Vefasızlığın daniskası

HOMURDANMALARIN bu denli erken başlayacağını hiç beklemiyordum. Süper Lig’in henüz 4.haftası oynanırken bir istifa çağrısının yeri-göğü inleteceğini hiç düşünmüyordum.

İsterlerse kızsınlar. Sivas seyircisinin Bülent Uygun için başlattığı istifa yaygarası biraz zamansız, biraz da gereksiz değil miydi?

İki sezon Sivasspor’u zirvede tutan... Ve şampiyonluğa en yakın takım kimliğine ulaştıran bir teknik adama alınacak tavır mıydı bu!

Beşiktaş’ın ardı ardına yitirdiği puanlardan sonra G.Antep maçında Ernst’in oyundan alınmasını bahane ederek tribünlerin Denizli’ye takındığı tavır, erken ve duygusal bir tepki değil miydi!

Futbol sadece skora-sonuca kilitlenmiş bir oyun. Vefa-hoşgörü gibi tinsel değerlere hiç aldırmıyor. Ve tribünleri de bu katılığın içine çekiyor.

Kazananı alkışlıyor. Kaybedeni hırpalıyor.

Geriye dönüş yok. Bir bakış hiç yok. Geçen sezonu övgülerle bitiren ve Sivasspor’u yaratan adam, yeni sezonun 4.haftasında ıslıklanıyor.

Geçen sezonun iki şampiyonluğunu hala çılgınlar gibi kutlayan Beşiktaş’ın teknik direktörü yeni sezonun 4. haftasında fırça yiyor.

Vefasızlığın daniskası!

* * *

GÖRECEKSİNİZ... Bu kervana daha nice isimler eklenecek. Bir tren yolu gibi uzayıp gidecek.

Trabzonspor’da yitirilen her puandan sonra yükselen Fatih Tekke tezahüratı, daha sonra yeni bir hedefe yönelecek.

Ve bu salgın hastalık, Broos’u da yatağa düşürecek.

Sonra sırası ile diğerleri de bu öfkeden nasibini alacak. Açıkçası, her sezon sahnelenen oyun yine tekrarlanacak.

Doğrusu, 4.haftada istifa sözcüğünün bu denli dillere düşeceğini hiç düşünmüyordum.

Gerçekçi konuşalım...

Semih Şentürk’ün Manisa maçında attığı son saniye golü gelmeseydi, bugün tüm spor sayfalarının manşetleri bir eleştri ortaklığı ile yayına girecekti.

Ve eleştriler teknik direktör Christoph Daum’a yönelecekti.

F.Bahçe’yi iki kez üst üste şampiyon yapmış ve üçüncüyü kılpayı kaçırmış bir teknik adam önce tribünlerin sonra da medyanın sitemli tavrına yakalanacaktı. 

Bekir İrtegün’ü sağbekte oynatmanın hesabı sorulacaktı. 

Bilica’nın neden kenarda beklediği gündeme gelecekti. 

Hatta, bir sakatlık geçiren Alex’in bile tam hazır değilken ne diye oynatıldığı, tribünlerin diline, medyanın da manşetlerine düşecekti.

Yalan mı!

* * *

GEÇEN haftanın sonuçlarına göre 3 teknik adam ön plana çıktı. 

Sivasspor galibiyeti ile Diyarbakırspor Teknik Direktörü Ziya Doğan. 

Trabzon deplasmanından puanla dönen Bursaspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam.

Kasımpaşa deplasmanında 4 gol atan G.Birliği’nin teknik direktörü Thomas Doll.

Aldıkları sonuçları hiç abartmadan onları sadece kutlayacağım. Daha ligin 4.haftasını yeni tamamladık.

Teknik adamları erken ıslıklayan veya istifaya davet edenleri nasıl yadırgıyorsam, haftalık başarılara da övgüler yağdıracak halim yok.

Dilerim bu başarıları sürekli olur. Ve onlara diğerleri de katılır. Sadece biraz sabır, biraz da hoşgörü...

Lütfen bunu esirgemeyelim!

* * *
VE geçen haftaya damgasını vuran bir transfer. Tabata’nın ani transferi Gaziantep beraberliÄŸi ile  BeÅŸiktaş’ı saran karamsarlığı biraz olsun dağıttı.Â

Beşiktaş, bu futbolcunun transferinde değişik duygular yaşadı. Kimileri sevindi, kimileri ödenen ücreti eleştirdi. Ama kimileri de bir soruyu gündeme taşıdı...

Tabata, Beşiktaş’ın aradığı kan mı. Aranan 10 numara mı?

Hatta, işi şöyle bir çizgiye kadar taşıdılar...

Bir Alex’in, yahut eskilerden Sergen Yalçın’ın özellikleri var mı. Yani tam bir 10 numara mı?

Hayır tam bir 10 numara değil. Ama farklı özellikleri var. Bu özelliklerini Beşiktaş’ta ne ölçüde kullanır...

Bunu da merak edenler biraz beklesinler.

G.Saray derbisine şurada kaç gün kaldı?

* * *

DAHA da meraklananlara Tabata’nın takım arkadaşı ve Beşiktaş’ın eski kalecisi Murat Şahin’in söylediklerini aynen aktarıyorum...

Takımın çıkarları onun için ön plandadır. En iyisini yapmak için zaman zaman bireysel yeteneklerini kullanır.

Hırsı ile arkadaşlarını ateşler ve oyuna konsantrasyonu sağlar.

Ve anlattıklarının sonuna da şunu ekledi Şahin...

Delgado’dan daha iyi.
Yazarın Tüm Yazıları