Türkiye'nin en zengin adamıyım

Güncelleme Tarihi:

Türkiyenin en zengin adamıyım
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 05, 2009 00:00

Usta aktör Kadir İnanır, Boxer dergisine verdiği röportajda kendini şanslı hissettiğini, gönül zengini olduğunu açıkladı:

Haberin Devamı

Usta aktör Kadir İnanır, Boxer dergisine verdiği röportajda kendini şanslı hissettiğini, gönül zengini olduğunu açıkladı: "İnsanlar bana ailelerinden biriymişim gibi sarılıyor. Bundan önemli bir şey olabilir mi? Hep söylerim ‘Türkiye’nin en zengin adamıyım’ diye. Hakikaten de öyle. Türkiye’nin dağına da köyüne de gitsem kendime mükellef bir sofra kurdururum."

Çoğu kişi sizi sert bir adam olarak tanımlıyor. Öyle misiniz gerçekten?

Çok sertim. Bu ülkede yaşayan bir sanatçı olarak, sanatçının toplumun sorunlarıyla ilgili olması gerektiğini düşünüyorum. Toplumun sorunlarıyla ilgisiz bir sanatçı düşünemiyorum. Sanatçının görevi toplumdaki olumsuzlukları yok edebilecek kişilerden biri olmaktır. Ben sanatçı kişiliğimi böyle oluşturdum. Eğer bir toplumda gülmeyen, küskün ve umutsuz insanlar varsa, işsiz insan sayısı 2.5 milyonsa, benim de gülmem ve eğlenmem söz konusu olamaz. Bu duyarlılıkla yüzümdeki çizgiler de sertleşiyor. Aslında hiç de kendi içinde derin hesaplaşmaları olan, sorunlar yaşayan biri değilim.

Â

Hürriyet
Çok mesafeli biri olduğunuz söyleniyor. Kadınlara karşı da mesafeli misiniz?

- Asla böyle bir şey yok. Yaşamın ciddi bir olay olduğunu düşünüyorum. Tabii ki eğlence ve gülmek insani olgular. Saydığım etkenleri düşününce sadece eğlenmeyi bilen insanlaıy çelişkili olarak görüyorum. Bu nedenle de ciddi biri olarak belirli bir mesafem var insanlarla.

KADINSIZ HAYAT DÜŞÜNÜLEMEZ

 Çoğu erkek, kadınların anlaşılması zor ve karmaşık varlıklar olduğunu söyler. Sizce de kadınları anlamak güç mü?

- Olur mu hiç? Kadınsız bir hayat düşünülebilir mi? 
Peki onlarla anlaÅŸabiliyor musunuz?

- Anlaşamayan erkeklerin kendi sorunları olduğunu düğünüyorum. Ben anlaşıyorum. Onları seviyorum ve saygı duyuyorum.

 Kadınlar özgürlüklerinin kısıtlanmasından pek hoşlanmazlar. Siz hayatınızdaki kadınlara belirli sınırlar koyar mısınız? "Şuraya gitme, bunu giyme" gibi...

- Bizim durumumuz farklı biraz. Benim hayatımı paylaştığım arkadaşım benimle beraber toplum içindeki yerime saygı göstermek zorunda. Oluşturduğum değerler ve kimliğim zedelenmemeli. Çünkü bunları oluşturabilmek için bir ömrü feda ettim.

 Kadirizmin sonu hakkında pek çok şey yazılıp çizildi. Bonus reklamlarında oynadınız, "Kadirizm bitti" dediler. Jülide Kural’ın rol aldığı bir tiyatro oyununa gittiniz. "Kadirizm öldü" dediler. Kadirizm bitti mi gerçekten?

- Gazete sayfaları için yazılan şeyler bunlar. Aslı astarı yok.

 Peki Kadirizm ne?

- Ben Kadirizm diye bir şey kabul etmiyorum. Medyanın çıkardığı bir tabir bu. Toplumun sevgisini, saygısını kazanmış biri olarak görüyorum kendimi. Ulaşmak istediğim yüce değerlerin karşılığını aldım. Buna saygı gösteren bir disiplin içinde yaşıyorum. Kadirizmi medya yarattı.şimdi beğenmiyorlarsa, yapıştırdıkları gibi kendileri kaldırsınlar. Benim için en büyük ödül halkın sevgisini kazanmış olmak. Yarattığım değerleri yok etmek, iki fotoğrafın altına yazı yazmakla olacak şey değil.

 Topluma saygılı davranmaktan ve disiplinden bahsediyorsunuz. Bu çizginin dışına çıkmamak için dikkat göstermek zorunda kaldığınız için pişman mısınız?

Hürriyet- Bunu bize zorla yaptırmadılar ki. Pişman olmanın anlamı yok. Karşılığını alıyorum yaptıklarımın. İnsanlar bana ailelerinden biriymişim gibi sarılıyor. Bundan önemli bir şey olabilir mi? Hep söylerim "Türkiye’nin en zengin adamıyım" diye. Hakikaten de öyle. Türkiye’nin dağına da köyüne de gitsem kendime mükellef bir sofra kurdururum. Hangi zengin yapabilir bunu? Bundan daha büyük servet düşünemiyorum.

ÅžU ANDA SÄ°YASETÄ°
DÜŞÜNMÜYORUM

 Politikaya atılma niyetiniz vardı bir ara... Vaz mı geçtiniz şimdi?

- Bu her seçimde söylenir. Bu dönemde de bir sürü teklif aldım. Ben oyunculuk yaparken de zaten siyaset yaptığımı düşünüyorum. Mesela bana içinde insanların sorunları yer almayan, gerçeklerden soyutlanmış senaryolar gelmez. Teklif bile edemezler zaten.

 Aktif siyasete atılma niyetiniz hiç kalmadı mı?

Aktif siyasete atılmam için, siyaset dünyasında benim gibi düşünen insanların sayısının artması lazım.

 Gündemde Ergenekon, ekonomik kriz, çarşaf açılımı var. Siz ne düşünüyorsunuz?

- Bütün bu sorunları ortadan kaldırmak için dürüst siyaset yapmak lazım. Böyle sokak kavgalarıyla ortalık bulandırılıyor. Gerçek sorunlar unutulsun diye yaratılan gündemler bunlar.

 En son sinema filminiz "Son Cellat" için size ilk önce savcı rolü gelmiş. Ama siz Bayram rolünde karar kılmışsınız.

-Savcı rolünü çok oynadym. Filmlerde canlandırdığım karakter çeşitliliği artsın diye bu rolü seçtim. Çok da başarılı olduğuma inanıyorum. Daha önce canlandırdığım rollerden çok farklı bir rol çünkü... Güçsüz bir adamı canlandyrdym.

Hürriyet
 "Denizin Dili" adlı başka bir sinema projesinde yer alacaksınız. Bu projenin en önemli özelliği Tarık Akan ve Kadir İnanır ikilisinin ilk defa bir araya gelecek olması...

- Çok sevdiğim filmci bir arkadaşım var. Bir gün balıkçı gemileri yaptığını öğrendim. Bu tekneleri görünce ona "Şu tekneleri bir filmde kullanalım" dedim. Bir gün "Tamam, film yapacağım ama uluslararası bir film yapacağım" diye telefon açtı. Hemen çalışmalara başladık.

TARIK AKAN’LA
DARGIN DEĞİLİZ

 Tarık Akan’la bunca yıldır neden hiç bir araya gelmediniz? Kıskançlıktan mı?

- Asla. Niye böyle bir şey olsun ki? Koca bir sektörde bir tane mi aktör olacak? Tarık ile bana bugüne kadar böyle bir proje getirilmedi. Şimdi geldi. Biz de oynuyoruz. Tarık’la aramızda en ufak bir söz düellosu bile gerçekleşmemiştir. Yaşam tarzlarımız aynı olmayınca doğal olarak aynı ortamlarda da bulunamadık. Basın da bundan yola çıkarak sürekli "Dargın" diye yazdı. Dargın falan değildik.

 Şimdi oynadığınız "İpsiz Recep" dizisindeki İpsiz Recep tartışmalı bir karakter. Kimi halk kahramanı diyor, kimi çeteci...

- Kurtuluş Savaşı başlayınca Rizeli İpsiz Recep Reis, vatan için çarpışmış. Anadolu’ya silah ve cephane taşımış, birçok kişiyi Anadolu’ya götürmüş bir kahraman. Hep İpsiz Recep’i canlandırmayı hayal etmiştim. Kısmet bugüneymiş.

 Fanatik bir Fenerbahçeli’siniz değil mi?

- Evet. Hatta en eski divan kurulu üyelerinden biriyim.

 Peki siz halı saha maçı yapyyor musunuz?

- Yok canım. Sakatlanır, bacağımı kırarım herhalde.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!