Şeker hastalığı tedavisinde yeni yaklaşımlar

Özellikle orta yaşlar ve sonrasında görülen şeker hastalığı son yıllarda eskisinden çok daha sık görülüyor.

Haberin Devamı

Araştırmalar bu yoğunlaşmanın arka planında yaşam tarzı yanlışlarının yattığını gösteriyor. Özellikle beslenme hataları, hareketsizlik ve bu iki yanlışın ortak sonucu olarak ortaya çıkan kilo kazanımları ve şişmanlık sorunu en önemli neden olarak gösteriliyor.

Kilo sorunu, şişmanlık, beslenme hataları ya da tembellikten kaynaklanan şeker patlamasının çözümü önce bu hataların ortadan kaldırılmasından geçiyor. Bu nedenle eskiden biraz daha hoşgörüyle bakılan “sadece ilaç tedavisine yoğunlaşma, yaşam tarzı değişikliklerini ciddiye almama” yanlışı bugün asla affedilmiyor. Diyabet takibinde uzmanlaşan iç hastalıkları, metabolizma ve diyabet uzmanları yaşam tarzı değişikliklerini en az ilaç tedavisi kadar ciddiye alıyor. Çünkü sağlıklı bir kilo aralığına inilmeden, egzersiz-aktivite sorunu çözülmeden yürütülen ilaç tedavilerinde ya başarılı olunamıyor ya da arzu edilen sonuçlara ulaşılamıyor.

Kısacası diyabet tedavisinde son yıllarda yaşam tarzı değişiklikleri neredeyse ilaç tedavisinden önemli hale geliyor. Bu özellikle kilo fazlalığı ve şişmanlık sorunu olan hastalarda değişmez bir kural haline geliyor.

Şişman diyabetli olmaz

Diyabet tedavisinde eğitimin önemi daha bundan 80-90 yıl önce anlaşılmıştı. Aktivitenin ve beslenme değişimlerinin ne kadar ciddi olduğu zaten biliniyordu. Ama son yıllarda bir taraftan ortalama insan ömrünün uzaması -dolayısıyla diyabetle geçirilen zamanın uzaması-, diğer taraftan kilo sorunu ve şişmanlığın yaygınlaşması diyabet ekibinde egzersiz uzmanı ve beslenme uzmanının en az doktorlar kadar önemli hale getirmiş bulunuyor.

Diyabetin ilaçla tedavisinde önemli gelişmeler var. Yeni uygulamaya konulan ve mükemmel başarılar sağlanan yeni ilaçlar var. Ayrıca gerçekten etkili olabilecek umut vadeden yeni yöntemler teknolojiler var. Bunlara gelecek yazılarımızda değineceğiz.

Haberin Devamı

Ne kadar omega-3’e ihtiyacımız var

Bu soruya net bir cevap vermek mümkün değil ama elimizdeki bilgiler günde 1,5-3 gram civarında omega-3 yağ asidi kazanmamızın faydalı olacağını gösteriyor.
Günde 3 gramın üstü -çok özel durumlar dışında- önerilmiyor. Çünkü bu miktardan fazlası kanama süresini uzatıyor, beyin kanaması dâhil bazı problemlere sebep olabiliyor.

Omega-3 kapsülleri alıyorsanız günde 150-200 miligram EPA ya da DHA yeterli olacaktır. Bu miktarı bir gramlık deniz ürünü kaynaklı EPA/DHA (fishoil) desteğiyle karşılayabilirsiniz.

Yeri gelmişken omega-3 yağlarının koroner kalp hastalığı riskini azalttığını, genelde damar yaşını düşürdüğünü, kansere karşı koruyucu destek sağladığını, depresyondan korunmada, bellek bozukluklarını geciktirmede faydalı olduğunu, kalp ritim bozukluklarına karşı önleyici güç sağladığını, yaşlılık döneminin tehlikeli bir göz sorunu olan maküler dejenerasyona karşı koruyucu olduğunu hatırlatalım.

Haberin Devamı

Vitamin B 12 ölçümü

Vitamin B12 eksikliği son yıllarda büyük önem kazandı. Bu önemli vitamini vücudumuz üretemiyor, besinlerle kazanmak zorundayız. Eğer süt ve yumurta dâhil hayvansal gıdaları sınırlarsak B12 vitamini kazanımımız azalıyor. Ayrıca bazı insanlarda yaşlanma ya da bağışıklık hasarı -çok nadiren de mide ameliyatlarının sonucu olarak- B12 vitaminin emilimi bozulabiliyor.

Kanda B12 vitamini ölçümü teşhis için çoğu zaman yeterli oluyor. B12 eksikliğinin özellikle bellek sorunu olanlarda, nöropati şikâyetleri bulunanlarda (bacak ve kollarda his kaybı, iğne batması ve karıncalanma hissi, kuvvet azlığı gibi şikâyetlere yol açar), kansızlık sorunundan kuşkulananlarda, iştah kaybı ve kabızlık şikâyetinden yakınanlarda araştırılmasında fayda var. B12 vitamini eksikliği kanda homosistein adı verilen maddenin artmasına yol açıyor. Homosistein yüksekliği bulunanlarda ise bellek sorunları ve kalp krizlerine yakalanma riski artabiliyor.

Haberin Devamı

Metabolik sendrom gençleri de tehdit ediyor

Metabolik sendrom önemli bir sağlık tehdididir. Kilo artışı ve obezite, kan yağ dengesinde bozulma, gizli şeker ya da şeker hastalığı ile karakterli bu önemli sağlık tehdidi son yıllarda gençler arasında da problem haline gelmeye başladı.
Özellikle fast food beslenmenin ve hareketsizliğin gençlerde metabolik sendromu tetikleyen en önemli faktör olduğu biliniyor. Metabolik sendroma yakalanan gençler geleceğin hipertansiyon, diyabet ve kalp hastaları olarak gösteriliyor. Bu nedenle gençlerin kilo sorununu dikkatle izlemek gerekiyor.

Vajinal mantar eğilimini artıran sebepler

Jinekoloji kliniklerine en sık başvuru sebeplerinden biri mantar enfeksiyonlarıdır. Özellikle de tekrarlama durumunda çok can sıkıcı hal ortaya çıkar. Bazı risk faktörleri vajinal mantar enfeksiyonunu tetikleyebilir:
Aşırı stres, uykusuzluk, hastalıklar, kötü beslenme alışkanlıkları.
Gebelik
Adet görüyor olmak.
Bazı ilaçlar: doğum kontrol hapları, antibiyotikler ve kortizon tedavileri.
İyi kontrol edilmemiş diyabet.
Diğer genital enfeksiyonlar.
Adet döngüsü sırasındaki hormonal değişiklikler.

Yazarın Tüm Yazıları