Bu zokayı nasıl yuttunuz?

Gazeteleri kandırmak çok kolay, hele ki Anadolu Ajansı’nı kullanarak kandırmak daha da kolay.

Dünkü gazetelerin tamamında Ağrı’nın Adakent Köyü’nde buz gibi nehri geçerek okula giden çocukların fotoğrafı vardı.
Etraf kar, hava sıfırın altında, nehir dondurucu çocuklar paçalarını sıvamışlar suyun içinden geçiyorlar.
Haber daha da iç parçalayıcı.
Yıllardır köprü yapılmadığı için çocuklar okula böyle gidiyormuş.
Her gün bu eziyeti çekiyorlarmış./images/100/0x0/55ea3b7cf018fbb8f872e929
Kızlar suya giremedikleri için okula gitmeyip evde oturuyorlarmış.
Bu haberi Anadolu Ajansı geçmiş...
Peki bir gazete editörü, bir yönetici bu haber önüne geldiğinde hiç şüphelenmez mi?..
Çocukların giyim kuşamı kötü değil, arkada nehir kenarında otomobil var belli ki köyün durumu çok zor değil...
Hiçbir gazetecinin aklına “Sakın bu köy muhtarının cinliği olmasın” sorusu gelmedi mi?
Yıllardır köye köprü yaptırmak isteyen muhtar çocukları nehire sokup, Anadolu Ajansı’nın bölge muhabirine de fotoğrafını çektirmiş olamaz mı?
Köprü yapımını hızlandırmak için yaratılmış dramatik bir mizansen olmasın bu?..
Baktım gazetelere bunu sorgulayan yok;
Cumhuriyet’inden Zaman’ına; Posta’sından Taraf’ına; Habertürk’ünden Sabah’ına, Takvim’ine hepsi zokayı yutmuş.
“Yazık bu çocuklara” başlıklarıyla haberi birinci sayfaya taşıyan da var, manşet yapan da...
Kandırıldınız beyler, koskoca Türk medyası bir muhtarın oyununa geldi!
Bu işin doğrusunu yazacak birileri çıkmadı mı diye aranırken Hürriyet’le Vatan’ı gördüm.
Sadece bu iki gazetenin kafasına soru işareti takılmış Anadolu Ajansı’nın yanı sıra Doğan Haber Ajansı’ndan kendi muhabirlerini de göndermişler bölgeye.
İşin doğrusunu böylece öğrendik.
Çocukların okula her sabah sudan geçerek gittikleri yok, uzun yoldan okullarına gidiyorlar ancak köprü yapılırsa hem yol kısalacak hem de ulaşım daha kolay sağlanacak.
Bunun için de eylem yapıyorlar...
Peki bu bir günlük eylemi, çocukların her gün yaşadığı çile olarak Anadolu Ajansı nasıl servise koyuyor?..
AA’nın bölge muhabiri de muhtarla ortak mizansen mi yapıyor, yoksa AA merkezi de durumdan haberdar bilerek mi gazeteleri maniple ediyorlar?..
Bu haber de umarım gazete editörlerinin kulağına küpe olur.
Anadolu Ajansı da olsa özellikle bölgelerden gelen haberlere daha temkinli yaklaşırlar.
Unutmayın ‘köylü kurnazı’ diye laf vardır bu memlekette, muhtar deyip geçmeyin böyle koskoca medyaya pabucunu ters giydirir.

7 yaşındaki çocuğu da her filme götürme...

Yahşi Batı ebeveynler tarafından küfür var, argo var diye eleştiriliyor.
Gerçekten de üç-dört yerde okkalı küfürler var filmde.
Ailelerden “Çocuğumla gittim utandım, ne yapacağımı şaşırdım” diyen mailler geliyor, hatta Cem Yılmaz’a bu yüzden kızan köşe yazıları bile çıkıyor...
Filme niye kızıyorsunuz arkadaşlar, kendinize kızsanıza...
Kim size bunun bir çocuk filmi olduğunu söyledi.
7 yaş sınırı konmuş olması bir şeyi değiştirmez, çocuğunuza yaş sınırını önce siz koyacaksınız.
O yaştaki çocuğun ne işi var Cem Yılmaz’ın filminde, diğer tüm Türk filmlerinde, animasyonlar dışındaki Hollywood yapımlarında...
7-8 yaşındaki çocuğu alın Kurbağa Prenses’e götürün, Disney animasyonlarına götürün.
Başka da film izlemesine gerek yok.
Cem Yılmaz “Ben bu filmi 7-10 yaş arasına yaptım” demedi ki...
Siz kendiniz yaş sınırı koymayıp çocuğunuzu her filme götürmeyi biliyorsanız aq’ı nasıl izah edeceğinizi de bileceksiniz artık...

Ne iyi yüzücüymüş bu şoför!

Unkapanı Köprüsü’nde kaza yapıp denize düşen şoför kaç metre yüzdü?
Her gazete bir rakam salladı.
300 metre yüzdü diyen var, 400 metre yüzdü diye yazan var.
Televizyonda duydum 500 metre yüzdü diyen haber kanalı bile çıktı...
Hiç mi hesap yok arkadaşlar; Zaten Unkapanı Köprüsü’nün tamamı 476 metre, şoför tam ortasından denize düşse en fazla yüzeceği mesafe 238 metre...
Bizim medyamızın hesabına göre; yaralı şoför Haliç’in bir kıyısına çıkmış sonra da ‘yanlış yere geldim’ diyerek öbür kıyıya yüzmüş olmalı...
Unkapanı Köprüsü üzerinde bu kadar sık kaza olmasının nedeni de hem Şişhane hem de Unkapanı yönünden köprüye girişlerin yokuş aşağı ve hız yapmaya müsait olması...
Köprünün her iki girişine de hız belirleyecek radar uyarıları koymak en kolay çözüm olacak.
Özelikle de geceleri caydırıcı olur bu radarlar.
Bakın Ataköy sahil yolunda Galeria’nın önüne konan 70 kilometrelik radar hız kontrolünden sonra kimse hızlı gidemez oldu o yolda...
Yazarın Tüm Yazıları