'Yavşak işler'

Başbakan, Antalya’daki ’yolsuzluk’ dediği olayın arkasından ’casus saat’ çıktı...

Haberin Devamı

BAŞBAKAN Erdoğan, İzmir’de dün konuşurken, seçimlerin üzerinden 2.5 ay geçtiğini ancak Antalya’da yapılan icraatların ortada olduğunu kayderek "İcraatları ortaya çıkmaya başladı. 2 yöneticilerini görevden aldılar. Bunların hizmet anlayışı bu." dedi. ’Kapalı’ bir ifade ile ne demek istiyordu. Eski AKP’li Belediye Başkanı Menderes Türel döneminde Büyükşehir’e bağlı Lara Düden Parkı’nın işletmesini ihale etti. Büyükşehir’in ekmek şirketi EKDAĞ’ın açtığı ihaleyi ilk başta yıllık 1 milyon TL’ye Yasin Tekdemir kazandı. Ancak Menderes ihaleyi iptal etti; 2. ihale bu kez 315 bin TL’ye Abdurrahman Bozdaş’da kaldı. Bozdaş, AKP yanlısı ve İstanbul yerine Antalya’dan aday olan eski Adalet Bakanı M. Ali Şahin’e yakın bir isim. CHP gelince işletmenin elinden alınacağını anlayan ’işletici’ Abdurrahman Bozdaş, CHP Antalya İl Başkanı Ömer Melli’ye giderek, kendisine ihtar gönderildiğini ve ihale dışı işler yapmakla suçladığını söyledi.

Haberin Devamı

BELGELER BAŞBAKAN’DA

Melli de işletmeciyi Ekdağ’ın Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Ocak’a yönlendirdi. Ocak, yanına CHP Kepez Belediye Meclis üyesi Serdar Tanrıkulu’nu alarak Bozdaş’la görüştü. (Kepez’de iki dönemdir AKP kazanıyor.) İddiaya göre, Tanrıkulu, Bozdaş’tan sorunları çözme karşılığı işletmenin %60’ını istedi. Görüşmeyi Bozdaş, ’casus saat’ ile ses ve görüntü kaydetti. ’Rüşvet’ pazarlığında, avukat olan AKP Antalya İl Başkan Yardımcısı da bulundu. Bu arada Büyükşehir, ihaleyi iptal etti. Olay medyaya yansıyınca 2 CHP’li görevlerinden istifa etti ve parti haklarında soruşturma açtı. Prof. Akaydın bu gelişmeleri "olmaması gereken olaylar" olarak nitelendirdi. (Bu arada, %60 komisyon isteyen Serdar Tanrıkulu’nun, CHP’den aday olması için eski Belediye Başkanlarında Hasan Subaşı’nın Prof. Akaydın’a ricacı olduğu yazıldı.)

Bozdaş iki CHP’liye "Benimle uğraşırsanız bu kayıtları gazetelere veririm" diyerek şantaj yaptığı, ses kayıtlarını medyaya servis ettiği; "Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları ses alma cihazı ile kaydeden kişi, 2 aydan 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılır" diyen TCK’nın 134. maddesinin ihlal ettiği anlaşıldı. Yasaya göre suç işlediği öne sürülen Bozdaş, ortağı Halil Doğan’la

Haberin Devamı

bant kayıtlarını ve haberin çıktığı gazeteleri Başbakan’a götürdü. Kendi anlatımına göre Başbakan kendisine "Ne gerekiyorsa yapın, arkadaşlar da ilgilensin. Allah yardımcınız olsun" dedi.

SİYASİ TUZAK MI

Hürriyet’in Antalya temsilcisi Dursun Gündoğdu, ’Hürriyet Akdeniz’de bu konuda ’7 soruda skandal’ başlıklı ilginç bir yazı kaleme aldı. AKP’lilerin bu işi siyasi arenaya çektiğini, gelişmelerin

’siyasi tuzak’ sorusunu akla getirdiğini belirten Gündoğdu "Bu iş gittikçe çetrefelleşiyor. Nereden bakarsanız bakın, ortada hem kendi adlarına hem partileri adına vahim bir durum var. Ancak benim takıldığım şu, bu işletmecinin yerinde bir gazeteci olsaydı, casus saatle bu rüşvet pazarlığını kaybetseydi ve bunu gazete veya TV’de yayınlasaydı, TCK’nın 134. maddesi hemen işletilir ve gözaltına dahi alınabilirdi. Bırakın elinde ’casus saat’ ile Başbakana gitmeyi, Başbakanlıkta ağırlanmayı, mahalle karakolunun nezarethanesindeki demir ranzada oturup mahkemeye çıkarılmayı beklerdi" diyor.

Haberin Devamı

AKP, Deniz Feneri’ne karşı ’CHP’nin 1 trilyonu’ndan sonra Antalya’daki ’rüşvet iddiası’nı gündeme taşımak istiyor. Hiç kimse sütten çıkmış ak kaşık değil.

'İskele babası' olmayın

POLATLI Mahir Yavaş, Babalar Günü için ’Baba’ şiirini göndermiş:

"Evimizin direği, altın gibi yüreği eşek gibi çalışır, sanki sağmal ineği.

Ona biz baba deriz o getirir biz yeriz, bulamayız dünyada onun gibi bir keriz.

Varlık yokluk bilmeyiz, sıramızı vermeyiz, siparişler gelmezse babamızı sevmeyiz,

Hasta oldum diyemez biz doymadan yiyemez, ne mankafa uşaktır, yeni bir şey giyemez.

Etrafını sararız, köpek gibi dalarız dediklerimiz olmazsa anamızı salarız."

"Unutmayalım, çocuklar doğduğunda dişleri çıkana kadar anaları, dişleri dökülene kadar babaları bakar."

Hoşça ve sağlıklı kalın babasız kalmayın, sakın ’İskele babası’ olmayın.

Polatlı Mahir YAVAŞ

Haberin Devamı

İran’ı iyi anlamak için...

İRAN’ı iyi tanıyan araştırmacı-yazar Ercan Dolapçı köşemiz için yazdığı "İran’da neler oluyor?" yazısından satırbaşları şöyle:

İran’da kuşkusuz bazı sıkıntılar var. Ancak bugüne kadar bu şekilde ifade edilmemişti. İran’ın uzun yıllar enflasyon ortalaması %15 civarında. Son 1.5 yılda enflasyon resmi rakam olarak %25’e, sokakta ise 35’e çıktı. Nüfusunun büyük çoğunluğu gençlerden oluşuyor. Ambargolar yüzünden dış yatırım gelmiyor ve işbirliği yapılamaması nedeniyle ekonomi istenilen düzeyde değil ve bu nedenle işsizlik artıyor. Bu sıkıntılar muhalefetin işine yaradı ve kullandı. İhracat 63 milyar, ithalat 51 milyar dolar, döviz rezervi ise 82 milyar dolar civarında.

Haberin Devamı

Museviciler seçim yapılmadan "5 bin oy sahte seçmen var" söylentisini yaydılar. Muhalefet seçim sonrası ısrarla "seçim iptal edilsin" diyor. Oysa seçimde hile varsa buna ilişkin somut örneklerle itiraz etmeleri gerekiyor. Yönetim, seçimin iptal edilmesinin mümkün olmadığını söylüyor. Muhalefet bunda ısrar ederek ülkeyi ’kaosa’ sürüklüyor.

Musevi’nin uzun yıllar sesi çıkmıyordu. Bu seçimde Hatemi tekrar ortalıkta gözüktü. Ancak aday olmadı ve Musevi öne sürüldü. Musevi’yi geçen seçimde Ahmedinejad’ın 2. turda %60 oy farkıyla yendiği Rafsancani de destekledi. Her iki isim de, ABD ve Batı’ya ılımlı bakıyor. Rafsancani savaş yıllarında ’İrangete skandalı’nın kahramanı... ABD’den gizli silah alımını yapan kişi.

İran’da öyle rejim değişikliği getirmez. Rejim güçlüdür.

’İranlılık kimliği’

 Ahmedinejad’ın seçim simgesi İran bayrağıydı. Muhalefet ise bunun ’yeşil’ini aldı ve ’pembe’yi çağrıştırır şekilde öne çıkarıyor. Ahmedinejad’la İran’da ’İranlılık’ kimliği gelişti. Daha önce % 42 oranında ’İranlıyım’ diyenlerin oranı şimdi %64’e çıktı. Ahmedinejad din adamı değil. Aslında adayların içinde bu anlamda en ’laik’ olanı! Diğer adaylar dini kimliği öne çıkardılar. Batının ’reformcular’, İranlıların ise ’Islahatçı’ dediği kesim güçsüz ve eylemlerle güçlenmeye çalışıyor. Ciddi bir programı yok. Çözümsüzler... Sadece süslü söylemlerle gençleri peşlerine takıyorlar. Olgun ve emekçi kesim Ahmedinejad’ın arkasında. Sürgünde yaşayan 5 milyon İranlı’nın çoğu Musavi’nin arkasında.

 

Yazarın Tüm Yazıları