Yunan basınında bir Türk gazeteci

Güncelleme Tarihi:

Yunan basınında bir Türk gazeteci
Oluşturulma Tarihi: Şubat 02, 2003 01:44

Nur Batur, Hürriyet ve CNN-Türk Atina temsilcisi. Ankara'da çalıştığı günlerde birisi ona Atina'ya gidip yedi yıl kalacağını söylese, gülüp geçerdi.

Batur bu yedi yıl boyunca, Hürriyet'in Atina Temsilcisi olarak Yunan basınının ilgisi hep çekti, onu tanıtan yazılar, onunla yapılmış röportajlar gazetelerde, dergilerde yer aldı. İşte Yunan basınında bir Türk gazeteciye ayrılmış sayfalardan örnekler...

KLİK DERGİSİ

Türk medyasının Yunanistan'daki gözü kulağı

Her ay siyaset ve medyadan bir portreye yer veren aylık aktüalite dergisi Klik, Nur Batur'u şöyle tanıttı: ‘‘Adı Nur, ışık anlamına geliyor. Onu bundan iyi anlatan bir isim olamazdı. Çünkü o, yedi yıldır Yunanistan'ın gerçeklerine ışık tutarak Türk kamuoyunu aydınlatıyor. Atina'da göreve başlayalı bir yıl olmadan Kardak krizi patlak verdi. Çapraz ateş altında, kopmak üzere olan ipin üstünde yürümek zorunda kaldı. Şimdi Atina'daki pozisyonunun tadını çıkartıyor. O kadar ki, Milliyet'in diplomasi yazarlığını yaptığı yıllarda, Saddam, Yaser Arafat, Benazir Butto veya Şimon Peres'den demeç aldığı günlerin özlemini dahi çekmiyor.

TA NEA

Beyaz Saray yerine Atina'yı seçti

Yunanistan'ın en yüksek tirajlı gazetesi Ta Nea, 17 Kasım 2002 tarihli haftasonu dergisinde Nur Batur'a dört sayfa ayırdı. ‘‘Yunanistan'da bir Türk kadını’’ başlıklı yazıda şöyle deniyordu:

Yedi yıl önce karşısına Washington ya da Atina ikilemi çıktığında, Nur Batur, ‘düşman' eve gelmek için Beyaz Saray'ı reddetti. Başlangıçta, Atina'nın gürültüsü, motosikletler onu ‘öldürüyordu.' Hálá trafikten şikayet ediyor. Ama tavernaları, şarabı ve yaşadığı Kolonaki'yi çok seviyor. Kardak krizi sırasında Hürriyet temsilcisi olmanın ne anlama geldiğini anlattı: ‘‘Bir sabah kapı ziliyle uyandım. Kapıdaki deri ceketliler, sivil polis olduklarını, beni koruyacaklarını söylediler. Beş ay her adımımı izlediler.’’ O günden bu yana çok şey değişti. Artık Yunanlı dostlarıyla birbirlerini daha iyi anlıyorlar. Ama en büyük sorunun önyargı olduğunu söylüyor. ‘‘Yunanlılar çocuklarını uslu dur, yoksa seni Türk'e veririm, diye korkutuyorlar. Bir Yunan ailesi beni yemeğe çağırmıştı. 10 yaşındaki çocukları, ne benimle ne de kızımla hiç konuşmadı. Kafasındaki Türk imajına öyle terstik ki dili tutulmuştu.’’

KATİMERİNİ

Türk'üm dediğim zaman sadece kibar olanlar sessiz kalıyordu

Yunanistan'ın saygın gazetelerinden Katimerini'nin haftasonu eki View, belediye seçimlerinden önce 10 kişiye ‘‘Belediye Başkanı olsaydınız ne yapardınız?’’ diye sordu. O 10 kişi arasında Nur Batur da vardı: ‘‘Bir Türk gazetesinin Yunanistan'daki ilk kadın temsilcisiydim. Türk'üm dediğimde sadece kibar olanlar sessiz kalıyordu, genelde tepki görüyordum. İlk üç yılım zor geçti. Sonra iyi arkadaşlarım oldu. Atina'da tipik Yunan tavernalarının yerine modern restoranlar açıldığını gördükçe üzülüyorum. Açık hava sinemalarına bayılıyorum. Ankara'daki çocukluğumda gazoz içip leblebi yiyerek sinema seyrederdim. Şimdi de yazın havuzlu sinemalarda biramı içiyorum. Atina Belediye Başkanı olsaydım metroyu genişletirdim.’’

EV DERGİSİ EKİM 1999

İstanbul'a Konstantinopoli demeniz artık beni rahatsız etmiyor


Aylık aktüalite dergisi Ev de Ekim 1999'da Batur'a tam yedi sayfa ayırdı. Soruların odak noktasını, Türk ve Yunan toplumlarının birbirine bakışı oluşturuyordu. Onlara cevap verirken şöyle dedi: ‘‘İstanbul'a Konstantinopoli demeniz artık beni rahatsız etmiyor. Çünkü Yunanlılar bunu daha çok nostaljiden dolayı söylüyorlar. Ama gerçek olan şu ki, orası 550 yıldır İstanbul ve olmaya da devam edecek.

Kıbrıs çözülürse burada bana iş kalmayabilir

Son zamanlarda Yunan basınında size karşı ilgisi yoğunlaştı. Neden?

- Aslında bu ilgi hep vardı. Çünkü Yunanistan'da Türkiye, daima gündemin birinci maddesidir. Türk gazeteci olmak, hem avantaj hem de dezavantajdır. Hele Hürriyet'in temsilcisiyseniz! Çünkü, Yunanistan'da en etkili Türk gazetesi Hürriyet'tir. AKP iktidara geldikten sonra Yunan basını Türkiye'deki İslam hareketine ilgi duymaya başladı ve bir kadın gazeteci olarak benimle konuşmak isteyen meslekdaşlarımın sayısı arttı.

Atina'yı baştan sevmemişsiniz, sonra nasıl bir bağlılık oldu?

- Atina o kadar gürültülü ve zor bir şehir ki, alışmak zaman alıyor. Daha sonra galiba yaşam biçimini sevdim. Şehir 24 saat uyanık. Kıbrıs meselesi çözülürse bana burada iş kalır mı bilemiyorum. Aslında Kıbrıs çözülürse sadece ben değil, Yunanlı gazetecilerin yarısı da işsiz kalacak!

Hangi kesimden Yunanlılar'la ahbaplık ediyorsunuz?

- Her kesimden arkadaşım var. Yunanlılar bize çok benziyor. Malum Ankara'da herkes Türkiye'yi kurtarır. Atina'da da Yunanlılar Türkiye'ye karşı nasıl Yunanistan'ı kurtaracaklarını tartışıp duruyor. Ama arada bir fark var. Onlar eğlenmeyi de unutmuyorlar.

Yunanca'yla aranız nasıl?

- Ne yazık ki iyi değil. İngilizcemi kullanıyorum. Yunanca'yı iki kez öğrenmeye kalktım, olmadı. Tam derse başlıyordum, bir kriz patlak veriyor, koşuşturmaya başlıyordum, Sonunda Türk-Yunan ilişkilerinin selameti için Yunanca öğrenmekten vazgeçtim.

Nur BATUR

Ankara Maarif Koleji ve İstanbul Üniversitesi Gazetecilik mezunu. BM Ankara Temsilciliği'nde çevirmendi. Gazeteci olmak için daha düşük bir ücretle Anadolu Ajansı'na geçti. BM'nin Dag Hammorjold Bursu'nu kazanıp New York'a gitti. Dönüşünde Tercüman ve Milliyet'te çalıştı. Kanal D'nin kuruluşunda hem Ankara Haber Müdürü'ydü, hem de Eksen adlı programı hazırlıyordu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!