Hürriyet günlüğü

HESSEN, 6 milyon nüfuslu bir eyalet; en büyük kenti de Frankfurt... Finans, banka ve sigorta kentinde dünyadaki modaya uygun Almanya’nın en çok gökdeleni olan Frankfurt’ta imar hareketleri dikkat çekici şekilde başlamış. Ama... Krizin etkileri de hemen ortaya çıkmış; bir süre önce açılan Myzeil Alışveriş Merkezi’nde birçok dükkan boş... Oper Turm adlı ikiz gökdelenin inşaatı tamamlanmamış. Çinlilerin yapmaya başladığı bir otelin inşaatı yarıda kalmış.

Haberin Devamı

Almanya, işçi olarak çağırdığı babaların çocuk veya torunlarını polis yapıyor

Hürriyet’in Avrupa Tesisleri kent merkezine 15 km; Avrupa’nın en büyük havalimanlarından Rhein-Main’a 10 km. uzaklıkta. Tesislerin bulunduğu Mörfelden-Walldorf kasabası, Türk basınının merkezi de sayılıyor. Doğan Grubu’nun yayınları dahil 18 yabancı günlük ve haftalık gazete basılıyor. Önceki gün anlamlı bir etkinlik vardı Hürriyet’in tesislerinde. Hessen Eyaleti İçişleri Bakanı Volker Bouffier ile Güney Essen Emniyet Müdürü Gosbert Dölger’in birlikte gerçekleştirdikleri ziyaretlerinde ilginç görüntüler vardı. Türkiye’de olsaydı bu ziyaretin kaç araç ve koruma ile yapılacağını söylemeye gerek yok. Bakanın bir şoförü ve koruması vardı sadece; Emniyet Müdürü ise makam aracını kendisi kullanıyordu. Doğal olarak uzaktan dikkat çekiyor... Tesise girerken, ana giriş kapısında ’özel güvenliğin’ personel şefi Levent Asma, bakan ve emniyet müdürüne bir şeyler söyledi. Onlar da kimliklerini göstererek giriş yaptılar bahçeye... Ayrılırken Asma’ya "Bizi çok sıkı kontrol ettiniz" demiş Emniyet Müdürü, o da "Ben sadece görevimi yaptım" yanıtını vermiş. Böyle bir tablo Türkiye’de yaşanabilir mi? Yanıtını anlatmaya gerek yok.

GÜNÜN SÖZÜ
"Türkiye-Ermenistan
arasındaki tarihi yaraların, tek yönlü suçlamalar bir tarafa bırakılarak karşılıklı olarak sarılması son derece gerekli ve yararlı olacaktır. Ermenistan işgal altındaki Azerbaycan topraklarından çekilmeden Türkiye’nin Ermenistan sınırını açması, Türkiye’nin uzun hedefli ulusal çıkarlarıyla asla bağdaşmamaktadır. Kaş yapayım derken göz çıkaracağı unutulmamalıdır."
Prof. Dr. Hakkı KESKİN-Federal Almanya Sol Parti Milletvekili


Ziyaretin amacı, Türk gençlerini polislik mesleğine özendirmek ve Hürriyet’in bu konuda İçişleri Bakanlığı’na verdiği desteğe teşekkür etmek... Şunu belirtmek gerekiyor; Hürriyet Avrupa’da önemli bir marka; Türk gazetesi denilince Almanların aklına önce Hürriyet geliyor. Avrupa için referans gazetesi de demek gerekiyor.

Çok içten duygularla sorgulanırsa, iyi ki Hürriyet Avrupa’da var.

İçişleri Bakanı Volker Bouffier’in bakanlıkta 10. yılı. Görevine ve partisi CDU’nun programına sadık bir isim. Roland Koch, önümüzdeki seçimlerde Berlin’e giderse eyalet başbakanlığının Bouffier’e kalabileceği konuşuluyor. Türkleri seven Bakan, Türk toplumunu Hürriyet’in yayınlarından izliyormuş... Polislik mesleğine alınacak öğrenciler için duyurular yapmışlar ama Türk kökenli gençlere ulaşamamışlar. Bu nedenle de Hürriyet’le personel alımı konusunda işbirliğine girmişler. Hürriyet’in gücü biliniyor. (Ek bilgi; iki yıl önceki bir araştırmaya göre, Avrupa’da 30 bin noktaya dağıtılan Hürriyet, 14 yaş üzerinde 565 bin kişi tarafından okunuyor. Bu %32’lik bir okur kitlesi anlamına geliyor.)

Hessen Eyaleti’nde 400 kişiye bir polis düşüyormuş... "Göçmen kökenlilere, özellikle de Türklere ağırlık vermek istiyoruz" diyor Bakan... 50 yıl önce işçilik ve çöpçülük yapmak üzere gelen ilk neslin çocukları veya torunları olan genç polislerle tanıştık. Hepsi pırıl pırıl... Lise üzeri üç yıllık eğitimle polislik mesleğine başlamışlar. 100’e yakın gencimiz arasında 10’a yakın da kızımız var. (Eyalette göçmen polis sayısı 300’e yükselmiş.) Türkçesi ve Almancası mükemmel... Çok mutlular, ne Almanların kendilerine ne de kendilerinin ’suçlulara’ ayrımcı bir muamelesi yok.

Polis olmak için Alman pasaportu şart koşulmuyor, sadece beş yıl Almanya’da oturmak yeterli... Mesleğe adım atan bir polis stajyerinin aldığı maaş 1000 Euro’ya yakın.

Bu polisler ne yapacak? Yıllar itibariyle suçlar değişiyor. Örneğin bir TIR Almanya’ya giriyor; uyuşturucu da getiriyor; insan da kaçırıyor... Asayiş suçları her zaman değişebiliyor.

Avucunda kül toplatan emniyet müdürümüz var


TÜRK kökenli polislerin arasında, mesleğe 15 yıl önce başlayan bir komiserle mesleği üzerinde sohbet ederken ilginç şeyler söyledi: "Bu etkinlikte bize, Hürriyet’in kendi yayınlarından, Bild Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekman ve Ertuğrul Özkök’ün yazdığı ’Süper Dostlar’ ve A. Doğan Yalçındağ’ın ’Gençlik ve Uyum’ kitabı ile Hürriyet kalemi verilecekti. Yasal olarak polislerin hediye kabul edemeyeceği kuralı nedeniyle bunları alamayız, dedik. Ancak Hürriyet’in o günkü sayısından alabilirdik. Görevde olduğumuz için buluşmada abartılı ikram istemeyiz, içki içmeyiz. Bize bunları öğretiyor müdürlerimiz."

Türkiye ile Almanya arasındaki polislik mesleğinin farkını sorunca bize çarpıcı bir anısını anlattı Türk komiser: "Geçmişte bazı müdürlerimizle İzmir’e davetli olarak gitmiştik. Bir emniyet müdürü sigara içiyordu, yanındaki koruması da avucunu açarak küllerini topluyordu. Çok yadırgadık, Almanya’da bir müdür böyle bir şey yapmaya cesaret edebilir miydi? Mümkün değil..."

Uzmanlara göre, ilerde Almanya’nın nüfusunun % 50’si göçmen kökenli olacak. Bu nedenle şimdiden ’çok dilli’ kadro hazırlanıyor; Almanya bu nedenle ’toplumsal değişim’e hazırlanıyor. Polisin esas görevi suçsuz insanları korumak olmalıdır, değil mi?

Baykal farkı

ÖNCEKİ gün Obama TBMM’de kendisinden Clinton etkinliğinde bir konuşma yapmasını bekleyenleri biraz hayal kırıklığına uğrattı. Ve yine Meclis’teki görüntü gerçekten Türkiye’ye yakışmadı. Kendisini dinleyenlerin yüzde doksanının kulağında kulaklık vardı, hükümette dahil.

Nerede yapacağı vurgudan sonra alkış alacağını iyi biliyor ama beklemek zorunda Obama. Yani bir ’one munite’ durumu var. Önce tercüme bitecek ki bizim vekiller anlasın ne dedi Barack Obama.

Onunla tercüman vasıtası ile konuşmayan tek parti lideri vardı; o da Deniz Baykal.

Hani şu bir türlü beğenmediğiniz Baykal.

Ve mesajı çok etkili idi Sayın Baykal’ın, Obama’ya resmen, ülkemin laik sistemi ile stratejik menfaatleriniz uğruna oynamayın, dedi. Ayrıca yargı ve basın özgürlüğüne vurgu yaparak, bu erklere karşı yapılan operasyonların arkasında durmayın da dedi.

Umarız Sayın Obama bu mesajları iyi anlamıştır.

CHP’ye hepimiz sahip çıkalım.

CHP hataları ve sevapları ile bir yürüyüştür. Konjonktürel partiler gelir ve geçer, önemli olan çağdaş yolda taviz vermeden yürüyebilmektir.
Zeki KIRLI

Yazarın Tüm Yazıları