanlar olduğunu, bunları en aza indirmeye çalıştıklarını belirtti. Ancak kişilerin yaptığı hataların kuruma mal edildiğini söyledi.


Bunu şöyle yorumladı: “Halkımız TSK’dan hata yapan insan çıkmasını kabul edemiyor. Bu bizim için çok önemli.”


İlker
Paşa konuşmasını siyasetçilere çok önemli bir mesaj vererek bitirdi:


“TSK’nın siyaset içinde olması ne kadar doğru değilse, TSK üzerinden siyaset yapılması da o kadar doğru değil”.

 

Meclis’te çifte skandal

 

MHP’li Osman Durmuş’un yaptığı eleştiri gereksiz ve tahrik ediciydi.

Haberin Devamı

Başbakan’ın buna gösterdiği tepki de aşırıydı.


AKP’li milletvekili ve bakanların Başbakan’a yaranmak telaşı ile MHP’lilerin üzerine yürümesi yanlıştı.


Bunlar birinci skandalın nedenleriydi.


İkinci skandalı yaratan ise Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ne amaçla yaptığını bir türlü çözemediğim oda baskınıydı.


Bir gecede iki skandal Meclis tarihinde görülmüş bir olay değil.


Arınç
’ın bastığı oda Meclis Başkanı ile başkan yardımcılarının özel odaları.Orada giyinip soyunuyorlar, zaman zaman beş-on dakika dinleniyorlar.


Yani o odanın bir mahremiyeti var.


Üstelik o olayda Meclis’i yöneten bir kadın. Siz onun özel odasına nasıl paldır küldür girersiniz?

Haberin Devamı


Sizin o mahremiyeti bozma hakkınız olabilir mi? Arınç’ın tutumunu eski Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk şöyle yorumladı:


“Bu olay Meclis’i mahcup etmiştir. Bu bir panik ataktır. Zaten Arınç yorumlanabilir bir adam değil.”


Güldal Mumcu
soğukkanlı davrandı. Olayı genel kurul ile paylaşarak “oda baskını”nı parlamento tarihine geçirdi.


Meclis Başkanvekili’nin odasına baskın yapması silinmemek üzere Arınç’ın siyasi siciline işlenmiş oldu.    

Yazarın Tüm Yazıları