Pazarlamaya ‘evet’ yasaklamaya ‘hayır’

ŞAİR Hasan Öztoprak ‘‘İmkánsız Aşk’’ adlı bir roman yayımladı. Kitap yayınlanmadan yayınevi dergilere ve gazetelere bol reklam verdi. Haftalık dergiler kitapla ilgilendi.

Derken, ‘‘bir’’ gazete ‘‘bir’’ dergiye dayanarak ‘‘İmkánsız Aşk’’ın kadın kahramanının tanınmış bir hanım yazar olduğunu yazdı. Güya, Hasan Öztoprak, ‘‘Romanımın kahramanı bir zamanlar sevgilim olan Aslı Erdoğan'dır’’ diyesiymiş.

Neredeyse bütün gazete ve dergiler sayfalarını bu ilişkinin deşilmesine ayırdılar. Bunun ardından, birçok ‘‘köşe yazarı’’, Hasan Öztoprak'ı kınayan eleştiriler yazdılar. Ve böylece, o kınadığımız ‘‘Biri Sizi Gözetliyor’’, ‘‘Televole’’ anlayışına gündelik yaşamımızda ne denli teşne olduğumuz kanıtlandı.

Ardından başka gelişmeler de oldu. Kitabın yayıncısı, hanım yazarın daha fazla hırpalanmasına engel olmak için ‘‘İmkánsız Aşk’’ın yeni basımını yapmayacağını ancak piyasada bulunan kitapları da geri çekmeyeceğini açıkladı. Yayınevi sahibinin, maddelerini eksiksiz uygulaması koşuluyla sözleşmesinden cayması ve yayından vazgeçmesi hukuka uygundur ve yasal haktır. Yalnız, ‘‘hırpalanma’’ gerekçesini anlayamadım. Neyse!...

* * *

Edebiyat dünyası şaşırtıcıdır, mucizelerle doludur. Kitabı protesto eden feministler, Can Yayınevi'nin vitrinine, üzerinde ‘‘Bu yayınevi kadınların mahremiyetini satıyor’’ yazılı bir protesto bildirisi asmışlar. Protestoculardan biri ‘‘Bu ifade özgürlüğü değil. Bunun için önce bir fikrin olması gerekir. Kitap tamamen bir teşhir ve intikam aracı. Ayrıca böyle kitapları özgürlüktür diye hoş göreceksek, çocuk pornosunu da hoş görmemiz gerekir’’demiş ve gazeteye göre kitabın yasaklanmasını istemiş.

Yersiz tepkiler! ‘‘Kadınların mahremiyetini satan’’ ne demek? Mahremiyetin cinsiyeti olmaz, yoktur. Bu, cinsiyet ayrımcılığı! Satılmışsa, ‘‘insan’’ın mahremiyeti satılmıştır. Mahremiyeti yazan (‘‘satan’’ değil) bir yığın erkek (Marquis de Sade, Henry Miller, D.H.Lawrence,vb...) ve kadın (Anais Nin, Erica Jong, Susan Brogger, vb...) yazar var. Bunları da mı yasaklayalım? Hasan Öztoprak bunlardan biri olamaz mı? Bu ne biçim yazınsal özgürlük anlayışı?

* * *

Hasan Öztoprak'a sordum. Basına, romanının kahramanının Aslı Erdoğan olduğu gibi bir açıklama yapmadığını söyledi. Yazımı, bu açıklamaya güvenerek yazdım. Kitap yazınsal (edebi) bakımdan değerli mi? Bunun tartışma yeri edebiyat dergileridir; edebiyatla sadece ‘‘skandal’’ düzleminde ilgilenen gündelik basın değil. Metnin yazınsal olup-olmadığına ancak edebiyat dünyası karar verebilir. Ve en önemlisi, ‘‘İmkánsız Aşk’’ta yazar Aslı Erdoğan'ın kişilik haklarına bir tecavüz varsa, Hasan Öztoprak'ı mahkemeye vermeli ve cezalandırılmasını istemelidir.

Son söz: Roman hayata benzer ama hayatın kendisi değildir!
Yazarın Tüm Yazıları