Pazara çıkalım da vitrine mi bakalım

ÇARŞI-pazar harekete geçsin diye üretilen sloganlardan biri de "Eve Kapanma Pazara Çık"mış!

Sanki millet alışverişten bıkmış usanmış sıkılmış yorulmuş da o yüzden alışverişe çıkmıyor.

Parası olanlar alışverişin daniskasına çıkıyor zaten kimse merak etmesin.

Onlar çıkıyor da milyonlarca ’yığın’ ne yapıyor?

Sokaklar artık eskisi gibi insan kaynamıyor.

Alışveriş merkezlerinde 50 kişiyi bir arada görmek neredeyse olanaksız.

Bırakın alışveriş yapmayı insanlar parasızlıktan evden dışarı çıkamıyorlar.

Dolmuş veya hurda belediye otobüsü parası ile gün boyu bir simit ve bir çay parası nereden baksanız 10 TL. Tuvalete de sıkışmayacaksınız, çünkü o da kimi yerlerde 1 TL...

Yani işsiz birisi iş aramaya çıksa günlük bu kadar paraya ihtiyacı var... İş bulsa alacağı ücretin yarısı zaten bu kadar ediyor.

Emekli memur, işçinin ücreti de o kadar. Yani şöyle bir çarşıyı, bulvarı görmeye gitseler, iki tane mağaza vitrinine bakmaya yeltenseler günde 10 TL harcamak zorundalar. Maaşları da 600 TL mi ne?

Bu sloganı üreten ve ekonominin başında bulunan muhteremler, milletimizi ACTION (Ekşın) hale getirmeden evvel kendileri bir çarşı-pazara inseler iyi olur!

Dört çeşit yemeği 3 TL’ye satmaya çalışan şehrin merkezindeki lokantaların boşluğunu görünce durumun ne olduğunu belki anlarlar.

Gariban Memet’e "Haydi Memet Bugün Alışveriş Günüdür" deme yerine bu ülkenin parası, pulu nereye gitti, ona bakılsa daha gerçekçi olunur.

Hoş insanımız da o gerçekliği soracak sorgulayacak kıvamda değil ya ! Neyse!

Bu nedenle slogan gözlerinde bir mum ışığı pırıltısı yaratmıştır belki de...

Hadi bakalım!

Cemal YEŞİLYURT

Lezzet ve sunum önemli

HERGÜN keyifle okuduğum gazetenizin Ankara Eki’ndeki köşenizde, Bigchefs Cafe

ile ilgili yazıyı okudum. Okurununuzun bu yazısını cevaplamak istiyorum:

Bilindiği üzere Hürriyet Gazetesinin geleneksel hale gelmiş ’en iyi 10’lar sayfası geçenlerde işletmemizinde içinde yer aldığı en iyi 10 et lokantalarını seçmiştir. Bu gazetenizin tamamen tarafsız ve habersiz olarak yaptığı değerlendirmelerden sonra yayınlamaktadır. Bizim konseptimiz aslında cafe brasserie tarzında olup, menüsünde birçok farklı mutfak ve çeşitten yemeği bulundurmaktadır. Etlerimiz ise bu geniş menü içerisinde bir bölüm oluşturmaktadır. Bu etler gramaj ve özelliklerine göre farklılıklar göstermektedirler. Etlerimizin seçimine,ön hazırlığına ve pişme derecesine çok özen göstermekteyiz. Başta Hürriyet Gazetesi olmak üzere bize değer veren sayın jüri üyelerinin takdirleriyle bu ödüle layık görüldüğümüzü gazeteniz aracılığıyla öğrenmiştik. Listeye giren diğer restoranlar da ağırlıkla kebapçılardan ve Amerikan usulü Steak yapan restoranlardan oluşturulmuştu. Buradan bizim anladığımız, lezzetli et yapan yerler bu listeye girme başarısını göstermiş. Öncelikle biz ağırlıklı bir et lokantası değiliz ama lezzetimiz ve sunumumuz bizi bu ödüle taşımıştır.

Diğer yandan gazetedeki haberde etlerin 3-3.5 cm olmasından, bizler tarafından yanlış bir ifade kullanılması sonucunda tüm etlerin bu ölçüde olduğu anlamı çıkmaktadır. Ancak bu sadece steakleri kapsayan bir ölçüdür. Menümüzde yer alan diğer etlerin bu kalınlıkta olmayacağı kolaylıkla tahmin edilebilir.

Yaptığımız iş gereği bu ve benzeri sorunlarla zaman zaman karşılaşabiliyoruz ve misafirlerimizin memnuniyeti içinde en kısa sürede çözümler bulabiliyoruz.

Bugüne kadar Ankara’ya Cafemiz, Kuki; Quick China gibi birçok restoran markaları kazandırıp en son Bigchefs Cafe zinciriyle yüzlerce insanı istihdam eden biri olarak sizin bizleri hiç tanımadan ve denemeden sayın hanımefendinin yargısız infazını içeren bu mektubu yayınlamanız bizi çok üzdü.

Dünyanın ve ülkemizin de yaşadığı ekonomik zorluklar içerisinde yatırım yapmanın ve markalaşmanın ne kadar zor olduğunu sizin ve hanımefendinin takdirlerine bırakıyorum.

Ben ve ekibim her zaman en iyiyi ve doğruyu, ilke edindiğimiz dürüst ve namuslu işletmecilik anlayışla sürdürmeye devam edeceğiz. Gamze CİZRELİ

Binin tepemize

ÇETKODER Genel Başkanı Mustafa Göktaş, hükümete, iktidara, meclise, idare edenlere sesleniyor:

"IMF ha bire bize çöküyor; tefecinin borçluya çöktüğü gibi...

Bu hükümetin bize külfeti, istekleri bitmiyor.

Siz almaktan başkaca bir şey bilmez misiniz?"
Yazarın Tüm Yazıları