Korkmuş!

BİZİM gazetede ‘‘köşe’’ ihsan edilenlerden biri dünkü yazısında beni suçluyor.

Onu hedef göstermişim, korkmuş! Liberal Düşünce Topluluğu üyesi olduğunu yazıyorum, sanki bir ‘‘gizli örgüt ismi’’ açıklamışım gibi korkuyor ve dünkü yazısında bir de ‘‘LDP üyesi olmaktan şeref duyuyorum’’ diyor! İnsan üyesi olmaktan şeref duyduğu kuruluşta ismi yazıldı diye bu kadar korkar mı, hedef gösterildiğini iddia eder mi!

Bunlar Türkiye'de ilginç kimselerdir. Bir günlük gazetecilik deneyimi olmadan, paraşütle köşe yazarı olmuşlardır. Gazeteye gidip gelmezler. Yazılarını evlerinden, bürolarından yazarlar. Çoğunun başka işleri, ticari faaliyetleri vardır. Sonra zora düşünce de ‘‘Vaaaay, beni hedef gösterdi’’ diye ağlaşırlar, kendilerini acındırmaya kalkışırlar.

Üyesi olduğu dernek, Necip Hablemitoğlu için o hakaretleri, aşağılamaları ‘‘mizah’’ olarak yayınlamış!

Sen AB'den para alacaksın, sonra da Türkiye'deki Alman vakıflarının içyüzünü sergileyen Necip Hablemitoğlu'nu aşağılamaya yeltenip soyadından ‘‘Hapıyutmuşoğlu, Hapıyemişoğlu, HableMİToğlu’’ diye söz edeceksin, bunları internet sitenden yayınlayacaksın, ses çıkarmayıp göz yumacaksın, sonra Necip Hablemitoğlu öldürülecek ve ben senin ismini bu kuruluşun üyesi olarak yazınca hedef olduğunu söyleyeceksin!

Ne inandırıcı mantık!

***

Bunların bir başka mensubu olan Mustafa Erdoğan isimli Hacettepe Üniversitesi'nde görevli hukuk profesörü, Fazilet Partisi kapatılmasın diye Anayasa Mahkemesi'ne bu parti adına görüş bildiriyor. Merve Kavakçı'yı savunuyor, yazısında Anayasa Mahkemesi üyelerine hakaret ediyor. Bakınız ne diyor:

‘‘Mahkeme üyelerinin çoğunun formasyonları yaptıkları iş için yeterli değildir. Bu eksiklerini gidermeye de istekli görünmüyorlar. Bilgiye kapalılar. Mesleki merakları bile yok. Geniş görüşlü değiller. Kendilerine emanet edilmiş olan hayati görevi el yordamıyla yerine getirmeye çalışıyorlar ve bundan hiç rahatsızlık duymuyorlar. Türkiye'de özgürlüklerin önündeki engel, özgürlüklerin sistematik kıyıcısı olmaktan rahatsızlık duymayan Anayasa Mahkemesi'dir.’’

Anayasa Mahkemesi üyeleri bu şahsı mahkemeye verdiler. Hakkında ayrıca ceza davası açıldı.

Rahmetli Necip Hablemitoğlu, bunları ayrıca mahkemeye vermişti. Kendisine yapılan hakaret ve aşağılamaların hesabı şimdi yargıda görülüyor.

İşte LDT üyelerinden biri, dünkü yazısında benim kendisini ‘‘hedef gösterdiğimi’’ iddia ediyor. Hem oranın üyesi olmaktan şeref duyarmış, hem de ben ismini yazdığım için hedef olmuş!

Hangisi doğru, hangisine inanalım?

İnançlı adam şeref duyduğu şeyden korkmaz.

Gazete köşelerine paraşütle inmek kolay da, bu gibi konularda çelişkiye düşmeden yazı yazmak epey zor.

O köşelerde liberal ahkám kesmek kolay da, yolunda korkmadan gitmek zor.

***

Liberal Düşünce Topluluğu isimli kuruluşun AB'den para aldığını belgeliyorum, itiraz edemiyorlar. AB parası demek, Alman parası demek! Bu para alınıyor, sonra Necip Hablemitoğlu'na hakaretler yağdırılıyor, Atatürk'le ve ulusal değerlerimizle alay ediliyor.

Bu mizahmış!

Bu hakaretler, aşağılama ve alaylar mizah adına yapılmış!

O insan öldürüldü. Artık aramızda değil.

İnsan bu yayınlar nedeniyle hiç değilse şimdi pişmanlık sergiler, özür diler.

Hiç değilse der ki: ‘‘Bir hata yapmıştık, o yazıları keşke yazmamış olsaydık...’’

Bunu bile diyemiyorlar.

‘‘Yazdıkları asılsız... Hedef gösterildik’’ diye duygu sömürüsü yapıyorlar.

Bu davranışları ‘‘entel’’ ve ‘‘liberal’’ olmakla doğrusu hiç bağdaşmıyor.
Yazarın Tüm Yazıları