Medyadan, ortaya karışık

Güncelleme Tarihi:

Medyadan, ortaya karışık
Oluşturulma Tarihi: Ekim 27, 2002 17:59

Demokratik ve insan haklarına saygılı Türkiye’de, seçimlere bir hafta kala politika konuşmak, yazmak yasaklandı. Kendi televizyonu ve gazetesi olanlar hariç, bütün basına... Yani bu hafta medya alıntılarında siyaset yok. Bol bol magazin geyiği...

Haberin Devamı

DARISI DİĞERLERİNİN BAŞINA

TBMM’ye sunulan 2003 yılı bütçe tasarısında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyacı için kullanılacak olan köpeklerin ve katırların standardı belirlenmiş. (Hürriyet, 26 ekim) Katırların yerden yükseklikleri 1 metre 36 santim, göğüs çevreleri de en az 150 santimetre olacakmış.

Katırlara standart koyulması iyi olmuş, nereden başlansa kârdır.

Gerçi 3 Kasım seçimleri için geç sayılır, adaylar belirlendi ama olsun!..

*

MÜTEVAZI KÖPECİK...

Güler Yiğit,
Hafta Sonu’nda anlatıyor (23 ekim) :

“Evimdeki antikaların çoğu annemle babamdan kaldı. Köpeğim Pug ise Çin’den geldi. Bir saray köpeği o. Çin’de imparatorların, İngiltere’de sarayların, İstanbul’da da benim köpeğim...”

*

İÇ MİMARLIĞIN YAN KOLU

“Artık mankenlik yapmayan, sadece özel defilelere çıkan Deniz Akkaya’nın Cengiz Abazoğlu’nun defilesinde çekilmiş fotoğrafları elden ele geçti, sonunda Prens William’a ulaştı” diyordu haber (Hürriyet, 24 ekim) “Mankenin İngiltere’de iç mimarlık yapan bir arkadaşı, bu pozları Prens William’ın görmesini sağladı. Fotoğraflarla yakından ilgilenen Prens William, hiç zaman kaybetmeden, iç mimardan kendisini Deniz Akkaya ile tanıştırmasını istedi.”

*

SIRA LAZIMLIK TANITIMINDA

Gala’dan bir iki haber (27 ekim pazar) :

- Çağla Şikel’den bahsediyor : “Kalbi boş görünse de, aralıklı olarak birinci ligin çapkın ve yakışıklı başkanıyla görülen Şikel...”

“Aralıklı olarak” lafına bittim...

- “Kocaelispor Başkanı Sefa Sirmen’in oğlu Mustafa Sirmen’den ayrılan Esra Eron, Serkan Tanorman’la sevgili olmakta gecikmedi...”

- Manken Aysun Kayacı, Idex Fuarı’nda bir tanıtıma katılınca, “tanıttığı üründen çok kendisi ilgi görmüş” habere göre... Manken çağırıp, tanıtımı yapılan ürün neymiş peki ?

Türkiye’ye yeni getirilen bir ... diş köprü sistemi!

Lahmacun dükkanı, özel tuvalet derken artık diş protezini de mankenler tanıtıyor... 

Sırada, ishal ilacı (siyasî ishal vakalarında tesettürlü mankenlerin tanıtması “tercih sebebidir”), nasır lastiği, yatalak hastaların küçük-büyük ihtiyaç gidermesi için Avrupa’dan büyük fedakarlıklarla getirilen sürgü (ördek de derler) de var.

*

MANSIZ’DAN BASINA DEMOKRATİK TEPKİ

Damga’dan da iki alıntı (27 ekim pazar) :

- “Önce Fenerbahçeli futbolcu Ali Güneş’le “aşk yaşayan” Berna Arıcı, ardından da Serhat’e kapılarını açtı.”

- Beşiktaşlı futbolcu İlhan Mansız gece kulübünden çıkarken magazin muhabirlerine tepki göstermiş. Damga haberi şöyle veriyor: “... bu sırada basından gördüğü ilgiden dolayı sıkıldığını el işaretleriyle dile getirdi.”

Devam ediyor haber : “Kendisini görüntülemek isteyen gazetecileri gördüğü halde hızlı bir şekilde kalkış yapan Mansız, böylece her zaman olduğu gibi magazin gazetecilerine olan sitemini belli etti.”

“Magazin gazetecilerine olan sitemini belli etmek için” ne yapmış İlhan Mansız ?

Cipini gazetecilerin üzerine sürmüş... Damga bunu “demokratik bir hak” olarak algılıyor belli ki...

*

AJDA PEKKAN’IN GEÇİRDİĞİ EVRİM

Ve, günün incisi, magazin diliyle “yılların eskitemediği” Ajda Pekkan’dan, aynen aktarıyorum:

Siyasîler beni örnek alsın

Politikacılar bendeki müthiş değişimi örnek alsın... Kendimi nasıl yenileyip geliştirdiğim ortada. Sanatımla, kişiliğimle ve fiziğimle hep zirvedeyim. Politikacılar beni örnek alırlarsa, hemen her sorunun altından kalkarlar.” (Gözcü, 27 ekim pazar)

“Süperstar” (*) haklı. 

Neredeyse Süleyman Demirel’inki kadar bir kariyeri var Türkiye’de.

Ayrıca Ajda Pekkan’ın onun yaşadığı değişimi sadece politikacılar değil, tıp dünyası da izliyor.

Hatta muhtemeldir, “canlıların evrimi” teorisinin babası Darwin bile...

(*) Ajda Pekkan kendini “Süperstar” ilan etmişti bir zamanlar. Ancak, bilgisayarların kapasitesi gelişirken, süperlik de ayağa düştü. Tarkan çıktı, o da kendini “megastar” ilan ediverdi. Onun da kapasitesi yetmez olacak yakında. Bir “gigastar” beklentisi içinde Türkiye...

*

Bir de ... DÜZELTME

Fatih Altaylı “düzeltme” derken fena “düzeltmiş.” (Hürriyet, 24 ekim) :

Ünlem gözden kaçtı – ÇEV’in kamuoyunda iyi tanınan bir vakıf olduğundan hareketle, bu vakıf için bir ironi yaparak Fethullahçı deyip sonuna ünlem koymuştum. Yazımı gazeteye uzaktan yolladığım için ünlem gözden kaçmış. Vakfın durumu da benim düşündüğüm kadar net değilmiş. Yanlış bir anlaşılma olmuş, kusura bakmayın...”

Fatih Altaylı, bir önceki yazısında, Savcı Nuh Mete Yüksel’le ilgili şantaj kasetinden bansediyor ve “Savcı Yüksel’in seks bandının ele geçirildiği yer, Fethullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen bir vakıftır” diyordu...

Düzeltmesine göre bir adet (!) varmış, düşmüş.

Düzeltmesinde Fatih demek istiyor ki “Ben bu vakfın Fethullahçı olduğunu yazarak şaka yapmak istedim, özür dilerim. Ama aslında bu vakıf çok da temiz değilmiş...”

“Düzeltirken” fena halde “düzeltmiş” !

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!