Maliye MüsteÅŸarı'ndan cevap var

Güncelleme Tarihi:

Maliye Müsteşarından cevap var
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 01, 2009 11:38

Az önce Maliye Bakanlığı aradı. Fatma Hanım gibi birçok benzeri talep geldiğini söylediler.

Haberin Devamı

Müsteşar Hasan Basri Aktan şu mesajı verdi:

''Engelli vatandaşlarımızın bu sorunlarını inceleyip, gereğini yapacağız. Lütfen mustesarlik@maliye.gov.tr bu adrese adlarını, soyadlarını, TC Kimlik No'larını ve başvuru belge numaralarını bildirsinler, inceleyelim''

Â

 

1959 doğumlu engelliyim.%40  raporumu  Ankara’da oluşturulan kurul  %35  düşürdü   .Bu Hükümet  hastanelerde  oluşturduğu  sağlık kurullarına inanmıyor. Özel sektörün çalıştırmak zorunda kaldığı  %2 engelli   % 1 eski mahkum kotasını kaldırdı.Engellilere bunları reva gören hükümet sağlamları herhalde diri diri gömecek.

Haberin Devamı

Sosyal devleti yok etmeye çalışıyorlar esefle kınıyorum.

 

Yunus TAÅž

 


Sayın Fatih ÇEKİRGE, Fatma Hanım' ın isyanı başlıklı yazınızı okudum. Bende imkan buldukça yazılarınızı okuyorum ve sizi takdir ediyorum. Ben de bir kamu kurumunda % 43 özürlü bir memur olarak görev yapmaktayım. Bu hantal bürokrasi ve hantal devlet yapısına birde iş bilmeyen sözde özürlü olmayıp ta beyinsel özürlüleri eklediğimizde bende bu rapor konusunda mağdur edildim. Gerçi benimkisi Fatma hanım' ın ki gibi değil ama. neyse uzatmadan konuya gireyim. Ankara' da adı ve kendi büyük bir Tıp Fakültesinden almış olduğum raporla kamuda özürlü olarak işe başladıktan sonra vergi indirimi için bulunduğum ilçedeki Vergi Dairesine müracaat ettim. Oradaki iş bilmeyen zekâ özürlü görevli elimdeki TIP Fakültesi raporunun geçerli olmadığını, TAM TEŞEKKÜLLÜ bir hastaneden tekrar rapor almam gerektiğini ve beni sevk edeceklerini söylediklerinde aklıma ilk gelen iki hastaneden biri Bursa Tıp, diğerine Eskişehir Tıptı. Ancak ne hikmetse tam teşekkülü olmayan il devlet hastanesine beni sevk ettiler. Buraya kadar ki enteresanlıklar bir yana Devlet Hastanesine elimdeki raporla müracaat ettiğimde doktorlar Tıp Fakültelerinden alınan raporun kendilerince sayılmayacağını beyan ettiklerinde kendilerine ne mezunu olduklarını sordum TIP dediklerinde bende sizin doktorluğunuzu saymıyorum o zaman dedim. İş çığırından çıktı. Beni kavga dövüş tam 1 ay bekleterek heyete sevk ettiler. Heyet üyelerine bu hastanenin tam teşekküllü olup olmadığını sordum. baş hekim alaycı bir gülüşle tabiî ki dedi. Bende o zaman bana ONKOLOJİ (Kanser) departmanlarının nerede olduğunu gösterimisiniz dediğimde ise alaycı tavrı birden değişti ve bana yok dedi. Bende onlara nasıl o zaman tam teşekküllü olursunuz diyerek elimdeki Tıp Fakültesi Onkoloji bölümünden alınmış raporu ibraz ettim ve ya aynısını verirsiniz yada sizi mahkemeye veririm diyerek çıkıp gittim. daha sonra vergi dairesinden bana 3. dilim indiriminden faydalandığıma dair yazı gönderdiler ve 6 yıldır yararlanıyorum.
Umarım özürlü olmadığını iddia eden bu özürlüler bir gün gelir değişirde insanlar rahat bir nefes alır. Saygılarımla size iyi çalışmalar dilerim....

 

Haberin Devamı

Merhaba Fatih Bey,

 

Aslında yazmak istediğim çok şey var fakat mail yoğunluğunuzu tahmin ettiğim için uzatmıyorum.

 

Hürriyet.com.tr’de 2 Milyon kişi olduklarını yazmışsınız. Lütfen bizleri de dahil edin. O sayı o zaman sanırım 2 milyonu da aşacaktır.

 

Saygılarımla,

 

Pinar ADANALI 

 

 


Â

Merhaba Fatih Bey,

 

Az önce Fatma hanımın isyanını adlı yazınızı okudum.Fatma hanım yalnız deÄŸil.Ben de bir özürlü bayanım ve çocuklukta Almanya'dan alınmış,yıllar önce burada Tr.'de alınmışÂ%40 raporlarım olmasına raÄŸmen ÅŸimdi %19 rapor aldım.Benim bildiÄŸim kadarıyla bedensel engeller yaÅŸ ilerledikçe engelde ilerler ama maalesef bizim engeller de iyileÅŸme olmuÅŸ.Buna benzer bir çok insan tanıyorum.Hata Bakırköy'de heyete girerken bende kötü durumda olanlar vardı da%20 fazla vermediler.Tabiî ki isyan etmemek elden deÄŸil.Ben daha önce bütün ÅŸehri yaya gezsem yorulmak nedir bilmezdim ama ÅŸimdi bir 100 mt gitsem elimle ayağıma destek vermek zorunda kalıyorum,aniden tökezleyip düşecek oluyorum.Zaten yollar kaldırımlar malum herkes biliyor.

Haberin Devamı

 Bu nasıl memleket, bu nasıl insana verilen değer anlamış değilim.Bazen böyle bir memlekete yaşadığım için utanıyorum.

 


Fatih bey merhaba,

 

Engellilerimizle ilgili yarattığınız gündemden dolayı sizi kutlarım.

 

Ben 17 yıldır engelli çocuklarımıza özel eğitim hizmeti veren bir kurumun kurucusuyum. 2006 yılında meclisimizde kabul edilen yasa ile sosyal güvencesi olsun olmasın tüm engelli çocuklarımızın eğitim ihtiyacını karşılamak üzere milli eğitim bakanlığının bütçesine ödenek kondu.

 

EÄŸitim gören engelli çocuklarımızın sayısında inanılmaz bir artış oldu ve bu çocuklara hizmet veren kurum sayısı 2000 lere yaklaÅŸtı. Ev ev dolaşılarak yaklaşık 200 bin çocuÄŸumuz eÄŸitim ortamlarına çekildi. Bu süreçte görüldü ki sanıldığı gibi 7 milyon engellimiz deÄŸil 700 bin dolayında eÄŸitime ihtiyaç duyan engellimiz varmış.Â

Haberin Devamı

 

Elbette bu süreçte devletin verdiği eğitim desteğini suiistimal eden kimseler çıktı. Gazetenizde bu konuda haberler çıktı. Bu istismarlar doğru olmakla beraber oldukça abartıldı.

 

Engellilerin eğitimi ile ilgili bürokratlar bu istismarları fırsat bilerek yeni bir düzenlemeye gitti. Haziran 2008 de özürlüler yasasında yapılan değişiklikle, engelli çocuklarımızın özel eğitim haklarını önemli ölçüde sınırlayacak düzenlemelerin önü açıldı. Asıl görevi engellinin eğitimini teşvik etmek olan kurumlar, engellinin eğitimini nasıl kısıtlarım? anlayışıyla hareket etmeye başladı.

 

Yapılan suiistimalleri denetim yoluyla önlemek yerine , özel eğitim kurumlarına yönelik savaş açmayı tercih ettiler. Gelinen noktada özellikle engellilerimizin teşhisi ve eğitim ihtiyaçlarını planlamaktan sorumlu olan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, engellilere verdikleri raporlar ile eğitimin önünü kesmeye başladı. Engelli çocuklarımızın yoğun özel eğitim ihtiyacı olmasına rağmen "devletin parası boşa gidiyor" anlayışı ile bir yıl yada aylarla sınırlı hale getirilmeye başlandı.

Haberin Devamı

 

Yılların birikimini özel eğitim alanına yatıran bizleri de "devleti soyan" kişiler olarak ilan etmekten çekinmediler. Halen özel özel eğitim okullarına devam eden ve geneli alt sosyo ekonomik düzey ailelerden gelen çocuklarımızın eğitim giderlerini "ailenin" karşılaması istenmektedir. Bu süreç böyle devam ederse bizler okullarımızı kapatmakla karşı karşıya kalacağız. Yaptığımız girişimlerin pek çoğu belli bir grup bürokratın geçiştirmesi ile sonuçsuz kaldı.

 

Bir yandan siyasi otorite yaptığı düzenlemelerin çağdaşlığından söz ederken öte yandan bürokratik yollarla bu çağdaşlığın ters yüz edilmesini kaygıyla izlemekteyiz.

 

Sonuç olarak engellinin yaşamında en önemli destek olan "özel eğitim", hangi amaca hizmet ettiği pekte anlaşılmayan bir kaç bürokratın hırsına kurban edilmek üzeredir.

 

Bu konuda kamuoyunu bilgilendirmede desteğinize ihtiyaç duymaktayız. İlgilenirseniz daha ayrıntılı bilgi vermeye hazırım.

 

Saygılarımla

 Bedi Aydın


32 yaşında engelli bi vatandaşım ben diğer engelli  arkadaşlarımdan şanslıyım zira kendi başıma hareket etmekte çok fazla problem yaşamıyorum.29 Mart Genel seçimlerde bir çok engelli vatandaş gibi bende oy kullandım ama okula ulaşmak ne mümkün araç park edecek yer bulamadığımdan 1 km ye yakın yürüdüm Allahtan okulun giriş katındaydı oy kullanacağım sınıf.
 
Çok fazla konuyu uzatmadan bir çok engelli arkadaşımın muzdarip olduğu bir konuyu gündeme taşımanızı istiyorum. Malum kentin bir çok yerinde engelli park yerleri var hani mavi bir levha üzerine tekerlekli sandalye ibaresi olan park levhaları ama onun altına park etmek ne mümkün kent merkezinde (ulus ve kızılayda) işim olmaması için dua ediyorum veya normal vatandaşlar gibi aracımı otoparka bırakıyorum. Geçen akşam İzmir caddesinde ayakkabı dünyasının yanındaki engelli park yerine park etmek istedim ne mümkün BMW marka siyah büyük bir araç camındaki kartta ise 23. dönem TBMM kartı var trafik polisini çağırdım abi biz ne yapalım kanunu çıkaran adamlar bu kurala riayet etmezse vatandaş hiç etmez diyor haklı Avrupa ve Amerika’da engelliler için ayrılan yerlere hiç bir araç kesinlikle park etmezken bizde karşınıza sizin için ayrılmış yere park etmiş bir araç veya boş bulduğunuz engelli park yerinde otopark değnekçileri çıkıp 5 lira para istiyorlar. Orası benim hakkım ben bedava park ederim dediğinde ise ya sen bilirsin araban güvende olmaz cevabıyla veya hakaretle karşılaşıyorsunuz.
 
Şimdi son olarak soruyorum Beyni engelli yöneticilere madem o levhaları oraya diktiniz neden engelli plakalı araçların park etmesini sağlayamıyorsunuz? Bir kaç tane kendini bilmez otopark değnekçisiyle veya yolcu almak için bekleyen sizin yerinize park etmiş taksiciyle bizi muhatap ediyorsunuz?
 
Çözüm kolay her park yerinin altına bir trafik polisi dikecek değilsiniz ama bir kaç yerde ibreti alem için oraya park etmiş normal plakalı araçları çekersiniz görün bakalım bir daha aynı yere park edebilirler mi?
 
BaÅŸar UYANSOY

 


Başvuru belgemi  kaybettim  çünkü sinirimden yırttım. Daha önce İzmir Alsancak devlet hastanesinde %40 rapor almıştım. ve hiç vergi indiriminden faydalanmak için başvuruda bulunmadım.
Bundan 1,5 ay önce emekli olmam için başvuruda bulunmak gerektiğini söylediler. Bende başvuruda bulundum. Beni devlet hastanesine sevk ettiler. Daha sonra Ankara dan vergi indirimden faydalanamadığıma dair yazı aldım ve şok oldum. yani şimdi ne yapacağımı bilemiyorum.
yardımcı olursanız çok ama çok sevinirim. Sevgi ve saygılarımla...

 

Muhittin Yalçın


 

'Maalesef Türkiye'de yaşıyorum'

 

 

Konulu yazınızı okudum..Ve ben de etkilendim..Bir okuyucunuz olarak lütfen o imam hatip okulunun müdürü olan kişiyi o yurttaşımız  aracılığıyla  belirleyin ve  adını duyurun..madem bu kadar düşüncesizlik yapmayı göze  alıyor, sonuçlarına da katlansın… Ve hangi bakanlık ilgileniyorsa kınama cezası versin...çünkü sadece bunu yazmakla ve okutmakla kalırsak bir arpa yol gidemeyiz..çözüme ulaştırmamız lazım.. Aksi takdirde hep tıkanır kalırız...

Sevgi ve Saygılarımla,


Sn. Fatih Çekirge.

Ülkemizde engellilere ne kadar değer verildiğini gösteren bir başka konuyla ilgili bir dava dilekçesini sizinle paylaşıyorum.

Üniversitelerin özel bölümünden mezun olan özel eğitimcilerin hakları ellerinden alınırken, engellilere verilen değeri görebilmek için çok çok güzel bir örnek oluşturuyor, bu davanın konusu. 4 yıl eğitim yerine 8 aylık bir sertifikalı eğitim ile sınıf öğretmenlerinin zeka engelliler öğretmeni yapılması sonrasında bu öğretmenler zeka engellileri ne kadar eğitebilirler, acaba...

Bu ülkede kör olduğu için konservatuara alınmayan kardeşlerimizde var, biliyor muydunuz?

Sevgi  ve saygılarımla.

"Oku, öğren ve paylaş ki, bilgi sende kalmasın."

 

Sacit SERÄ°M

 


 

Sayın Fatih Çekirge,

 

"Engelliler nasıl oy kullandı?" yazınızı okudum, çok haklısınız.

 Aklıma bir soru daha takıldı, peki normal çocuklarla eğitim görmesinde hiçbir sakınca olmayan bedensel engelli çocuklar o okulda ders görmeye nasıl gidiyor, öğlen tatilinde hava almaya nasıl çıkıyor? Muhtemelen gidemiyor.

 Belki de daha okul çağlarından çocukları normal ve bedensel engelli olarak ayırdığımız için, hiç beraber olmadıkları için, toplamsal yaşamda, kaldırımlarda ve her yerde engelli insanları yok görmeye devam ediyor olabilir miyiz?

 

Teşekkürler & Saygılar,

 Özge Belen

 


Sayın Fatih ÇEKİRGE,

 

Son 2-3 gündür engelliler adına gündemde tuttuğunuz konular için size ne kadar teşekkür etsek, ne kadar minnetlerimizi sunsak inanın azdır. Bir engelli vatandaş olarak yılın sadece bir haftasında ve onun da sadece 1-2 gününde hatırlanmak ve sürekli tekrarlanan cümlelerle sanki engelliler için bir şeyler yapılıyormuş gibi görünmek bizlere ne kadar acı veriyorbilemezsiniz. Engelliler olarak günlük hayatta yaşadıklarımızdan çok fazla bahsetmeyeceğim, bu zaten malumunuz. Ben şahsen Başkent Ankara’nın göbeğinde Kızılay da yaşarken bile ilkel üst geçitlerden, tam ortasına reklam panosu konmuş delik deşik kaldırımlardan ve bunun gibi bir sürü medeniyetsizliklerden engellilerin neler yaşadığını yazsam ve sayfalar yetmez. Ancak sizden ricam başka olacak. Biz engelliler olarak, engelli dernekleri, temsilcileri milletvekilleri olarak, engelliler adına bazı şeyleri düzeltmeyi ne acıdır ki başaramadık. Maalesef bir gerçek ki sesimizi duyuramadık, seçmede seçilmede o bilince sahip olamadık. Seçtiklerimizin de ya gücü yetmedi ya da sisteme ayak uydurdu. Artık teknolojinin, bilişimin, internetin, haberin günümüzdeki gücü inkar edilemez. Bu yüzden lütfen, lütfen, lütfen engelliler adına gündemde tuttuğunuz yazılarınıza, haberlerinize devam edin. Bu vesile ile sizin sayenizde 1 engellinin bile hayatı kolaylaşırsa, bu 1 hayat demek, inanın bu çok büyük bir başarı demek. Bu ömrünü tekerlekli sandalyede, koltuk değneğinde ya da başka şekilde engeliyle geçiren bir birey için çok şey demek. LÜTFEN DESTEKLERİNİZE DEVAM EDİN. SESİMİZİ 1 YETKİLİYE DUYURMAYI BAŞARIP, GÜNLÜK HAYAT İÇİN 1 İYİLEŞTİRME BİLE YAPILSA BU 1 HAYAT DEMEKTİR.

 

Saygılarımla.  

Selahattin ÇALIŞKAN

 


Sayın Çekirge,
Ben Berk GUMUS,Amerika’nın Florida eyaletinde yasamaktayım ve olağan gücümler haberleri takip ederek güncel olayları kaçırmamaya çalışıyorum,engelli yazısını okuduktan sonra bir engelli olmadığım halde  Amerika’da yasayınca insana nasıl değer verildiğini burada yasayıp görmek müthiş bir deneyim oluyor.Ancak bu  eğitimden de geçiyor örnek verecek olursam mutlaka  Amerika’ya geldiğinizde büyük alışveriş merkezlerine gitmişsininizdir oralarda bedensel engellilere arabalarını park etmeleri için  park yerleri mevcuttur eminim son zamanda Turkiye de de gelişmektedir ancak en önemlisi engelli olmayıp ta oraya park ederseniz 250 dolar cezası  var diyeceksiniz ki polis nerden görüyor,iste burada eğitim devreye giriyor isterseniz en yakin arkadaşınız  oraya park etmiş olsun buradaki insanlar  ben dahil 911 arayıp hemen sheriff isteyip ceza kesmesini istiyorsunuz bunun dışında Orlando daki Disney Word yada Sea Word yada üniversal parklarına  giderseniz roller coaster lara binmek isterseniz ve engelliyseniz hic bir probleminiz yok bunlar inşa edilirken belediyelerden izin alırken belediye bunlari yapmazsan asla  ruhsat vermem diyor o yüzden  kurallara herkes uymak zorunda,abi ben sana surdan 2.000 ytl veriyim isimi hallet diyemezsiniz.Ayrıca belediye otobüsüne engelli yada tekerlekli sandalyeli bir vatandaş binecekse şoför otobüsü durdurduktan sonra açılır kapanır koltukları olan yan kısımda üstelik herhangi biri oturuyorsa ona  kalkmasını söyleyip engelli vatandaşı otobüse alıp arabasını yerleştirdikten sonra kemerini de  takarak tekrar yola devam ediyor.İnanın Türkiye de bir belediye otobüs şoförü böyle bir uygulamayı yapsa siz sormadan ben şanslıyım bütün millet mirin kirin eder söylenir  ve hatta sikayat eden bile olur.O yüzden Amerika sempatizanı olmadığım halde insan olmanızın değerini çok iyi anlayan bir ülkede yasamak gerçekten insani mutlu ediyor,bununla beraber bizim bu insanlardan ne eksiğimiz var deyip kendi ülkemizdeki yönetimlere ve insanlarımıza da bazen veryansın etmiyor deyilim.Yazınızı bu nedenle çok beğendim ve umarım bir etki olduğunu düşünmekteyim.Öncelikle Türkçemden dolayı sizden çok özür diler başarılarınız devamını dilerim.


Berk GUMUS

 


 

Fatih bey,

Engellilerle ilgili konuyu gündeme taşıyor olmanızdan çok mutluyum. Çünkü benin babam da 1 yıl kadar önce şeker hastalığına bağlı olarak maalesef sağ bacağını diz altından kaybetti. Dolayısıyla bahsettiğiniz konular bizim de gündemimizde.

Babamı apartmanın kapısının önüne bile çıkartmak gerçekten bir sorun. Tekerlekli iskemleyi üç kişiyle giriş merdiveninden zar zor indirebiliyoruz.  İndirdik diyelim, kesintisiz yüz metre yürünebilecek düz bir yol yok. Düşünün, annem ve babam Ataköy'de oturuyor. Baktığınız zaman en düzenli yerlerden biri. Yunus Emre sitesi yönetimi bu konuda kılını bile kıpırdatmış değil.

Benim yaşadığım Etiler'de durum daha da vahim. Bırakalım tekerlekli sandalyeyi, çocuk arabasıyla bile bir yerden bir yere gitmek neredeyse imkansız. Kaldırımlar zaten standart değil, bir de elektrik direkleri, trafik lambalarının ayakları ve gelişigüzel bir sürü reklâm levhası kaldırımları işgal etmiş durumda. Bir tekerlekli iskemlenin, kaldırımdan yola  indirilmesi dahi emin olun zor bir iş.
Sonuç olarak babamı 1 yıl içerisinde ancak üç veya dört kez dışarı çıkarabildim. Babam, evde derin yalnızlığıyla baş başa oturuyor ve ben maalesef hiç bir şey yapamıyorum.

Ümitsiz değilim. Mutlaka düzenlemeler yapılabilir. Yeter ki yöneticiler, belediyeler engelliler konusuna konsantre olsun, önemsesin. Girişiminizi çok faydalı buluyorum ve teşekkür ediyorum.

Saygılarımla,

Mustafa Ä°LGÃœN


SEVGİLİ  FATİH BEY

30 MART PAZARTESI TARİHLİ  HURRIYETTE YAYINLANAN ENGELLİLER VE SEÇİM İLE İLGİLİ MÜKEMMEL YAZINIZ VE BU KONUDAKİ DUYARLILIĞINIZ İÇİN SİZİ CANDAN KUTLUYORUM. 1973 YILINDA GECIRMIS OLDUGUM TRAFIK KAZASI SONUCUNDA HAYATIMIN GERI KALAN BOLUMUNU TEKERLEKLI SANDALYEDE GECIRMEKTEYIM.ITU MIMARLIK FAKULTESINDE OGRENCI IKEN GECIRDIGIM BU KAZA SONUCUNDA ÜNİVERSİTEYİ SİZİN DE BAHSETTİĞİNİZ NEDENLERLE BİRÇOK ZORLUKLARLA ,ARKADAŞLARIMIN (BİRİ ŞU ANDAKİ EŞİM ) DESTEKLERİYLE  BİTİRDİM.YILLARDIR BU KONUDA COK UGRAS VERDIM.GENELDE KONULARIN COGUNLUGU MESLEGIMIZ ILE DE DIREKT ILGILI.HALEN EŞİM ,BEN  SAMSUN DA MİMARLIK MESLEĞİMİZE DEVAM EDİYORUZ.BİR KIZIMIZ VAR O DA AYNI MESLEĞİ SEÇTİ .İSTANBULDA MİMARLIK MESLEĞİNİ SURDURUYOR.

 BU SEÇİMDE DE AYNI BAHSİNİ ETİĞİNİZ SORUNLARI SAMSUNDA TEKRAR YAŞADIM.YEREL BİR GAZETEDE BU KONUYLA İLGİLİ ÇIKAN HABERİ VE YUKSEK SEÇİM KURULUNA BU KONUNUN COZUMU ILE  ILGILI YAZDIGIM DILEKCE ORNEGİNİ DE EKTE GONDERIYORUM.

AYRICA GORME ENGELLÄ°LER Ä°CÄ°N DE SHOW TV DE PROGRAM YAPAN EVREN BEYÄ°N GECEN GUN TV DE BIR ONERISI VARDI

OY PUSULALARIN BIR KISMININ KABARTMALI BASILMASI.

 

DUYARLILIGINIZ VE  ILGINIZ ICIN SONSUZ TESEKKURLER

INSALLAH  BIRSONRAKİ  SECIME BU KONUYU HEP BIRLIKTE COZMUS OLARAK GIRERIZ.

 

SAYGILARIMLA

SERVET  BASKAN

 

 


  

 

Sayın Fatih Bey..

Ben 24.04.1964 Mudanya DoÄŸumluyum

Antalya Sağlık Müdürlüğünde Çevre Sağlığı Teknisyeni Olarak Görev Yapmaktayım.

01.04.2009 tarihinde yayınlamış olduğunuz Fatma Hanımın yazısını okuyunca derin bir üzüntü duydum. Ancak biliyorum ki burası Türkiye.

Benim rahatsızlığım Ankilozanspondolit yani Türkçe karşılığı Muz Hastalığı veya odun adam denilmekte, bu rahatsızlığın etki alanı tüm kemik sistemini etkilemekte bir örnek verecek olursak Rahmetli Suna PEKUYSAL’ın rahatsızlığından.

Yaklaşık bu rahatsızlığım 25 senedir var ve hiçbir tedavisi bildiğim ve araştırdığım kadarıyla yoktur.

Bu rahatsızlığım sebebiyle ne uzun süre yürüyebiliyorum, ne de uzun süre dinlene biliyorum ve hatta son beş senedir de sırt üstü yatamadığım için 2 koltukta oturur vaziyette uyumaya çalışıyorum.

Bundan 3 sene önce maliyeye müracaat ederek hastaneye sevk edildim ve bana Maliyenin böyle bir hastalık tanısı olmadığı için %10 sakatlık raporu verildi. Geçen senenin Kasım ayında tekrar müracaat ettiğimde hastaneden solunum yetmezliğinden dolayı %80 olan rahatsızlığım %40 ve Tansiyondan dolayı %6 verilerek toplamda %46 özürlü raporu verildi ve Maliye onayladı. Ancak bu rahatsızlığımın gerçek özür değeri bu değil. Ankilozanspondolitin etkilediği alanlar;

 

  • Ortopedik olarak: Bel omurları, Boyun Omurları, Eklem yerleri, Göğüs kafesi
  • NöroÅŸirurjik olarak: Omurlar arası sıkışmadan dolayı Sinirlere baskı,
  • Göğüs olarak: Göğüs kafesi daralma ve esneme olmadığından solunum yetersizliÄŸi ve karın soluması
  • Kalp olarak: yetersiz solunumdan dolayı kalp büyümesi
  • Psikolojik olarak: yeterli ve dengeli uyku alınmadığından dolayı bitkinlik halsizlik ve asabiyet hali v.b.

Birçok etki alanları mevcutken böyle bir rahatsızlık Maliyede geçerli değil bunlar için ayrı ayrı rapor alınmakta ve bu raporların toplamında ise Maliye Bakanlığının kabulü beklenmektedir.

Åžimdi tekrar Maliye Bakanlığına müracaat edeceÄŸim ama aldığım %46 hiçe sayılıp hayır kardeÅŸim sen saÄŸlamsın derse ne yaparım ve son çıkan anlamsız ve bilinçsiz olarak yayımlanan genelgede dediÄŸi gibi Sakat olarak iÅŸe girenler kabul ama sonradan olanlar deÄŸil,ÂdenildiÄŸi gibi.

Sizden ricam lütfen benim gibi olan tüm çeşitli nedenlerden dolayı önceden veya sonradan sakat olan arkadaşlarımızın birileri bu gerçekleri üst düzey yöneticilere anlatılmalı ve bu nedenlerden dolayı hak edilmesi gereken sosyal yardımlardan yararlandırılmalıdır.

Şu anda herhangi bir araçla veya yürürken ufak bir tümsek veya çukurlardan geçerken sarsılmamdan dolayı çektiğimim sıkıntıları benimle aynı rahatsızlıkta olan arkadaşlarım anlar.

    ÂBizler sakat ve özürlü olarak yaÅŸayan veya olumsuzluklara karşı mücadele veren Türkiye gerçeklerinden bir grubuz, Lütfen bu konuda hassasiyetinizi ve çeÅŸitli nedenlerden bu duruma düşmüş tüm arkadaÅŸlarımızın sesi olun.

    ÂÄ°lgi ve alakanızdan dolayı sonsuz teÅŸekkürler ve saygılarımla.

 


 

Sevgili Fatih bey;

 

1993 yılında İstanbul Haseki hastanesinden %42 engelli raporu almıştım.Bir ayağımdan çocuk felci diğer ayağımda kaza sonucu eklem yerinden kırıldı ve baston kullanmaya başladım.2008 Haziran ayında Vergi indirim için başvurduğumda tekrar rapor almam gerektiği eski raporların geçersiz olduğu belirtildi.

 

Tekrar rapor için başvurduğum hastanede 3ay  içinde bütün kontrollerden geçtim ve ilave olarak 2 hasatlığım daha ortaya çıktı. Kurul buna rağmen %39 engelli raporu verdi ve nedenini sorduğumda Bu Hükümetin çok başvuru olduğu için Baltalar hesaplama sistemini getirdiğini bu hesaplama sistemine göre %39 verdiklerini söylediler ve bende işin peşini bıraktım ve çevremde hep bu hükümetin bağlı olduğu siyasal parti aleyhine çalıştım.

 

Birkan Timurlenk

 


 

Sayın Fatih Çekirge,

 

İşitme engelliyim, sevinerek okuduğum haberinizdeki konulara ilginize ve samimi desteğinize tüm kalbimle teşekkür ediyorum.

Sağlık raporlarında keyfi tahrifatla, abes iddialarla ülkemizde yaşayan engelli sayısı için göz boyamaya gerek duymalarının nedenini anlayabilmiş değilim.

Şahsen 35 yılı aşkın süredir yurt içinde derneklerden tutun Konfederasyona kadar birçok İşitme Engelli STK organlarında görev yaptım, son 8 yıldır yurt dışına açılıp Deaflympics ve EDSO (Avrupa Sağır Spor Birliği) yönetim kurullarında görev yaptım, Halen Avrupa Sağır Spor birliği yöneticiliğim devam ediyor.

Hal böyle olunca birçok ülkeye gidip tesis ve olanakları görme imkanına sahibim. Sevgili Türkiyem’e her dönüşümde ülkemizdeki eksikliklerin ezikliğini hissediyorum. Kürtçeye bile izin veren devletimiz İşitme Engellilerin yegane iletişim dili için (yasa ve yönetmelikler çıkarmasına rağmen) bırakın uygulamayı kendi öz dilimiz olan işareti öğrenmemizi bile engellemektedirler.

Ülkemizde katıldığım bazı toplantılarda koskoca Milli Eğitim bakanımız bile Ülkemizde yaşayan işitme engelli sayısını 240 bin civarında telaffuz ediyor.

Son bir yıldır yetkililer sadece işitme engelliler değil genelde tüm engellileri az gösterme çabaları (bazen talimat verilerek) devam ediyor bunun belli bir amacı mı var? Mızrağın çuvala sığması veya güneşin balçıkla sıvanması daha kolay bence.

Yalanlama lüksüne sahip değilim, ancak sayın bakanımızın iddiası doğruysa ya UNESCO, WHO ve benzeri kurumlar analizlerinde çok ciddi hatalar yapıyorlar ya da Türkiye sağlık ve sakatlığın önlenmesi hususunda çok ciddi çalışmalar var ki sakat insanlarımız oldukça az, dünya ortalamasının çok altında, rekor sayılacak kadar az sakat insanımız yaşıyor. İnanabilirimsiniz?

Ne desek neye tepki göstersek duymayan biz değiliz onlar.

Bu iddiaya bir cevap bulunabilirse sevinirim.

Tekrar teşekkür eder, saygılarımı sunarım.

 

Doğan Özdemir

 

 


 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!