Aşk neredeysen bu yaz çık dışarı

Bir arkadaşım Robert Pattinson’lı “Twilight”ı (Alacakaranlık) daha yeni izlemiş, resmen depresyonda: “Böyle tutkulu bir aşk yaşamak bana nasip olmayacak mı yarabbi” diye geziniyor ortalıkta.

Haberin Devamı

Bir başkası, “Kızlı erkekli dışarı çıkmıştık dün gece, herkes kendine flört buldu, bir tek ben kaldım, olacak iş mi?” diye dert yanıyordu.
“Bize ne yahu arkadaşlarından?” diyebilirsiniz.

Doğru, ama dile getirdikleri hayli kamu malı dertler.

O yüzden aktarıyorum zaten.

Ayrıca: Herkese bir şey oldu demek istiyorum.

Şarkıdaki gibi; olanlar oldu.

Baharla birlikte malum aşk/flört/çiçek böcek tribine fena girildi.

Ama bu sonsuz arayış şimdilerde daha da şiddetlendi. Neden?
Gece hayatının nabzını tutan işletmecilerden biriyle sohbet ederken, şöyle diyordu geçenlerde: “Herkes yazın gelmesini bekliyor. Çok sıkıldık, sıkıldılar. Bu yaz Ramazan’a kadar dibine kadar eğlence ve aşk arayacak millet” (“Ramazan’a kadar” lafı da ayrıca tartışılır.
Ramazan’la beraber hayat tamamen bitiyor mu?)

Neyse, galiba dediğinde haklı. Kriz, Ergenekon, şu bu derken herkes (ya da genç-orta genç jenerasyon diyelim) gönül telini titretmek, yayları fena halde gevşetmek istiyor.

Bu yaz o bakımdan öncekilere göre şiddetli geçecek gibi, hazır olun...

Haberin Devamı

KLİP ATLASI

MANGA / Dünyanın Sonuna Doğmuşum
Vedat Özdemiroğlu ne zaman bir sit-com’da oynayacak? Kendisini kredi kartı reklamında ve son olarak Manga’nın klibinde izlerken aklıma bu soru takıldı.
Eli yüzü düzgün bir projede bence şahane olur Özdemiroğlu: Soğuk, patavatsız ve dil cambazı bir karakterle.
Dönelim Manga’nın klibine... Vedat Özdemiroğlu şarkının çizdiği ruha uygun bir adamı canlandırıyor. Yani: Televizyonla, onun yarattığı dünyayla kendini ciddi ciddi kaybeden, yoldan çıkan bir adam. Yarışmalara katılıyor, ödüller kazanıyor, programlarda aşk arıyor, filan. şarkının sözleri zaten her şeyi dört dörtlük anlatıyor: “Ayna, ayna hadi söyle benden daha gamsızı var mı / Ayna, ayna hadi söyle benden daha arsızı var mı?”.
Ne diyeyim, son zamanlarda gördüğüm en eleştirel, en derdini şahane anlatan klipti Manga’nınki. 10 üzerinden yıldızlı 10.

HANDE YENER / Hayrola
şarkı güzel, dilime takıldı, çünkü sloganı sakız. Ama klipten emin değilim. Ucuza kotarılmasına rağmen sado-mazo görüntüleriyle filan çok konuşulan “Hipnoz” bile daha orijinaldi sanki. “Hayrola”nın klibinde ise fazlaca bir Madonna rüzgarı var. ıkili-üçlü Hande’ler “Give It 2 Me”yi anımsatıyor, yatakta bir sağa bir sola garip hareketler yapan Hande ise “Hollywood” klibindeki bazı kareleri...
Tamam, birebir asla değil, ama anımsatıyor işte. Yine de: Olacak, Hande Yener iyi bir yolda, ikinci klipte kendi dünyasını daha çok yansıtacak. Eminim. 10 üzerinden 7.

Haberin Devamı

SILA/ Sevişmeden Uyumayalım
şarkı patladı, her yerde çalıyor, tamam. Ama o klip nedir öyle Sıla? Çok kötü olduğunu geçenlerde kardiyo üzerinde koşturup bir yandan da ekrana bakarken fark ettim. şarkıyı duymuyor, sadece klibi izliyordum. Jartiyerli, panda makyajlı, göğüs/sırt dekolteli Sıla sanırsınız “Of Of kömür gibi yanıyorum”u filan söylüyor.
Kim, neden, hangi mantıkla bu klibi çekmiş anlamadım.
Ve Sıla neden “zoraki seksi kadın” olmuş? 10 üzerinden 1.

Nasıl geçti habersiz Asmalımescit’li hafta sonu

OTTO SOFYALI... Erken saatlerde gitmemek lazım. Hani kepenkleri indiriyorlar ve dışarıdan bakıldığında kapalıymış, “ıçerisi partiden yıkılıyormuş” hissiyatı veriyorlar ya kamuoyuna.
ışte o zaman, yani 01.00 gibi damlamalı buraya...

NOVO...
Bol bol yabancı var. Ve yabancı flört arayan/isteyen Türkler. Küçük, kalabalık ve eğlenceli.

CAFEPİ... Badigardı, “ıçerisi dolu, alamayız” dedi. Herkesi bekletiyordu. Laf olsun torba dolsun. Eski bir taktik. Yemedik tabii. Cafepi’yi protesto ettik.

KULP.... Babylon’un karşısında. Küçücük bir yer. Temiz bir rock bar. Yeni bir keşif, kendi halinde.

CUBA... İnsanların latin müziğin etkisinden olsa gerek en çok yakın temas halinde olduğu yer. Sarılan, öpüşen gırla. Hoş, çok hoş...

SOKAK ARASI... Bazı barlar dışarıya “tekila shot” masaları kurmuşlar. 4 liraya shot yapıp yürümeye devam ediyorsun. Ayaküstü servis yani.

LEBLON... Ne yalan söyleyeyim, ilk kez girdim. Girer girmez de beni baydı. Ruhumu daralttı.

GROOVE... Otto kadar popüler olmak üzere. Ama girişte 15 lira ücret alacak ne var içeride? Canlı müzik mi? Yoo...

Yazarın Tüm Yazıları